Web Tv

Bu çalışma, Carl Gustav Jung'un analitik psikoloji sisteminde merkezi bir yere sahip olan "Persona" (Toplumsal Maske) kavramını kapsamlı ve eleştirel bir şekilde incelemek ve okuyucuya bilgi vermek amacıyla hazırlanmıştır. Persona, bireyin toplumla kurduğu ilişkiyi yönetmek için benimsediği dış görünüş, rol ve davranış kalıplarını ifade eder. Jung'a göre Persona, bireyin kolektif bilinçdışı içinde gelişen ve toplumsal beklentilere uyum sağlamak amacıyla şekillenen bir arketiptir. Ancak bu maske, aşırıya taşındığında bireyin "gerçek ben"inden kopmasına, psikolojik bunalımlara ve kimlik krizlerine yol açabilir. Bu çalışma, Persona'nın kökenini, işlevini, bireysel ve toplumsal boyutlarını, modern yaşama nasıl yansıdığını, psikopatolojik etkilerini ve bireyselleşme sürecindeki yerini ele alır. Ayrıca, Jung'un orijinal görüşleriyle modern psikoloji, sosyoloji ve medya analizleri arasında köprü kurularak, Persona kavramının çağdaş dünyadaki etkisi değerlendirilir. Çalışma, film örnekleri (The Truman Show, Fight Club, Black Swan), rüya analizleri ve klinik vaka örnekleri ile teorik çerçeve, somutlaştırılmıştır. Persona, yalnızca bir psikolojik savunma mekanizması değil, aynı zamanda bireyin toplumla kurduğu karmaşık bir diyalogun sembolüdür. Bu çalışma, klinik uygulama, kişisel gelişim ve kültürel analiz açısından Persona'nın önemini vurgulamaktadır.

Technological convergence has become a cliche. Therefore, time has come when we need to reflect, and analyse the state of the art of web tv journalism and establish the paths towards a future real integration of the television journalism in a new platform like the internet. The time we live in is still a protoWeb TV era where convergence is nothing more than the simple television content transfer to the internet. This very inceptive phase is much like the online journalism genesis where a plain copy of the newspaper was read on the computer screen. And this is what tv stations are doing right now, they are just publishing the plain TV content as it was aired. What we observe is a simple TV screen recreation on the computer screen. Broadcasted on tv, posted on the internet. But what should be happening is a real metamorphosis due to a new literacy inherent to a platform that provides and privileges interaction. As History teaches, each new media adopts the predecessor language before developing its own language, based on its own technology thus generating new literacies and consequent self coding and decoding mechanisms. The present web TVs are an example of how we´re still living in a protohistory phase. They´re nothing but simple recreations of the traditional TV set. And this is why it urges and it is vital to build a new grammar to guide the TV web journalist on this quest through a new platform environment based on the internet, where he/she meets a new decoding dimension regarding an innovating and demanding semiotic effort.

Bu çalışma, kentten köye göç eden bireylerin sosyal medya kullanımını ve bu süreçte sosyal medyanın etkisini sosyal medyada konuyla ilgili paylaşım yapan bireylerin gözünden incelemektedir. Geleneksel tersine göç süreçlerinden farklı olarak, sosyal medyanın sunduğu bilgi, ekonomik fırsatlar ve topluluk desteği, göç kararlarını şekillendiren temel faktörler arasındadır. Araştırmada, kentten köye göç eden ve bu süreci sosyal medya üzerinden paylaşan bireyler ile yarı yapılandırılmış görüşmeler yapılmıştır. Sonrasında bu görüşmelerin dökümü yapılmış ve ortaya çıkan dokümana Tematik İçerik Analizi uygulanmıştı. Tematik içerik analizi ile incelenen veriler, sosyal medyanın göç sürecini bir yaşam modeli haline getirdiğini ve göçmenlerin ekonomik sürdürülebilirliklerini sosyal medya içerik üretimi ve e-ticaret aracılığıyla desteklediklerini ortaya koymaktadır. Ayrıca sosyal medya göç sürecinde cesaretlendirici bir psikolojik destek aracı görevi görmektedir. Öte yandan, sosyal medya içeriklerinin çoğu zaman idealize edildiği ve köy hayatının zorluklarının yeterince yansıtılmadığı da belirlenmiştir. Bu nedenle, sosyal medya kaynaklı göç deneyimlerinin yanlış beklentilere yol açabileceği görülmüştür. Sonuç olarak, sosyal medya, kentten köye göç sürecinde yalnızca bir bilgi ve motivasyon kaynağı değil, aynı zamanda yeni bir ekonomik ve toplumsal entegrasyon modeli sunmaktadır. Ancak, sürecin gerçekçi bir şekilde değerlendirilmesi ve sosyal medyanın daha dengeli bir bilgi kaynağı olarak kullanılması büyük önem taşımaktadır.

Mezarlık dizisinin 2. sezonu, yayınlandığı dönemde izleyiciler tarafından çeşitli açılardan değerlendirilmiş ve birçok eleştiri almıştır. Bu araştırmanın amacı, henüz yeni yayınlanmış olan Mezarlık dizisinin 2. sezonunun izleyiciler tarafından hangi temalar ve unsurlar üzerinden eleştirildiğini analiz etmek ve izleyicilerin genel memnuniyet düzeyini ölçmektir. Dizinin karakter gelişimi, senaryo yapısı, görsel estetik, oyunculuk performansları gibi faktörler, izleyici yorumlarıyla karşılaştırılarak ele alınacaktır. Bu çalışma, dizinin ikinci sezonunun izleyiciler üzerinde bıraktığı etkiyi, eleştirilerin içeriğini ve izleyici kitlesinin beklentilerine ne ölçüde karşılık verildiğini inceleyerek mevcut literatüre katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Araştırmada, sosyal medya yorumları ve izleyici anketlerinden elde edilen veriler üzerinden bir analiz yapılacak, dizinin güçlü ve zayıf yönleri detaylı bir şekilde ortaya konacaktır.

Bu çalışma, televizyon yayınlarının Ankara'da yaygınlaşmaya başladığı 1970-1980 yılları arasında gerçekleşen televizyon misafirliklerinin kullanımlar ve doyumlar yaklaşımı açısından incelenmesiyle gerçekleşmiştir. Çalışma kapsamında bağlamın sağlanması açısından Türkiye'de televizyon yayıncılığının tarihçesi ile kullanımlar ve doyumlar yaklaşımının tarihsel seyri ve eleştirilerine yer verilerek başlanılmıştır. Veri, 1940-1960 yılları arasında doğan ve 1970-1980 yılları arasında Ankara'da ikamet eden 13 katılımcıyla yarı yapılandırılmış görüşmeler neticesinde toplanmıştır. Bu görüşmeler sonucunda televizyon misafirliklerinin kullanımlar ve doyumlar yaklaşımı açısından sıklıkla karşılaşılan eğlence, sosyal bağları pekiştirme, haber alma ve zaman geçirme doyumlarına ek olarak Türkiye özelinde ayrıca "televizyonun ne olduğunu görmek" olduğu sonucuna varılmıştır. Bu sonuca varılmasındaki en önemli etken televizyonun Türkiye ile Anglo-Amerikan dünya arasındaki yayılma serüvenlerindeki teknolojik, sosyal ve kültürel farklılıklardır. Ayrıca çalışma süresince edinîlen tecrübeden sağlanan izlenimlerle, belirlenen tarih aralığında misafirlik seçiminde televizyonun oynadığı rol ve farklı toplumsal ve ekonomik seviyelerde televizyonun yayılma süreci hakkında iki ayrı araştırma konusu önerilmiştir.

Türkiye’de seküler ve muhafazakâr birey arasında var olan ama çoğu zaman görmezden gelinen kimi çatışmalar, ilk defa bir televizyon dizisinde, konu olarak işlenmektedir. Ulusal yayın yapan Show TV’de yayımlanan “Kızılcık Şerbeti” isimli dizi, seküler ve muhafazakâr bireyler arasında yaşanan çatışmaları izleyiciyle buluşmuştur. Bu anlamda iki farklı kesim arasında var olan tartışmalar, televizyonlar aracılığıyla popüler bir ortama taşınmış ve birçok kesimin bu sorunları tartışmasına neden olmuştur. Alımlama analizinin kullanıldığı bu çalışmada, Kızılcık Şerbeti dizisinde izleyiciye iletilen mesajların farklı demografik özelliklere sahip bireyler tarafından nasıl okunduğu incelenmektedir. Özellikle kadınlar üzerinden tartışılan bir dizi olması nedeniyle görüşme kadın katılımcılarla sınırlı tutulmuştur. Stuart Hall’ın üzerinde durduğu “Kodlama, Kodaçımlama modeli” göz önünde bulundurularak birtakım sonuçlara ulaşılmıştır. Çalışma kapsamında katılımcılar toplumda laik/dindar bireyler arasında bir çatışmanın olduğunu belirterek Hall’un ortaya koyduğu yaklaşıma uygun olarak egemen, tartışmacı ve muhalif okumalar gerçekleştirmiştir. Anahtar Kelimeler:
Televizyon Dizileri, Kızılcık Şerbeti, İzleyici, Alımlama Analizi, Seküler, Muhafazakâr

It is seen that the conflicts between secular and conservative individuals in Türkiye, which exist but are sometimes ignored, are covered in detail in a series of films, which can be considered as the first outside of digital platforms. In the series titled “Kızılcık Şerbeti”, which was broadcasted on Show TV, a national broadcasting channel, the conflicts between secular and conservative individuals were brought together with the audience. In this sense, the discussions between two different groups of people have been taken to a popular level through televisions and caused many groups to discuss these problems. This study aims to reveal how the messages conveyed to the audience in the series Kızılcık Şerbeti are read by individuals with different demographic characteristics by using the reception analysis method. The interview was limited to female participants due to the fact that it is a series that is discussed especially through women. Some results were reached by taking into consideration the "Coding, Codification model" emphasized by Stuart Hall. Within the scope of the study, the participants stated that there is a conflict between secular/religious individuals in the society and carried out dominant, argumentative and oppositional readings in accordance with the approach put forward by Hall.
Keywords: Television Series, Kızılcık Şerbeti, Audience, Reception Analysis, Secular, Conservative

Il contributo si interroga sulle esigenze di protezione dei minori rispetto ai contenuti nocivi circolanti sulle Video Sharing Platforms (VSP), muovendo da un inquadramento costituzionale di tali esigenze e procedendo con una riflessione sul necessario bilanciamento tra le stesse e altri diritti e beni costituzionali (e in particolare la libertà di iniziativa economica e di manifestazione del pensiero) che vengono in rilievo rispetto a discipline volte a limitare la circolazione dei contenuti medesimi. Inquadrato in via generale il tema, il contributo si sofferma su alcune disposizioni del vigente Testo unico dei servizi media audiovisivi che attribuiscono ad AGCOM poteri specifici nei confronti dei fornitori di servizi di VSP, esprimendo una valutazione sulla ragionevolezza di tali disposizioni anche in riferimento alle esigenze di “fondamento scientifico” che paiono emergere in riferimento a detti poteri

Impaginazione a cura di Chiara Pavesi 14. Le valutazioni vengono archiviate dalla direzione della rivista per almeno tre anni. 15. I contributi di autori di particolare autorevolezza possono essere pubblicati senza essere sottoposti alla procedura di valutazione, dandone notizia in nota a tali contributi. 5 Editoriale 9 Perché MediaLaws diventa (anche) una rivista scientifica? Oreste Pollicino, Giulio Enea Vigevani Saggi Sezione Monografica "fake news, pluralismo informativo e responsabilità in rete" 11 Primi appunti su fake news e dintorni. Marco Bassini, Giulio Enea Vigevani 23 Fake news, Internet and Metaphors (to be handled carefully). Oreste Pollicino 26 Il contrasto alla disinformazione in rete tra logiche del mercato e (vecchie e nuove) velleità di controllo. Marco Cuniberti 41 "Postverità", verità e libertà di manifestazione del pensiero. Cesare Pinelli 48 Fake news e allarme sociale: responsabilità, non censura. Francesco Pizzetti 60 Fake news e responsabilità: paradigmi classici e tendenze incriminatrici. Carlo Melzi d'Eril 68 Alcune riflessioni preliminari (e provvisorie) sui rapporti tra i motori di ricerca ed il pluralismo informativo. Roberto Borrello 79 Fake news e social network: la verità ai tempi di Facebook. Matteo Monti 91 The marketplace of ideas nell'era della post-verità: quali responsabilità per gli attori pubblici e privati online? Giovanni De Gregorio 106 Profili evolutivi della responsabilità in Rete: il ruolo degli Internet Service Provider tra prevenzione e repressione. Giuseppe Miceli 116 Diritto all'oblio, verità, design tecnologico: una prospettiva di ricerca. Stefano Leucci Note a sentenza Sezione Europa Corte di giustizia dell'unione europea 127 Il sito BitTorrent più resistente al mondo e la visione "verticale" del diritto di comunicazione al pubblico. Carlo Blengino 131 Elenchi di abbonati telefonici: il consenso dell'interessato alla pubblicazione dei propri dati si riferisce anche all'utilizzo dei medesimi in un altro Stato Membro? Deborah Behar 134 L'accordo PNR tra Canada e UE non prende il volo. Matteo Leffi 139 ITV Broadcasting contro TvCatchup, atto secondo: la Corte di giustizia UE torna sulla ritrasmissione online di canali televisivi. Ernesto Apa 143 Il diritto alla cancellazione dei dati e le attività economiche: una nuova visione del tempo. A margine della sentenza Camera di commercio c. Manni

Taking off from the Media Talk approach, this paper examines the communicative work of a Swedish sports webcast football show, Superlive, as an emerging form of web-based media format called Web-TV. This analysis is situated in a context in which broadcasting is going through fundamental changes, and broadcasters are rethinking their content in order to face the challenges arriving with recent decades’ technological developments, and especially the fact that television is no longer restricted to being broadcast but can be distributed through the web and be received on PCs, tablets and mobile phones. In this ‘post-broadcasting era’ producers are searching for new ways of reaching audiences through creating new forms of audience address. Superlive is a good example of these changes and how broadcasters now explore the possibilities of producing television exclusively for the Web. The analysis shows that what is taking place in Superlive is clearly in contrast to the performances one c...

The Green Move project promoted an innovative interdisciplinary research approach. Imagis Lab research team actively contributed integrating tools and processes from communication design and participatory video. Within the Experimentation actions for experimenting green mobility services and vehicles, a Micro Web TV was designed and produced in collaboration with the community of Villaggio Scarsellini condominium in order to foster users’ engagement. Scarsellini TV. Vicini piu vicini was launched in 2013 and produced five different formats for documenting the community’s everyday life, providing video-tutorials explaining how the service works and how you can get the best from the vehicles and the service, the best practices within the condominium itself to be communicated to the rest of the community in order to improve people’s engagement and making them suggesting further possible uses. The paper describes on one hand the design approach to communication: the first part introduce...

1. Dalla televisione a internet.-2. I nuovi media: nuovi o vecchi problemi?-3. Autonomia e controlli fra pluralismo informativo e concentrazioni.-4. Autonomia e controlli fra libertà di informazione e tutela dei diritti. * Lo scritto riproduce, con alcuni ampliamenti e l'aggiunta delle note, il testo della relazione tenuta presso l'Università degli Studi di Genova il 1° dicembre 2017, in occasione del convegno "Celebrare studiando. 1° Seminario per Vincenzo Roppo". 1 Gli atti del Convegno di Genova sono stati pubblicati nel volume a cura di V. Roppo, La televisione fra autonomia e controlli. Strutture di governo e garanzia del sistema televisivo, Cedam, 1995. 2 V. ROPPO, Relazione generale, in V. Roppo (a cura di), La televisione, cit., 5.

Este trabajo analiza los nuevos convencionalismos visuales en YouTube utilizados por creadores de contenido, con el objetivo de determinar las técnicas de montaje y los recursos que utilizan, y comparar sus técnicas con las reglas convencionales de montaje cinematográfico. La hipótesis de partida es que los youtubers han roto con las normas del montaje clásico del cine y han creado un propio código de montaje en YouTube. Para estudiar y demostrar este fenómeno, se toman como objeto de estudio los testimonios y vídeos de diferentes creadores de contenido en YouTube de temática lifestyle. Los resultados concluyen que los nuevos creadores de contenido audiovisual digital han desarrollado sus propias propuestas de montaje inspirándose en las nuevas tendencias audiovisuales de las redes sociales.

Throughout history, the social construction of femininity and masculinity has been different. Women are “emotional, passive, inactive, etc.” while male is identified with being “logical, active, etc.” is identified with being. Of these two different identifications, the first side corresponds to the field of religiosity and the second side corresponds to the field of secularism. Therefore, religious, moral and cultural factors have been greater in the construction of femininity than in the construction of masculinity. As such, assumptions have been made that women are or could be more "religious" because of their “emotional” nature, while assumptions have been made that men are or could be more “secular” because of their mentality. In this context, while the discourse of "female religiosity" dominated the literature, the discourse of “female secularization” remained weak. So much so that, although modernization and secularization are mostly discussed in terms of women and their bodies, the discourse of “female religiosity (women are more religious than men)” is dominant. Secularization research and discussions mostly describe the religiosity and secularism aspects of society with findings obtained through various variables without analyzing gender. However, it is understood from the direct and indirect studies on the relationship between secularization and gender that the discussion styles of secularization and gender relationship can be evaluated in two categories. The first can be expressed as “gender-oriented modernization and secularization” discussions, and the second can be expressed as “gender-oriented modernization and secularization” discussions. While how women or men are positioned is not usually discussed in discussions focused on modernization and secularization, the aim has been to talk about whether the traditional understanding of gender, shaped by religion, has weakened and whether views outside the heteronormative sexuality order compatible with binary gender have increased. It is thought that it will be important to look at the concepts of modernization, secularization and religion from a gender perspective. In this context, when we look at the modernization and secularization debates from a gender perspective, we see that the manifestations of Turkish modernization on behalf of women and men are mostly examined. In this study, from the perspective of critical gender research, it is claimed that the fields of religiosity and secularism are gendered rather than a natural reality, and an attempt is made to substantiate the claim. According to the study, the concept of patriarchy plays an important role in the different association of religiosity and secularism with men and women. Coding religiosity as feminine and secularism as masculine stems from the patriarchal view. This necessitates the reconsideration of modernization and secularization theories in terms of gender. This gendering of the fields of religiosity and secularity is an important factor in legitimizing a kind of gender discrimination. Today, the “secularized language of religion” is generally secularized in favor of men, and when it comes to women, the “patriarchal and traditional language of religion” is mostly wanted to be maintained. This requires rethinking whether secularization theories have a sexist aspect or not. Of course, the similarities and differences between women’s modernization and secularization or men’s modernization and secularization can continue to be identified by researching. However, this necessitates not neglecting to examine whether there are patriarchal sexist aspects in the determinations on the level of “gender, religiosity and secularity” to date. Since those who interpret religion in the traditional historical line are generally men with patriarchal thoughts who monopolize religion, it can be said that while religion or religiosity is used as a braking mechanism for women, it does not generally serve a similar function for men, and is sometimes even used as a “walking stick” in secularization processes. But today, “educated, combative, religious women with a high zest for life” criticize them, expose the mechanism that works against them, and put the pieces in place by examining the distortions. Therefore, the concepts of religiosity and secularism need to continue to be examined again and again from the perspective of men and women, by getting rid of the prejudice of considering men as “naturally secular” and women as “naturally religious”.

distanza di poco meno di quarant’anni dalla sua emanazione
(con recepimento italiano, nella circostanza, insolitamente
tempestivo) la direttiva sulla responsabilità da prodotto difettoso
è sul punto di essere riscritta. La commissione europea
ha presentato una nuova proposta di direttiva, con l’obiettivo
dichiarato di sostituire una disciplina considerata non più in
grado di fornire risposte adeguate alle esigenze di tutela dei
consumatori. A veder bene􀀏 le modificazioni prospettate non
stravolgono l’impostazione iniziale in chiave di «strict liabilit
􀁜􀂪􀀏 anche se il modello statunitense da cui traeva ispirazione
l’iniziativa comunitaria ha subito, nel frattempo, accentuate
rivisitazioni critiche. Nondimeno, la proposta eurounitaria introduce
novità significative. 􀀴uelle forse pi􀁿 rilevanti attengono
alla distribuzione della responsabilità all’interno della
filiera di commercializzazione dei beni. A tal fine􀀏 ricostruisce
le funzioni principali della distribuzione nei mercati tradizionali
e il loro diverso modo di riproporsi in quelli digitali, con
particolare riferimento al ruolo, complesso e variegato, svolto
dalle piattaforme del commercio elettronico.

O objetivo deste trabalho é compartilhar a experiência de adaptar a programação da rádio comunitária Cordel para os tempos de pandemia. A Rádio Cordel é um projeto de extensão, da Universidade Federal de Pernambuco (UFPE), que mobiliza estudantes e professores do Centro Acadêmico do Agreste. Com a suspensão das aulas presenciais, a equipe reconfigurou a programação. Entre março e junho, produziu 35 programas para dar visibilidade às ações da UFPE no enfrentamento à Covid-19 e divulgar os efeitos sociais, culturais e econômicos da suspensão da principal festa da região, o São João. As rotinas foram reinventadas para se planejar as temporadas, distribuídas em serviços de streaming de música, redes sociais, WhatsApp e rádios comunitárias e públicas. Consideramos o conceito de rádio expandido (KISCHINHEVSKY, 2016), como central para a nossa produção, em função do transbordamento dos conteúdos do rádio tradicional para a internet por meio de outras plataformas, como celulares e computadores.

21. yüzyılda medya içeriklerinin kullanımına yönelik bireysel tüketimler radikal değişimler gösterirken aynı zamanda izleme pratikleri de gelenekselden dijitale dönüşmekte ve aşırı izleme motivasyonları belirginlik kazanmaktadır. Özellikle dizi içeriklerinin tüketilmesinde gözlemlenen bu değişiklik toplumsal grupların belirlediği sosyal statü göstergesine dönüşmekte ve orta sınıfın boş zaman pratiklerinde önemli bir yer haline gelmektedir. Netflix’in son bir yıl içindeki üye sayısında yaşanan dramatik artış da bu sosyal statü olgusunu desteklemektedir. Bu noktada yapılan bu çalışmadaki temel amaç; bir orta sınıf tanımlaması yapmak değil, özellikle dijital teknolojilerin yaygınlaşması ile birlikte bir orta sınıf boş zaman etkinliği olarak televizyon izleme pratiğinde meydana gelen değişimi tüketim ve yaşam tarzı bağlamlarında değerlendirmektir. Çalışmanın çıkış noktasını Weber’in sosyal statü ve Bourdieu'nun sınıf habitusu kavramları çerçevesinde sosyal sınıfların tüketim alışkan...

Filmler; sanatsal açıdan insanlığın sunumudur, bireysel ve kolektif görüşün aktarımında rol oynamaktadırlar. Gelin filmi de Meryem karakteri üzerinden ortaya koyulduğu dönemde iç göç ve toplumsal hayatta kadının görünürlüğü adına veri sağlamaktadır. Özel alana kısıtlı kalan ve aile içinde ücretsiz çalışan Meryem, kendi ayakları üzerinde durmak için attığı adımlarda bağımsız kararlar almasıyla güçlendirme perspektifinde filmi incelemeye olanak kılmaktadır. Güçlendirmede ana odak bireyin kendine yetebilmesidir. Kadınlar için bu yeterliliğin kazanılması; geleneksel toplumsal cinsiyet anlayışı, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişebilmedeki yetersizlik, çalışma yaşamına katılamama, ataerkil aile yapısı gibi sebeplerden dolayı zor bir süreçtir. Ancak kadınların tüm alanlarda güçlendirilmesi ve aktif katılımı önem arz etmektedir. Çalışmada; Gelin filminde kadının çalışma hayatında yer almasına dair bakış nedir? Gelin filmine göre kadının güçlendirme sürecinde dönüştürmesi gereken alanlar nedir? sorularına Meryem karakteri üzerinden cevap aranmaktadır. Bu noktada bu çalışmanın yöntemi içerik analizidir. Barnes ve Bowl'un güçlendirme stratejileri doğrultusunda temalar belirlenerek film incelenmiştir. Bulgular; kişisel gelişim, ailede dönüşüm, kontrol yetkisi, baskıya direnç, yapısal değişim yaratma şeklinde başlıklandırılmıştır.

Nella società della rivoluzione digitale, essere connessi a Internet appare come un'esigenza fondamentale. In diversi ordinamenti si è posta la questione del riconoscimento di tale diritto, che in alcuni casi è giunta fino alla sua affermazione a livello costituzionale. La necessità di garantire una connessione a Internet veloce, affidabile e sicura è ancor più sentita nel contesto di rapida evoluzione che alcuni servizi hanno conosciuto negli ultimi anni, nella transizione verso la sharing economy. Descrittori: Sharing economy. Economia della condivisione, Diritto di accesso a Internet. Costituzionalismo multilivello. Diritti Fondamentali. Servizio universale. Uber.

Nella nuova società digitale si ha l’impressione che il principio del pluralismo informativo venga sempre meno rispetto alle caratteristiche tracciate dalla dottrina e dalla giurisprudenza negli ultimi decenni. Le c.d. Echo Chambers o “Bolle filtro” non fanno che ridurre progressivamente l’orizzonte dell’informazione che dovrebbe far capo ad ogni individuo, facendo sì che quest’ultimo sia sempre maggiormente condotto verso pochi canali di approvvigionamento di notizie, i quali non fanno che impoverire la conoscenza rispetto alla realtà circostante e, di conseguenza, il dibattito pubblico che ne dovrebbe nascere. In questo elaborato si proverà ad analizzare come sia sorto il concetto di pluralismo informativo, come esso si sia evoluto con il passare del tempo e se esso sia ancora adatto a regolare la realtà che viviamo. In our digital society the principle of pluralism is fading compared to the characteristics outlined by doctrine and jurisprudence in the last decades. The so-called ...

Summary: The continuous development of internet infrastructure and services has brought about a transformation in mass communication tools. Many television channels engaged in terrestrial and satellite broadcasting have implemented new initiatives in this field to reach their audiences through the web. This study aims to provide a general assessment of the pre-establishment planning, administrative and technical structuring, content production, and the achievement level of set goals after the commencement of broadcasting for a university television channel established with the purpose of operating in the field of web broadcasting

Özet: İnternet altyapısının ve servislerinin sürekli gelişimi kitle iletişim araçlarının dönüşümünü de beraberinde getirmiştir. Karasal yayıncılık ve uydu yayıncılığı yapan pek çok televizyon kanalı seyircilerine web üzerinden de ulaşabilmek için bu alanda yeni oluşumları hayata geçirmiştir. Bu çalışmada web yayıncılığı alanında faaliyet göstermek amacıyla kurulan bir üniversite televizyon kanalının kuruluş öncesi planlama, idari ve teknik yapılanma, içerik üretimi ve yayına başladıktan sonra belirlenen hedeflerin gerçekleştirilme düzeyi konusunda genel bir değerlendirme amaçlanmaktadır.

Televizyon dramaları toplumsal dönüşümlerden ve popüler kültürden etkilenmektedir. Anlatılar da psikolojiden neredeyse başlangıcından beri beslenmektedir. Bunun yanı sıra gerek psikolojinin popülerleşmesi gerekse dünya yazınında Irvin Yalom ve Türkiye'de Gülseren Budayıcıoğlu gibi örneklerle psikolojinin kitleselleşmesi, televizyon dramalarında da terapinin görünürlüğünün artmasını sağlamıştır. Bu artış; bir yanıyla sinemada ve televizyonda terapiyi merkezine alan veya içeren anlatıların terapötik potansiyel taşıması nedeniyle toplumun sağaltılması noktasında bir fırsat olarak görülebilecek olması ile birlikte temsil noktasındaki tartışmaları da arttırmıştır. Bu çalışmada psikiyatrist Gülseren Budayıcıoğlu'nun romanlarından uyarlanan ve onun danışmanlığında gerçekleştirilen televizyon dramalarından, içinde terapi ve terapistin yer bulduğu, İstanbullu Gelin, Doğduğun Ev Kaderindir, Kırmızı Oda, Masumlar Apartmanı ve Çöp Adam dramalarındaki söylem ve temsiller betimsel analiz yöntemiyle tartışılmıştır. Bu temsili terapi süreciyle birlikte karakterler toplumun bir parçası olarak değil, bütün çevresel etkilerden bağımsız bir kendilik ve aile bütünlüğü içerisinde ele alınmaktadır. Birey bütünden ayrıksı bir parçadır. Dramaların kendi içindeki etkileşimleri de göz önünde bulundurulduğunda bütün anlatıların kurmaca bir transmedya evreninin parçası olarak değerlendirilebileceği görülmüştür. Bütün içerikler aynı dünyaya hizmet etmekte, benzer bir söylemi yeniden üretmektedir. İncelenen dramalarda toplumu terapiye gitme konusunda teşvik edici bir boyut olabilse de anlatıların genel itibariyle terapötik bir sağaltım üretmediği, kullanılan anlatı biçemi ve müzikle katharsis sağladığından bahsedilebilir.

Due casi noti – il blocco dell’account Twitter dell’ex presidente Usa Donald Trump e la chiusura di due trasmissioni giornalistiche Mediaset – inducono a una riflessione sullo stato dell’arte della normativa a tutela del pluralismo informativo a livello Ue e nazionale e sul dibattito sulla libertà di espressione. Il punto

Quando si regola il pluralismo bisogna intervenire con cura soprattutto in considerazione del fatto che si parte da differenze giuridiche profonde tra i diversi Stati membri. La nuova proposta di regolamento Ue Media Freedom Act prevede importanti novità, ma presenta anche nodi irrisolti. Esaminiamoli

Il pluralismo dell’informazione è la condizione che consente il confronto e la competizione tra verità diverse. Ma chi fruisce dell’informazione deve essere in grado di selezionare i contenuti informativi e apprezzarne il valore. Insomma: per riportare ordine nel disordine informativo meno paternalismo, più alfabetizzazione

L'evoluzione del mercato digitale verso nuovi assetti competitivi ha conseguenze in molti ambiti della vita economica e sociale. Un'indagine conoscitiva Agcom intende mapparne le problematicità per individuare nuove regole in grado di tutelare consumatori e imprese: gli ambiti di azione del regolatore e il contesto europeo

In questo contributo si analizzano la nozione di “pluralismo informativo” e le forme della sua tutela nel nostro ordinamento, per poi avanzare una proposta che possa colmare quelle che – lo mostreremo – appaiono criticità irrisolte. Questa operazione non può che partire da una chiara enunciazione di come debba intendersi il pluralismo. La nozione varia, infatti, in base al ruolo che si assegna ai media nel dibattito sociale e nella costruzione dell’opinione pubblica. A sua volta, questo ruolo varia in base ai modelli di democrazia e alle teorie mediali che adottiamo. È dunque da questa ricognizione che prende avvio il percorso.

Impaginazione a cura di Chiara Pavesi 14. Le valutazioni vengono archiviate dalla direzione della rivista per almeno tre anni. 15. I contributi di autori di particolare autorevolezza possono essere pubblicati senza essere sottoposti alla procedura di valutazione, dandone notizia in nota a tali contributi. 5 Editoriale 9 Perché MediaLaws diventa (anche) una rivista scientifica? Oreste Pollicino, Giulio Enea Vigevani Saggi Sezione Monografica "fake news, pluralismo informativo e responsabilità in rete" 11 Primi appunti su fake news e dintorni. Marco Bassini, Giulio Enea Vigevani 23 Fake news, Internet and Metaphors (to be handled carefully). Oreste Pollicino 26 Il contrasto alla disinformazione in rete tra logiche del mercato e (vecchie e nuove) velleità di controllo. Marco Cuniberti 41 "Postverità", verità e libertà di manifestazione del pensiero. Cesare Pinelli 48 Fake news e allarme sociale: responsabilità, non censura. Francesco Pizzetti 60 Fake news e responsabilità: paradigmi classici e tendenze incriminatrici. Carlo Melzi d'Eril 68 Alcune riflessioni preliminari (e provvisorie) sui rapporti tra i motori di ricerca ed il pluralismo informativo. Roberto Borrello 79 Fake news e social network: la verità ai tempi di Facebook. Matteo Monti 91 The marketplace of ideas nell'era della post-verità: quali responsabilità per gli attori pubblici e privati online? Giovanni De Gregorio 106 Profili evolutivi della responsabilità in Rete: il ruolo degli Internet Service Provider tra prevenzione e repressione. Giuseppe Miceli 116 Diritto all'oblio, verità, design tecnologico: una prospettiva di ricerca. Stefano Leucci Note a sentenza Sezione Europa Corte di giustizia dell'unione europea 127 Il sito BitTorrent più resistente al mondo e la visione "verticale" del diritto di comunicazione al pubblico. Carlo Blengino 131 Elenchi di abbonati telefonici: il consenso dell'interessato alla pubblicazione dei propri dati si riferisce anche all'utilizzo dei medesimi in un altro Stato Membro? Deborah Behar 134 L'accordo PNR tra Canada e UE non prende il volo. Matteo Leffi 139 ITV Broadcasting contro TvCatchup, atto secondo: la Corte di giustizia UE torna sulla ritrasmissione online di canali televisivi. Ernesto Apa 143 Il diritto alla cancellazione dei dati e le attività economiche: una nuova visione del tempo. A margine della sentenza Camera di commercio c. Manni

Impaginazione a cura di Chiara Pavesi 14. Le valutazioni vengono archiviate dalla direzione della rivista per almeno tre anni. 15. I contributi di autori di particolare autorevolezza possono essere pubblicati senza essere sottoposti alla procedura di valutazione, dandone notizia in nota a tali contributi. 5 Editoriale 9 Perché MediaLaws diventa (anche) una rivista scientifica? Oreste Pollicino, Giulio Enea Vigevani Saggi Sezione Monografica "fake news, pluralismo informativo e responsabilità in rete" 11 Primi appunti su fake news e dintorni. Marco Bassini, Giulio Enea Vigevani 23 Fake news, Internet and Metaphors (to be handled carefully). Oreste Pollicino 26 Il contrasto alla disinformazione in rete tra logiche del mercato e (vecchie e nuove) velleità di controllo. Marco Cuniberti 41 "Postverità", verità e libertà di manifestazione del pensiero. Cesare Pinelli 48 Fake news e allarme sociale: responsabilità, non censura. Francesco Pizzetti 60 Fake news e responsabilità: paradigmi classici e tendenze incriminatrici. Carlo Melzi d'Eril 68 Alcune riflessioni preliminari (e provvisorie) sui rapporti tra i motori di ricerca ed il pluralismo informativo. Roberto Borrello 79 Fake news e social network: la verità ai tempi di Facebook. Matteo Monti 91 The marketplace of ideas nell'era della post-verità: quali responsabilità per gli attori pubblici e privati online? Giovanni De Gregorio 106 Profili evolutivi della responsabilità in Rete: il ruolo degli Internet Service Provider tra prevenzione e repressione. Giuseppe Miceli 116 Diritto all'oblio, verità, design tecnologico: una prospettiva di ricerca. Stefano Leucci Note a sentenza Sezione Europa Corte di giustizia dell'unione europea 127 Il sito BitTorrent più resistente al mondo e la visione "verticale" del diritto di comunicazione al pubblico. Carlo Blengino 131 Elenchi di abbonati telefonici: il consenso dell'interessato alla pubblicazione dei propri dati si riferisce anche all'utilizzo dei medesimi in un altro Stato Membro? Deborah Behar 134 L'accordo PNR tra Canada e UE non prende il volo. Matteo Leffi 139 ITV Broadcasting contro TvCatchup, atto secondo: la Corte di giustizia UE torna sulla ritrasmissione online di canali televisivi. Ernesto Apa 143 Il diritto alla cancellazione dei dati e le attività economiche: una nuova visione del tempo. A margine della sentenza Camera di commercio c. Manni

Både amerikanske og danske serieutviklere understreker verdien av at forfatteren har anledning til å gjøre endringer i manus helt inntil opptak, så det er verdt å drøfte hvilke fordeler og ulemper det har at forfatteren er til stede på settet. Christina Kallas, for eksempel, beskriver det som showrunnermodellens aller fremste aktivum:

Il presente lavoro prende in esame la Proposta di direttiva sulla responsabilità per danno da prodotti difettosi. La riflessione degli Autori si incentra sulla filiera di commercializzazione dei beni e sulla conseguente distribuzione delle responsabilità per il pregiudizio subito dal singolo a causa della difettosità di un prodotto venduto da terzi sulle piattaforme del commercio elettronico. A tal fine, il lavoro compie un raffronto con il modello statunitense e ricostruisce le funzioni principali della distribuzione nei mercati tradizionali e in quelli digitali.

The article scrutinises the new EU Proposal for a directive on liability for defective products. Especially it focuses on the chain of distribution of goods and the resulting responsibilities for damage suffered by a natural person due to a defective product sold by third-party merchants via e-commerce platforms. Against this backdrop, the article makes a comparison between the EU model and the US one in light of the main functions of product supply chain in both traditional and digital markets.

El objetivo general del presente estudio es identificar cuáles son los factores que han
incidido en que el uso del celular haya transformado los procesos de creación y producción audiovisual de algunos participantes ganadores del festival Smartfilms Colombia 2020; para lo cual  fue  necesario  indagar  cómo  el  uso  del  celular  permite  la  creación  y  producción  en participantes del festival, analizar cortometrajes de algunos participantes ganadores del festival y recopilar sus experiencias. El estudio es descriptivo con enfoque cualitativo en el cual se utilizó la entrevista para abordar a dos de los ganadores del festival en  diferentes modalidades, y la observación de seis cortometrajes de los participantes ganadores del festival Smartfilms Colombia 2020 de diferentes categorías; a los cuales se les hizo un análisis de contenido, en lo que respecta a tratamiento de imagen y sonido, aspectos técnicos (uso del soporte) y dinámicas de producción (equipo humano y su participación dentro del cortometraje); además de la recopilación de las experiencias de los realizadores.

Los resultados de la investigación muestran que el uso del celular permitió la creación y producción  de  piezas en  participantes  del  festival  Smartfilms  Colombia  2020,  además,  la observación de los cortometrajes evidenció que el recurso del celular permite el abordaje de cualquier narrativa, donde la recursividad y la creatividad son las que permite la técnica, y estética de la obra. Estos aspectos de libre acceso a la tecnología específicamente al celular y el uso del mismo para contar historias, hace de esto una práctica afín con lo que se conoce como la democratización del cine, concepto de que se habla más a profundidad en el presente trabajo

La adaptación de los estudios universitarios al nuevo Espacio Europeo de Educación Superior es una oportunidad para reorientar y actualizar la formación en materia de Comunicación desde el ámbito universitario. Es el momento de dar una respuesta desde la Universidad al nuevo contexto comunicativo, a la abundancia informativa, a la incidencia de la tecnología en los procesos de producción de la Comunicación o a los nuevos modelos de consumo mediático, si se quiere conseguir un sector de la Comunicación que esté en consonancia con los nuevos tiempos. La adaptación de los estudios de Comunicación a este nuevo marco

Dünyada, gündelik yaşam kavramını ele alan önemli teorisyenlerden birisi Henri Lefebvre'dir. Lefebvre gündelik yaşamı Marxist bir perspektifle ve eleştirel bir yaklaşımla irdeler. Gündelik yaşam yaklaşımlarında televizyonun önemli bir yeri vardır. Özellikle televizyonda yayınlanan yerli diziler, gündelik yaşamın tecimsel çıkarlarla örgütlenmesi sürecinde önemli bir işlev taşır. Yerli melodram dizilerinde kurgulanan gündelik yaşam ve onun temel parçalarından birini oluşturan "aile ve özel yaşam" ile "boş zamanın" nasıl organize edildiği, bu çalışmanın temel problemini oluşturmaktadır. Çalışmanın örneklemi Kanal D'de yayınlanmakta olan Sadakatsiz adlı melodram dizisidir. Bu dizide gündelik yaşamın "aile ve özel yaşam" ve "boş zaman" açısından eleştirel söylem analizi ve içerik analizi yöntemleri ile irdelenmesi hedeflemektedir. Dizide gündelik yaşama Henri Lefebvre'nin kapitalizm eleştirisi perspektifinden yaklaşılmıştır. Sadakatsiz dizisi örneklemi ile elde edilen veriler bize yoğunlukla tüketime adanmış ve yabancılaşmış bir gündelik yaşam sunmaktadır. Gerek ailenin merkeziliği gerekse sürdürülen ilişkiler açısından bakıldığında, dizi söyleminin egemen/ geleneksel söylem içinde üretildiği ve kapitalizmin toplumsal yapı ve değerlerinin aile ve özel yaşamda korunmakta olduğu görülebilir. Aile ve özel yaşam, tüketim evreni içinde biçimlendirilir. Dizide boş zamanın ise gündelik yaşamın önemli bir bölümünü oluşturduğu görülmektedir. Boş zaman içinde karakterler kendilerini ve yaratıcılıklarını geliştirecek pratiklere yönelmemekte ve yoğun olarak onları benliklerine yabancılaştırıcı etkinliklerle temsil edilmektedir. Dizide daha çok eğlence ve tüketime adanmış bir yaşam tarzı üretilmektedir.

I diritti di traduzione, di memorizzazione elettronica e pubblicazione con qualsiasi mezzo analogico o digitale (comprese le copie fotostatiche e l'inserimento in banche dati) sono riservati per tutti i paesi. _________________________________________________________________________ Le fotocopie per uso personale del lettore possono essere effettuate nei limiti del 15% di ciascun volume o fascicolo di periodico dietro pagamento alla SIAE del compenso previsto dall'art. 68, commi 4 e 5 della legge 22 aprile 1941 n. 633. Le riproduzioni effettuate per finalità di carattere professionale, economico o commerciale o comunque per uso diverso da quello personale possono essere effettuate a seguito di specifica autorizzazione rilasciata da: AIDRO, Corso di Porta Romana n. 108-20122 Milano

contributo affronta la delicata ed ancora poco esplorata problematica della qualificazione della posizione giuridica dei c.d. motori di ricerca, rispetto alla tutela del pluralismo informativo quale valore fondante della forma di stato democratico di derivazione liberale. Partendo dalla ricostruzione della varietà e peculiarità dei diversi attori che animano il mondo di Internet, viene criticata la visione che tende ad attribuire un ruolo di meccanici ed acritici “trasportatori” di contenuti informativi, ai motori di ricerca , come tali non sottoponibili alla varia tipologia di strumenti elaborati nei vari ordinamenti a tutela del pluralismo. Si evidenziano a tale riguardo i profili, connessi anche all’attuale evoluzione qualitativa dei search engines, che renderebbero invece necessari interventi intesi a garantire il pluralismo, con particolare riguardo all’ambito dell’ordinamento italiano, anche se in forme e con qualificazioni che, allo stato dell’arte, appaiono realizzabili più ...

SOMMARIO: 1. Premessa2. Il conseguimento di un elevato livello qualitativo della legislazione in materia di rapporti tra politica e radiotelevisione come obiettivo fondamentale delle democrazie pluraliste. Il contesto europeo2.1 l’ambito C.O.E.2.2 l’ambito U.E2.2.1 Il profilo della radiotelevisione2.2.2 Il profilo del diritto di voto e della legislazione elettorale di contorno3. Un possibile ruolo per le Autorità nazionali di regolazione nella costruzione e nel perfezionamento del modello comune di political broadcasts.

ÖZ Dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını insan sağlığını tehdit etmektedir. Küresel salgının etkileri ile birlikte evde kalmanın bir sorumluluk haline geldiği bir dönem yaşanmaktadır. Pandemi döneminde yaşanan bu zor süreç içerisinde izleyici ve dijital platformlar arasında güçlü bir iletişim söz konusudur. Günümüz teknolojisinin gelişimi iletişim alanında büyük bir dönüşüme sahne olmaktadır. Bu dönüşümü belirleyen ana faktör dijitalleşen dünyadır. Dijitalleşmenin ortaya çıkardığı kavram yeni medyadır. Yeni medya, insanların dijital dünyada yaratmış olduğu etkileşimin etkin olduğu yeni dijital medya ortamlarıdır. Dijital medya ortamlarına kültür ve sanat alanında güç veren sinemadır. Bu alanda aktif rol oynayan sinema kendini daha özgür ifade etme şansı yakalamaktadır. Dijital medya ortamlarında dijital yayın yapan platformlar sinema izleyicisine ulaşma imkânı sağlamaktadır. Bu dijital platformlardan biri abone sayısında ciddi artış sağlayan Netflix'tir. Sinema izleyicisi dijital alanı yönlendirebilme yetkisine sahiptir. Bu bağlamda pandemi sürecinde izleyici bu platformlarda daha aktif konumdadır. Çalışmanın amacı pandemi sürecinde en çok izlenen filmler arasında yer alan Contagion ve Outbreak isimli iki ayrı salgın konulu filmlerin sinema izleyicisi üzerindeki etkisini ele almaktır. Bu bağlamda; Netflix'te yayınlanan Contagion ve Outbreak filmleri içerik analizi yöntemi ele alınarak incelenmiştir. Bu yöntem kullanılarak izleyici üzerindeki endişe, korku, merak duygularını azalttığı ve rahatlama sağladığı belirlenerek olumlu etkiler yarattığı saptanmıştır.

Impaginazione a cura di Chiara Pavesi 14. Le valutazioni vengono archiviate dalla direzione della rivista per almeno tre anni. 15. I contributi di autori di particolare autorevolezza possono essere pubblicati senza essere sottoposti alla procedura di valutazione, dandone notizia in nota a tali contributi. 5 Editoriale 9 Perché MediaLaws diventa (anche) una rivista scientifica? Oreste Pollicino, Giulio Enea Vigevani Saggi Sezione Monografica "fake news, pluralismo informativo e responsabilità in rete" 11 Primi appunti su fake news e dintorni. Marco Bassini, Giulio Enea Vigevani 23 Fake news, Internet and Metaphors (to be handled carefully). Oreste Pollicino 26 Il contrasto alla disinformazione in rete tra logiche del mercato e (vecchie e nuove) velleità di controllo. Marco Cuniberti 41 "Postverità", verità e libertà di manifestazione del pensiero. Cesare Pinelli 48 Fake news e allarme sociale: responsabilità, non censura. Francesco Pizzetti 60 Fake news e responsabilità: paradigmi classici e tendenze incriminatrici. Carlo Melzi d'Eril 68 Alcune riflessioni preliminari (e provvisorie) sui rapporti tra i motori di ricerca ed il pluralismo informativo. Roberto Borrello 79 Fake news e social network: la verità ai tempi di Facebook. Matteo Monti 91 The marketplace of ideas nell'era della post-verità: quali responsabilità per gli attori pubblici e privati online? Giovanni De Gregorio 106 Profili evolutivi della responsabilità in Rete: il ruolo degli Internet Service Provider tra prevenzione e repressione. Giuseppe Miceli 116 Diritto all'oblio, verità, design tecnologico: una prospettiva di ricerca. Stefano Leucci Note a sentenza Sezione Europa Corte di giustizia dell'unione europea 127 Il sito BitTorrent più resistente al mondo e la visione "verticale" del diritto di comunicazione al pubblico. Carlo Blengino 131 Elenchi di abbonati telefonici: il consenso dell'interessato alla pubblicazione dei propri dati si riferisce anche all'utilizzo dei medesimi in un altro Stato Membro? Deborah Behar 134 L'accordo PNR tra Canada e UE non prende il volo. Matteo Leffi 139 ITV Broadcasting contro TvCatchup, atto secondo: la Corte di giustizia UE torna sulla ritrasmissione online di canali televisivi. Ernesto Apa 143 Il diritto alla cancellazione dei dati e le attività economiche: una nuova visione del tempo. A margine della sentenza Camera di commercio c. Manni

Impaginazione a cura di Chiara Pavesi 14. Le valutazioni vengono archiviate dalla direzione della rivista per almeno tre anni. 15. I contributi di autori di particolare autorevolezza possono essere pubblicati senza essere sottoposti alla procedura di valutazione, dandone notizia in nota a tali contributi. 5 Editoriale 9 Perché MediaLaws diventa (anche) una rivista scientifica? Oreste Pollicino, Giulio Enea Vigevani Saggi Sezione Monografica "fake news, pluralismo informativo e responsabilità in rete" 11 Primi appunti su fake news e dintorni. Marco Bassini, Giulio Enea Vigevani 23 Fake news, Internet and Metaphors (to be handled carefully). Oreste Pollicino 26 Il contrasto alla disinformazione in rete tra logiche del mercato e (vecchie e nuove) velleità di controllo. Marco Cuniberti 41 "Postverità", verità e libertà di manifestazione del pensiero. Cesare Pinelli 48 Fake news e allarme sociale: responsabilità, non censura. Francesco Pizzetti 60 Fake news e responsabilità: paradigmi classici e tendenze incriminatrici. Carlo Melzi d'Eril 68 Alcune riflessioni preliminari (e provvisorie) sui rapporti tra i motori di ricerca ed il pluralismo informativo. Roberto Borrello 79 Fake news e social network: la verità ai tempi di Facebook. Matteo Monti 91 The marketplace of ideas nell'era della post-verità: quali responsabilità per gli attori pubblici e privati online? Giovanni De Gregorio 106 Profili evolutivi della responsabilità in Rete: il ruolo degli Internet Service Provider tra prevenzione e repressione. Giuseppe Miceli 116 Diritto all'oblio, verità, design tecnologico: una prospettiva di ricerca. Stefano Leucci Note a sentenza Sezione Europa Corte di giustizia dell'unione europea 127 Il sito BitTorrent più resistente al mondo e la visione "verticale" del diritto di comunicazione al pubblico. Carlo Blengino 131 Elenchi di abbonati telefonici: il consenso dell'interessato alla pubblicazione dei propri dati si riferisce anche all'utilizzo dei medesimi in un altro Stato Membro? Deborah Behar 134 L'accordo PNR tra Canada e UE non prende il volo. Matteo Leffi 139 ITV Broadcasting contro TvCatchup, atto secondo: la Corte di giustizia UE torna sulla ritrasmissione online di canali televisivi. Ernesto Apa 143 Il diritto alla cancellazione dei dati e le attività economiche: una nuova visione del tempo. A margine della sentenza Camera di commercio c. Manni

Net neutrality e open Internet sono due diverse interpretazioni del principio di non discriminazione del traffico Internet. Mentre la prima tutela esclusivamente la libertà dalle discriminazioni, la seconda protegge anche la libertà di discriminare. Il titolo del Regolamento (U.E.) 2015/2120 suggerisce che il legislatore europeo abbia aderito alla seconda interpretazione (open Internet). Una più attenta analisi delle sue disposizioni rivela, al contrario, che l'interpretazione del principio di non discriminazione del traffico Internet fatta propria dal Regolamento è la prima (Net neutrality). Abstract [En]: Net neutrality and open Internet are two different interpretations of the principle of nondiscrimination of Internet traffic. While the former protects only the freedom from discrimination, the latter also protects the freedom to discriminate. The title of Regulation (EU) 2015/2120 suggests that the European legislator has adhered to the second interpretation (open Internet). A closer analysis of its provisions reveals, on the contrary, that the interpretation of the principle of non-discrimination of Internet traffic adopted by the regulation is the first (Net neutrality).

Qu'est-ce qu'une web TV santé peut apportée aux patients ? L'information sous forme de vidéo est souvent recherchée par les patients, qui souhaitent mieux comprendre mais aussi visualiser des parcours de soins, des traitements ou des examens parfois complexes.
La recherche d'information santé sur internet permet au patient de participer activement à la décision médicale partagée. A travers l'exemple de la web TV des Hôpitaux universitaires de Genève,(www.youtube.com/user/KIOSKVIDEOHUG), cette présentation donne quelques clès pour la production d'une web TV santé.

SOMMARIO: 1. Premessa2. Il conseguimento di un elevato livello qualitativo della legislazione in materia di rapporti tra politica e radiotelevisione come obiettivo fondamentale delle democrazie pluraliste. Il contesto europeo2.1 l’ambito C.O.E.2.2 l’ambito U.E2.2.1 Il profilo della radiotelevisione2.2.2 Il profilo del diritto di voto e della legislazione elettorale di contorno3. Un possibile ruolo per le Autorità nazionali di regolazione nella costruzione e nel perfezionamento del modello comune di political broadcasts.

Resumen Diseñar nuevos modelos de televisión en el contexto de la sociedad digital se convierte en una necesi dad desde el ámbito de la investigación y la academia. El presente trabajo analiza los intereses y necesi dades de información expresados por jóvenes espectadores chilenos, con el objeto de diseñar una IPTV universitaria, modalidad de TV por Internet, que incorpora, mediante las múltiples interacciones que ge nera Internet los contenidos audiovisuales preferidos por dicho público meta, con énfasis en lo cultural y educativo. Los jóvenes chilenos están de acuerdo en que el nuevo medio prevalecerá sobre los demás y contribuirá a la adquisición de nuevos saberes, procedimientos y utilidades para ser utilizados en la vida cotidiana, así como al incremento de la cultura científica y su participación ciudadana activa.