Digital Materials Production

Türkçe Okulu platformu, Irak'ta yabancı dil olarak Türkçe öğretiminde önemli bir araç olarak kullanılmakta; ancak içerik çeşitliliği, teknik altyapı ve kullanıcı geri bildirimlerine dayalı geliştirme alanlarında iyileştirmelere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bağlamda Türkçe Okulu platformunun Irak örneklemi üzerinden yabancı dil olarak Türkçe öğretim sürecindeki etkinliğini belirlemek, öğretmenlerin platform hakkındaki deneyimlerini ve değerlendirmelerini ortaya koyarak mevcut durumu analiz etmek ve geliştirme alanlarını tespit etmek bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Çalışmada, betimsel araştırma modeli kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini Irak'ta Türkçe öğreten öğretmenler, örneklemini ise Türkçe Okulu platformunu aktif kullanan 44 öğretmen oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak Likert ölçekli bir anket uygulanmış, veriler betimsel ve içerik analizi yöntemleriyle değerlendirilmiştir. Öğretmenler genel olarak Türkçe Okulu platformunun pratik kullanım sunduğunu ve dinleme-okuma becerilerine katkı sağladığını ifade etmişlerdir. Ancak konuşma ve yazma becerilerine yönelik içeriklerin yetersiz olduğu, erişim hızı ve teknik destek hizmetlerinde sorunlar yaşandığı, öğretmen geri bildirimlerinin yeterince dikkate alınmadığı tespit edilmiştir.

Türkçe Okulu platformu, Irak’ta yabancı dil olarak Türkçe öğretiminde önemli bir araç olarak kullanılmakta; ancak içerik çeşitliliği, teknik altyapı ve kullanıcı geri bildirimlerine dayalı geliştirme alanlarında iyileştirmelere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bağlamda Türkçe Okulu platformunun Irak örneklemi üzerinden yabancı dil olarak Türkçe öğretim sürecindeki etkinliğini belirlemek, öğretmenlerin platform hakkındaki deneyimlerini ve değerlendirmelerini ortaya koyarak mevcut durumu analiz etmek ve geliştirme alanlarını tespit etmek bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Çalışmada, betimsel araştırma modeli kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini Irak’ta Türkçe öğreten öğretmenler, örneklemini ise Türkçe Okulu platformunu aktif kullanan 44 öğretmen oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak Likert ölçekli bir anket uygulanmış, veriler betimsel ve içerik analizi yöntemleriyle değerlendirilmiştir. Öğretmenler genel olarak Türkçe Okulu platformunun pratik kullanım sunduğunu ve dinleme-okuma becerilerine katkı sağladığını ifade etmişlerdir. Ancak konuşma ve yazma becerilerine yönelik içeriklerin yetersiz olduğu, erişim hızı ve teknik destek hizmetlerinde sorunlar yaşandığı, öğretmen geri bildirimlerinin yeterince dikkate alınmadığı tespit edilmiştir.

A HISTORICAL PLACE IN THE SERVICE OF LIFELONG LEARNING:
“TRABZON ALACAHAN”
Abstract:
This research aims to draw attention to the courses offered to adults in Alacahan, a historical place within the Trabzon Public Education Center and Mastering Institute within the scope of lifelong learning, to reveal the gains of participation in the courses to the trainees and to introduce a historical place offered to the service of lifelong learning. In order to provide a basis for understanding the study, the concept of lifelong learning, which is frequently used in the study, is included, the distance traveled in lifelong learning in education policies is summarized and the data obtained from the trainees (8 person) within the framework of 'Transformational Learning Theory' are evaluated. The field dimension of the research was carried out with a phenomenological design by adhering to the qualitative research method. The study group of the research consisted of eight trainees who participated in the courses opened in Alacahan / opened their own workplaces as a result of these courses or realized their sales through their social media accounts and six master trainers in different branches. The data obtained from the research were collected by in-depth interview technique and transferred by descriptive analysis technique. At the end of the research, it has been determined that the courses have positive contributions to individual and social life, the trainees who open their own workplaces make positive changes in their lives by gaining a new perspective, and master trainers play a key role in this transformation process. In this context, the results of the research are shared and recommendations are presented.
Keywords: Lifelong learning, Transformational learning, Public education center, Alacahan
Öz:
Bu araştırma ile hayat boyu öğrenme kapsamında Trabzon Halk Eğitim Merkezi ve Olgunlaşma Enstitüsü bünyesinde, tarihi bir mekân olan Alacahan’da yetişkinlere sunulan kurslara dikkat çekmek, kurslara katılımın kursiyerlere sağladığı kazanımlarını ortaya koymak ve hayat boyu öğrenmenin hizmetine sunulan tarihi bir mekânı tanıtmak amaçlanmıştır. Çalışmanın anlaşılmasına temel oluşturmak amacıyla çalışmada sıkça kullanılan hayat boyu öğrenme kavramına yer verilmiş, eğitim politikalarında hayat boyu öğrenme konusunda kat edilen mesafe özetlenmiş ve ‘Dönüşümsel Öğrenme Kuramı’ çerçevesinde kursiyerlerden (8 kişi) elde edilen veriler değerlendirilmiştir. Araştırmanın saha boyutu nitel araştırma yöntemine bağlı kalınarak fenomenolojik desen ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubu Alacahan’da açılan kurslara katılan/bu kurslar sonucu kendi iş yerlerini açan ya da sosyal medya hesapları üzerinden satışlarını gerçekleştiren sekiz kursiyer ve farklı branşlardaki altı usta öğretici oluşturmuştur. Araştırmadan elde edilen veriler, derinlemesine görüşme tekniğiyle toplanmış ve betimsel analiz tekniğiyle aktarılmıştır. Araştırma sonunda kursların bireysel ve sosyal hayata olumlu katkıları olduğu, kendi iş yerlerini açan kursiyerlerin yeni bir bakış açısı kazanmak suretiyle yaşamlarına olumlu yönde değişiklik kattıkları ve usta öğreticilerin de bu dönüşüm sürecinde kilit rol oynadıkları tespit edilmiştir. Bu bağlamda, araştırma sonuçları paylaşılmış ve öneriler sunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Hayat boyu öğrenme, dönüşümsel öğrenme, halk eğitim merkezi, Alacahan

As a result of the encounter with the phenomenon of death, mankind has
associated death with many different ideas. Depending on the period, culture and
regions, death is sometimes a bridge symbolising the transition to the other world
and sometimes represents the beginning of nothingness. The only thing that does
not change is the desire for immortality. As a reflection of these ideas, the stones
used in the geometric period in Greece were used either as they were or simply
flattened to determine the location of their graves. Cultural development and
economic prosperity, of course, affect the change and development in tomb steles
as it manifests itself in all areas of life. When we look at the tomb stelae of the
Hellenistic and Roman periods, we see that there are many differences in form and
shape along with periodical differences. These differences vary depending on the
culture, belief and economic development of the period. In this direction, it is
observed that there are also changes in the depictions on the grave stelae. It is seen
that the mirror depiction is used a lot rather than the differences of the objects on
the female grave stelae. The phenomenon of mirror was first discovered with the
reflection of water and has come to the present day with many meanings. The
mirror, whose concrete existence was first seen in Çatalhöyük excavations, is
commonly seen on women's tomb stelae as a symbol of contrast (life and death),
beauty, transformation and reflection, as well as the urge to recognise oneself, and
is an object associated with female identity. The widespread use of mirrors on
women's tomb stelae can be explained for many reasons such as the use of mirrors
after death as a result of the belief in the afterlife, the idea of emphasising fertility
and death in relation to contrast, or the integration of beauty and aesthetics with
women. Within the scope of the study, Hellenistic and Roman women's tomb
stelae will be examined iconographically and the usage of the mirror depiction
used on the stelae, the types of mirrors and for what purpose they were used will
be clarified.

Bu calismanin amaci QR kodunun ozellikleri, tarihi ve kullanim alanlari, olusturulmasi ve taranmasi, uygulamalarii egitimde kullanilmasi hakkinda bilgiler vermektir. Egitimde kullanilmasi ile ilgili bolumde, QR kodu yardimiyla hazirlanmis cevrimici anket, ses dosyasi, cevrim disi ornek calisma ve calisma kagidi ile QR kodu kullanimlari ornek olarak verilmistir.

Bu makalede, Android cihazlarda kullanılabilecek bir okul destek programının nasıl oluşturulduğu açıklanmaktadır. Geliştirilen Okul Destek Programı, 5. Sınıf öğrencilerinin, okulda öğrendiği Matematik, Türkçe ve Fen bilgisi derslerini, Android cihazlarında çeşitli ders anlatım videoları ve ders içeriklerine uygun hazırlanmış oyunlarla tekrar etmesi imkânını sunmaktadır. Bu uygulamada yukarıda belirtilen derslerin farklı konularına ait konu anlatım videoları bulunmaktadır. Bu sayede öğrenci okulda tam olarak anlamadığı konularla ilgili bu videoları izleyebilmekte ve bu konuları daha iyi bir şekilde öğrenebilmektedir. Bunun yanında, öğrencilerin pedagojik yaklaşımla hazırlanmış oyunlarla da konu tekrarlarını istekli bir şekilde yapmaları ve öğrenmenin içselleştirilmesi amaçlanmaktadır. Yazılımı geliştirmek amacıyla, Java programlama dilini temel alan Android Studio programı kullanılmaktadır. Yazılım geliştirme sürecinin aşamaları, projeden ekran görselleri kullanılarak ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır. Uygulama açılış ekranında çalışılmak istenen dersi seçmeye yönelik butonlar bulunmaktadır. Ders seçimi yapıldıktan sonra gelen ekranda seçilen derse yönelik farklı konu anlatımları ve bu konularla ilgili öğrenmeleri pekiştiren oyunlar görülmektedir. Öğrenciler bu ekrandan yapmak istedikleri aktiviteyi seçerek çalışmalarına devam edebilmektedir. Eğer istenirse, ana menüye dönerek farklı dersler için de aynı işlemleri tekrarlayabilmektedirler.

Bu araştırmanın amacı, dijital platformda bulunan üçüncü sınıf hayat bilgisi dersindeki videoların Mayer’in Çoklu Ortam Tasarım İlkeleri’ne göre değerlendirilerek tasarım ve geliştirme aşamasında ölçütlere ne düzeyde dikkat edildiğinin ortaya konulmasıdır. Araştırmada doküman incelemesi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini, dijital platformdaki ilkokul 3. sınıf hayat bilgisi dersinde yer alan 41 video oluşturmaktadır. Araştırmada Ozan (2013) tarafından hazırlanan çoklu ortam uygulamalarına ilişkin değerlendirme tablosundan faydalanılmıştır. Verilerin analizinde tekrarlı ölçümler için iki faktörlü ANOVA Testi kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre videolarda konuyla bağlantısı olmayan ayrıntılara yer verilmemiştir. Ayrıca konu küçük parçalara bölünerek görseller ve sözel anlatım aynı anda verilmiştir. Bu bağlamda Mayer’in Çoklu Ortam İlkeleri’ne göre en yüksek puanları ‘tutarlılık’ ve ‘zamansal bitişiklik’ ilkesi almıştır. Videolarda, öğrenene anlatımı is...

Bu çalışmanın amacı, Halk Eğitimi Merkezlerinde Bilgisayar İşletmenliği Kursuna katılan 62 yetişkinin dijital becerilerindeki değişimi ve kurs işlevselliğini incelemektir. Bu amaçla deneysel yöntem uygulanmıştır. Deneysel yöntemde tek grup ön-test ve son-test düzenlenmiştir. Çalışma öncesinde .89 güvenirlik katsayısına sahip başarı testi ön-test olarak uygulanmıştır. 163 saatlik kurs programı verilerek aynı başarı testi tekrar son-test olarak uygulanmıştır. Kurs programı 6 modülden oluşmaktadır. Uygulamaya yönelik 5 modülden sonra dijital becerilerin gelişimini izlemek için izleme sınavları uygulanmıştır. Kurs öncesi ve sonrası testler arasında fark olup olmadığı bağımlı gruplar t-testi ile belirlenmeye çalışılmıştır. Akademik başarı puanları ile izleme sınavları arasındaki ilişki Pearson korelasyon testi ile belirlenmeye çalışılmıştır. Ayrıca, kursiyerlerin başarı son-test puanı ile izleme sınavları ortalama arasında pozitif yönlü orta bir ilişki bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır. Araştırma sonucunda, bilgisayar kursunun işlevsel olduğu ve düzenlenen temel bilgisayar kursunun yetişkinlerin dijital başarı puanlarını geliştirmede önemli bir etkisinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca, kursiyerlerin akademik başarı puanları cinsiyetlerine, yaşa ve eğitim durumlarına göre değişmediği görülmüştür.

Günümüzde teknoloji dünyasının sağlamış olduğu imkanlar giderek genişlemekte ve büyümektedir. Bu gelişme akıllı telefonların ve diğer mobil cihazların yaygın olarak benimsenmesi, mobil uygulama kullanılabilirlik testini ürün geliştirme sürecinin ayrılmaz bir parçası haline getirdi. Mobil uygulamalar artık eğlenceden üretkenliğe ve hatta tıbbi uygulamalara kadar çok çeşitli farklı amaçlar için geliştiriliyor. Bu nedenle, geliştiricilerin uygulamalarının kullanıcı dostu ve sezgisel olmasını sağlamak için çok çaba sarf etmesi önemlidir. Mobil uygulamalar kullanıcılar tarafından her an ve her yerde erişilebilirdir. Bu nedenle mobil uygulama işlevleri her zaman ve her yerde doğru, güvenilir ve kolay/anlaşılır olmalıdır. Mobil uygulama kullanılabilirliği test etme son yıllarda giderek daha popüler hale geldi. Bir mobil uygulama olan Yandex Navigasyonunun kullanılabilirlik testi, kullanıcıların uygulamayı kullanırken en iyi deneyimi yaşamasını sağlamak için çok önemlidir. Bundan dolayı gel...

Bu araştırmanın amacı, dijital platformda bulunan üçüncü sınıf hayat bilgisi dersindeki videoların Mayer’in Çoklu Ortam Tasarım İlkeleri’ne göre değerlendirilerek tasarım ve geliştirme aşamasında ölçütlere ne düzeyde dikkat edildiğinin ortaya konulmasıdır. Araştırmada doküman incelemesi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini, dijital platformdaki ilkokul 3. sınıf hayat bilgisi dersinde yer alan 41 video oluşturmaktadır. Araştırmada Ozan (2013) tarafından hazırlanan çoklu ortam uygulamalarına ilişkin değerlendirme tablosundan faydalanılmıştır. Verilerin analizinde tekrarlı ölçümler için iki faktörlü ANOVA Testi kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre videolarda konuyla bağlantısı olmayan ayrıntılara yer verilmemiştir. Ayrıca konu küçük parçalara bölünerek görseller ve sözel anlatım aynı anda verilmiştir. Bu bağlamda Mayer’in Çoklu Ortam İlkeleri’ne göre en yüksek puanları ‘tutarlılık’ ve ‘zamansal bitişiklik’ ilkesi almıştır. Videolarda, öğrenene anlatımı is...

The aim of this paper is to explain the adoption of mobile application ICReserve (Information Center Reserve) to improve the library services in terms of user satisfaction and management processes with an innovative approach. ICReserve is a kind of reservation software developed specifically for the needs of University Library by the Istanbul Aydin University IT Department and is integrated to the institution's other information systems. This article contains technical information about mobile application development.

Information is the primary thing among the arguments going out of date in the quickest way nowadays. Science and technology develop in such quick way; not only forty years old information loses its validity but also even five years old information does so. In a world where information loses its up-to-dateness in such quick way, lifelong learning appears before us as a concept whose importance increases day by day. With an approach related with person, society and employment, lifelong learning is defined as every kind of learning activity in which the person participates during its lifetime in order to develop its knowledge, skills and interest. This concept has been on the popular agenda for many years in the developed countries and more importantly it has been applied into real life situations. And it is even known that more than half of the education budget is spent for the education of adults in United States of America. Even if the concept is not new for Turkey, it is not seen a...

Gunumuzde en hizli eskiyen argumanlarin basinda bilgi gelmektedir. Bilim ve teknoloji oylesine hizli gelisim gosterir ki, sadece kirk yil onceki bilgiler degil bes yil oncesindeki bilgiler dahi yeterliligini yitirmektedir. Bilginin guncelligini bu derece hizli kaybettigi bir dunyada yasam boyu ogrenme, onemi gittikce artan kavramlardan biri olarak karsimiz cikar. Yasam boyu ogrenme; kisisel, toplumsal, sosyal ve istihdam ile iliskili bir yaklasimla bireyin; bilgi, beceri, ilgi ve yeterliliklerini gelistirmek amaciyla hayati boyunca katildigi her turlu ogrenme etkinlikleri olarak tanimlanmaktadir. Bu kavram gelismis ulkelerde cok uzun yillardir gundemde olan, daha da onemlisi yasama gecmis bir nitelige sahiptir. Hatta oyle ki; Amerika Birlesik Devletlerinde egitim butcesinin yaridan fazlasinin, yetiskinlerin egitimi icin harcandigi bilinmektedir. Turkiye icin ise kavram yeni olmamakla birlikte yaygin gorulmemekte ve gunumuz kosullarinin cok uzaginda yurutulmektedir. Yasam boyu ogrenm...

Bu araştırmanın amacı, dijital platformda bulunan üçüncü sınıf hayat bilgisi dersindeki videoların Mayer'in Çoklu Ortam Tasarım İlkeleri'ne göre değerlendirilerek tasarım ve geliştirme aşamasında ölçütlere ne düzeyde dikkat edildiğinin ortaya konulmasıdır. Araştırmada doküman incelemesi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini, dijital platformdaki ilkokul 3. sınıf hayat bilgisi dersinde yer alan 41 video oluşturmaktadır. Araştırmada Ozan (2013) tarafından hazırlanan çoklu ortam uygulamalarına ilişkin değerlendirme tablosundan faydalanılmıştır. Verilerin analizinde tekrarlı ölçümler için iki faktörlü ANOVA Testi kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre videolarda konuyla bağlantısı olmayan ayrıntılara yer verilmemiştir. Ayrıca konu küçük parçalara bölünerek görseller ve sözel anlatım aynı anda verilmiştir. Bu bağlamda Mayer'in Çoklu Ortam İlkeleri'ne göre en yüksek puanları 'tutarlılık' ve 'zamansal bitişiklik' ilkesi almıştır. Videolarda, öğrenene anlatımı istediği zaman yazılı olarak görme imkânının sunulmaması Mayer'in çoklu ortam tasarım ilkelerinden 'gereksizlik' ilkesine uymamaktadır. Bunun sonucunda videolar gereksizlik ilkesi bağlamında en düşük puanla değerlendirilmiştir. Araştırmada uzmanlar tarafından Mayer'in Çoklu Ortam Tasarım İlkesi'ne göre değerlendirilen her video için verilen değerlendirme puanlarına bakıldığında bir ve ikinci uzman hariç farklı değerlendirme sonuçlarına ulaşmıştır. Araştırma sonucuna göre dijital platformlardaki içerikler mutlaka alanda uzman kişiler tarafından değerlendirilmeli ve eksik yönleri belirtilmelidir. Ayrıca yazılımları oluşturan kişiler alandaki araştırmaları ve gerekli değerlendirme ilkelerini göz önünde bulundurarak içerik üretmelidirler.

Bu çalışmanın amacı, Halk Eğitimi Merkezlerinde Bilgisayar İşletmenliği Kursuna katılan 62 yetişkinin dijital becerilerindeki değişimi ve kurs işlevselliğini incelemektir. Bu amaçla deneysel yöntem uygulanmıştır. Deneysel yöntemde tek grup ön-test ve son-test düzenlenmiştir. Çalışma öncesinde .89 güvenirlik katsayısına sahip başarı testi ön-test olarak uygulanmıştır. 163 saatlik kurs programı verilerek aynı başarı testi tekrar son-test olarak uygulanmıştır. Kurs programı 6 modülden oluşmaktadır. Uygulamaya yönelik 5 modülden sonra dijital becerilerin gelişimini izlemek için izleme sınavları uygulanmıştır. Kurs öncesi ve sonrası testler arasında fark olup olmadığı bağımlı gruplar t-testi ile belirlenmeye çalışılmıştır. Akademik başarı puanları ile izleme sınavları arasındaki ilişki Pearson korelasyon testi ile belirlenmeye çalışılmıştır. Ayrıca, kursiyerlerin başarı son-test puanı ile izleme sınavları ortalama arasında pozitif yönlü orta bir ilişki bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır. Araştırma sonucunda, bilgisayar kursunun işlevsel olduğu ve düzenlenen temel bilgisayar kursunun yetişkinlerin dijital başarı puanlarını geliştirmede önemli bir etkisinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca, kursiyerlerin akademik başarı puanları cinsiyetlerine, yaşa ve eğitim durumlarına göre değişmediği görülmüştür.

Bu araştırmanın amacı, dijital platformda bulunan üçüncü sınıf hayat bilgisi dersindeki videoların Mayer'in Çoklu Ortam Tasarım İlkeleri'ne göre değerlendirilerek tasarım ve geliştirme aşamasında ölçütlere ne düzeyde dikkat edildiğinin ortaya konulmasıdır. Araştırmada doküman incelemesi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini, dijital platformdaki ilkokul 3. sınıf hayat bilgisi dersinde yer alan 41 video oluşturmaktadır. Araştırmada Ozan (2013) tarafından hazırlanan çoklu ortam uygulamalarına ilişkin değerlendirme tablosundan faydalanılmıştır. Verilerin analizinde tekrarlı ölçümler için iki faktörlü ANOVA Testi kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre videolarda konuyla bağlantısı olmayan ayrıntılara yer verilmemiştir. Ayrıca konu küçük parçalara bölünerek görseller ve sözel anlatım aynı anda verilmiştir. Bu bağlamda Mayer'in Çoklu Ortam İlkeleri'ne göre en yüksek puanları 'tutarlılık' ve 'zamansal bitişiklik' ilkesi almıştır. Videolarda, öğrenene anlatımı istediği zaman yazılı olarak görme imkânının sunulmaması Mayer'in çoklu ortam tasarım ilkelerinden 'gereksizlik' ilkesine uymamaktadır. Bunun sonucunda videolar gereksizlik ilkesi bağlamında en düşük puanla değerlendirilmiştir. Araştırmada uzmanlar tarafından Mayer'in Çoklu Ortam Tasarım İlkesi'ne göre değerlendirilen her video için verilen değerlendirme puanlarına bakıldığında bir ve ikinci uzman hariç farklı değerlendirme sonuçlarına ulaşmıştır. Araştırma sonucuna göre dijital platformlardaki içerikler mutlaka alanda uzman kişiler tarafından değerlendirilmeli ve eksik yönleri belirtilmelidir. Ayrıca yazılımları oluşturan kişiler alandaki araştırmaları ve gerekli değerlendirme ilkelerini göz önünde bulundurarak içerik üretmelidirler.

Bu araştırmanın amacı, dijital platformda bulunan üçüncü sınıf hayat bilgisi dersindeki videoların Mayer'in Çoklu Ortam Tasarım İlkeleri'ne göre değerlendirilerek tasarım ve geliştirme aşamasında ölçütlere ne düzeyde dikkat edildiğinin ortaya konulmasıdır. Araştırmada doküman incelemesi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini, dijital platformdaki ilkokul 3. sınıf hayat bilgisi dersinde yer alan 41 video oluşturmaktadır. Araştırmada Ozan (2013) tarafından hazırlanan çoklu ortam uygulamalarına ilişkin değerlendirme tablosundan faydalanılmıştır. Verilerin analizinde tekrarlı ölçümler için iki faktörlü ANOVA Testi kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre videolarda konuyla bağlantısı olmayan ayrıntılara yer verilmemiştir. Ayrıca konu küçük parçalara bölünerek görseller ve sözel anlatım aynı anda verilmiştir. Bu bağlamda Mayer'in Çoklu Ortam İlkeleri'ne göre en yüksek puanları 'tutarlılık' ve 'zamansal bitişiklik' ilkesi almıştır. Videolarda, öğrenene anlatımı istediği zaman yazılı olarak görme imkânının sunulmaması Mayer'in çoklu ortam tasarım ilkelerinden 'gereksizlik' ilkesine uymamaktadır. Bunun sonucunda videolar gereksizlik ilkesi bağlamında en düşük puanla değerlendirilmiştir. Araştırmada uzmanlar tarafından Mayer'in Çoklu Ortam Tasarım İlkesi'ne göre değerlendirilen her video için verilen değerlendirme puanlarına bakıldığında bir ve ikinci uzman hariç farklı değerlendirme sonuçlarına ulaşmıştır. Araştırma sonucuna göre dijital platformlardaki içerikler mutlaka alanda uzman kişiler tarafından değerlendirilmeli ve eksik yönleri belirtilmelidir. Ayrıca yazılımları oluşturan kişiler alandaki araştırmaları ve gerekli değerlendirme ilkelerini göz önünde bulundurarak içerik üretmelidirler.

Bu calismanin amaci QR kodunun ozellikleri, tarihi ve kullanim alanlari, olusturulmasi ve taranmasi, uygulamalarii egitimde kullanilmasi hakkinda bilgiler vermektir. Egitimde kullanilmasi ile ilgili bolumde, QR kodu yardimiyla hazirlanmis cevrimici anket, ses dosyasi, cevrim disi ornek calisma ve calisma kagidi ile QR kodu kullanimlari ornek olarak verilmistir.

Sosyal bilimlerde nitel ve nicel yöntemleri bir arada kullanan çalışmaların sayısında son yıllarda ciddi bir artış gözlemlenmektedir. Karma yöntem olarak tanımlanan bu araştırma stratejisi, nitel ve nicel verilerin gelişigüzel bir arada kullanılmasının ötesinde farklı yaklaşımların tek çalışma içinde bütünleştirilmesini mümkün kılacak bir araştırma tasarımı ve kuramsal çerçeve gerektirir. Bu makale, alanyazında giderek artan bir ağırlığa sahip olan ve üçüncü ana araştırma yöntemi olarak kabul gören karma yöntemlerin uygulanmasına dair esasları kapsamlı bir tartışmayla ortaya koymayı amaçlar. Karma yöntemin tanımı, amacı, avantajları üzerine tanıtıcı bir bölümü takiben karma yöntemin nasıl kullanılabileceğine dair farklı araştırma tasarımları üzerinde durulacaktır. Bu tasarımlar siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler alanından çalışmalarla örneklendirilecektir. Sonuç bölümünde karma yönteme yöneltilen eleştiriler ve yöntemin uygulanmasında karşılaşılabilecek zorluklar üzerinde durulacaktır. Böylece karma yönteme ilgi duyan araştırmacılar için bir yol haritası sunulacaktır.

Bu araştırmanın amacı, dijital platformda bulunan üçüncü sınıf hayat bilgisi dersindeki videoların Mayer'in Çoklu Ortam Tasarım İlkeleri'ne göre değerlendirilerek tasarım ve geliştirme aşamasında ölçütlere ne düzeyde dikkat edildiğinin ortaya konulmasıdır. Araştırmada doküman incelemesi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini, dijital platformdaki ilkokul 3. sınıf hayat bilgisi dersinde yer alan 41 video oluşturmaktadır. Araştırmada Ozan (2013) tarafından hazırlanan çoklu ortam uygulamalarına ilişkin değerlendirme tablosundan faydalanılmıştır. Verilerin analizinde tekrarlı ölçümler için iki faktörlü ANOVA Testi kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre videolarda konuyla bağlantısı olmayan ayrıntılara yer verilmemiştir. Ayrıca konu küçük parçalara bölünerek görseller ve sözel anlatım aynı anda verilmiştir. Bu bağlamda Mayer'in Çoklu Ortam İlkeleri'ne göre en yüksek puanları 'tutarlılık' ve 'zamansal bitişiklik' ilkesi almıştır. Videolarda, öğrenene anlatımı istediği zaman yazılı olarak görme imkânının sunulmaması Mayer'in çoklu ortam tasarım ilkelerinden 'gereksizlik' ilkesine uymamaktadır. Bunun sonucunda videolar gereksizlik ilkesi bağlamında en düşük puanla değerlendirilmiştir. Araştırmada uzmanlar tarafından Mayer'in Çoklu Ortam Tasarım İlkesi'ne göre değerlendirilen her video için verilen değerlendirme puanlarına bakıldığında bir ve ikinci uzman hariç farklı değerlendirme sonuçlarına ulaşmıştır. Araştırma sonucuna göre dijital platformlardaki içerikler mutlaka alanda uzman kişiler tarafından değerlendirilmeli ve eksik yönleri belirtilmelidir. Ayrıca yazılımları oluşturan kişiler alandaki araştırmaları ve gerekli değerlendirme ilkelerini göz önünde bulundurarak içerik üretmelidirler.

Purpose of this study is to measure the level of knowledge of the adult educators working in public education centers. Almost all of the educators participated to this study had pedagogical formation training and they continue to work in the adult education field with this training. Data of this study is obtained through a Likert scale, from 592 educators working in public education centers in 11 different provinces across Turkey. The scale which was constructed by the author is composed of statements of andragogical knowledge and behaviour. Data collected through the scale is analysed on the basis of frequency and arithmetic mean values. At the end of the study it is seen that, adult educators have a general knowledge of the adult education, but they fail to implement this knowledge. It is found out that, educators tend to maintain their formal educational habits, that they have a low awareness about the effects of learners' self-concept on education, that they are conscious of the fact that adult experiences are important, but they experience uncertainty on how to share these experiences in educational environments. It is concluded that the pedagogical attitude of establishing the authority through teacher is maintained. It is discovered that educators are not fully aware of the reasons of leaving the education that are due to the educators' attitudes.

Bu araştırmanın amacı, dijital platformda bulunan üçüncü sınıf hayat bilgisi dersindeki videoların Mayer'in Çoklu Ortam Tasarım İlkeleri'ne göre değerlendirilerek tasarım ve geliştirme aşamasında ölçütlere ne düzeyde dikkat edildiğinin ortaya konulmasıdır. Araştırmada doküman incelemesi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini, dijital platformdaki ilkokul 3. sınıf hayat bilgisi dersinde yer alan 41 video oluşturmaktadır. Araştırmada Ozan (2013) tarafından hazırlanan çoklu ortam uygulamalarına ilişkin değerlendirme tablosundan faydalanılmıştır. Verilerin analizinde tekrarlı ölçümler için iki faktörlü ANOVA Testi kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre videolarda konuyla bağlantısı olmayan ayrıntılara yer verilmemiştir. Ayrıca konu küçük parçalara bölünerek görseller ve sözel anlatım aynı anda verilmiştir. Bu bağlamda Mayer'in Çoklu Ortam İlkeleri'ne göre en yüksek puanları 'tutarlılık' ve 'zamansal bitişiklik' ilkesi almıştır. Videolarda, öğrenene anlatımı istediği zaman yazılı olarak görme imkânının sunulmaması Mayer'in çoklu ortam tasarım ilkelerinden 'gereksizlik' ilkesine uymamaktadır. Bunun sonucunda videolar gereksizlik ilkesi bağlamında en düşük puanla değerlendirilmiştir. Araştırmada uzmanlar tarafından Mayer'in Çoklu Ortam Tasarım İlkesi'ne göre değerlendirilen her video için verilen değerlendirme puanlarına bakıldığında bir ve ikinci uzman hariç farklı değerlendirme sonuçlarına ulaşmıştır. Araştırma sonucuna göre dijital platformlardaki içerikler mutlaka alanda uzman kişiler tarafından değerlendirilmeli ve eksik yönleri belirtilmelidir. Ayrıca yazılımları oluşturan kişiler alandaki araştırmaları ve gerekli değerlendirme ilkelerini göz önünde bulundurarak içerik üretmelidirler.

Service Design can contribute to Spatial Design not only through data collection from the involved stakeholders and their demands analysis but also through the improvement of methods and tools to engage final users, to trigger interactions among them, to stimulate ways of conceiving and creating new living and working lifestyles and social environments. An especially challenging task emerges from the enhancement of programs and facilities particularly affected by transformations and new configurations of learning and research environments. This paper focuses on the definition of tailor-made methods and tools merging the contribution of Service and Spatial Design for the meta-design development of the new scientific campus of the Università degli Studi di Milano to be built on the former Milano Expo 2015 site.

Bu araştırmanın amacı, dijital platformda bulunan üçüncü sınıf hayat bilgisi dersindeki videoların Mayer'in Çoklu Ortam Tasarım İlkeleri'ne göre değerlendirilerek tasarım ve geliştirme aşamasında ölçütlere ne düzeyde dikkat edildiğinin ortaya konulmasıdır. Araştırmada doküman incelemesi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini, dijital platformdaki ilkokul 3. sınıf hayat bilgisi dersinde yer alan 41 video oluşturmaktadır. Araştırmada Ozan (2013) tarafından hazırlanan çoklu ortam uygulamalarına ilişkin değerlendirme tablosundan faydalanılmıştır. Verilerin analizinde tekrarlı ölçümler için iki faktörlü ANOVA Testi kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre videolarda konuyla bağlantısı olmayan ayrıntılara yer verilmemiştir. Ayrıca konu küçük parçalara bölünerek görseller ve sözel anlatım aynı anda verilmiştir. Bu bağlamda Mayer'in Çoklu Ortam İlkeleri'ne göre en yüksek puanları 'tutarlılık' ve 'zamansal bitişiklik' ilkesi almıştır. Videolarda, öğrenene anlatımı istediği zaman yazılı olarak görme imkânının sunulmaması Mayer'in çoklu ortam tasarım ilkelerinden 'gereksizlik' ilkesine uymamaktadır. Bunun sonucunda videolar gereksizlik ilkesi bağlamında en düşük puanla değerlendirilmiştir. Araştırmada uzmanlar tarafından Mayer'in Çoklu Ortam Tasarım İlkesi'ne göre değerlendirilen her video için verilen değerlendirme puanlarına bakıldığında bir ve ikinci uzman hariç farklı değerlendirme sonuçlarına ulaşmıştır. Araştırma sonucuna göre dijital platformlardaki içerikler mutlaka alanda uzman kişiler tarafından değerlendirilmeli ve eksik yönleri belirtilmelidir. Ayrıca yazılımları oluşturan kişiler alandaki araştırmaları ve gerekli değerlendirme ilkelerini göz önünde bulundurarak içerik üretmelidirler.

Bu araştırmanın amacı, dijital platformda bulunan üçüncü sınıf hayat bilgisi dersindeki videoların Mayer'in Çoklu Ortam Tasarım İlkeleri'ne göre değerlendirilerek tasarım ve geliştirme aşamasında ölçütlere ne düzeyde dikkat edildiğinin ortaya konulmasıdır. Araştırmada doküman incelemesi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini, dijital platformdaki ilkokul 3. sınıf hayat bilgisi dersinde yer alan 41 video oluşturmaktadır. Araştırmada Ozan (2013) tarafından hazırlanan çoklu ortam uygulamalarına ilişkin değerlendirme tablosundan faydalanılmıştır. Verilerin analizinde tekrarlı ölçümler için iki faktörlü ANOVA Testi kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre videolarda konuyla bağlantısı olmayan ayrıntılara yer verilmemiştir. Ayrıca konu küçük parçalara bölünerek görseller ve sözel anlatım aynı anda verilmiştir. Bu bağlamda Mayer'in Çoklu Ortam İlkeleri'ne göre en yüksek puanları 'tutarlılık' ve 'zamansal bitişiklik' ilkesi almıştır. Videolarda, öğrenene anlatımı istediği zaman yazılı olarak görme imkânının sunulmaması Mayer'in çoklu ortam tasarım ilkelerinden 'gereksizlik' ilkesine uymamaktadır. Bunun sonucunda videolar gereksizlik ilkesi bağlamında en düşük puanla değerlendirilmiştir. Araştırmada uzmanlar tarafından Mayer'in Çoklu Ortam Tasarım İlkesi'ne göre değerlendirilen her video için verilen değerlendirme puanlarına bakıldığında bir ve ikinci uzman hariç farklı değerlendirme sonuçlarına ulaşmıştır. Araştırma sonucuna göre dijital platformlardaki içerikler mutlaka alanda uzman kişiler tarafından değerlendirilmeli ve eksik yönleri belirtilmelidir. Ayrıca yazılımları oluşturan kişiler alandaki araştırmaları ve gerekli değerlendirme ilkelerini göz önünde bulundurarak içerik üretmelidirler.

HALK EĞİTİMİ MERKEZLERİNDE GÖREVLİ MESLEKİ-TEKNİK VE SOSYAL - KÜLTÜREL KURSLARI ÖĞRETMENLERİNİN ÖZ YETERLİLİK DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ Bu araştırma, İstanbul İlindeki Halk Eğitimi Merkezlerinde görevli mesleki-teknik kursları öğretmenleri ile sosyo-kültürel kurs öğretmenlerinin öz-yeterlilik düzeylerinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini 2008-2009 eğitim-öğretim yılında İstanbul İlindeki Halk Eğitimi Merkezleri arasından tesadüfî örneklem yoluyla seçilen üç’ü Anadolu yakasında, üç’ü Avrupa yakasından olmak üzere 6 Halk Eğitimi Merkezinde görevli 304 öğretmen oluşturmaktadır. Bu araştırmada, tarafımızca geliştirilen ve demografik bilgileri içeren 14 sorudan oluşmuş bilgi anketi kısmıyla 10 maddeden oluşan Jerusalem ve Schwarzer’in 1981 yılında geliştirdiği “ Genel Öz-yeterlilik Ölçeği” ( General Perceived Self-Efficacy Scale – GSE) kullanılmıştır. Çalışmada, demografik bilgilere ait özellikler için frekans ve % değerleri alınmış, öz-yeterlilik ölçeğine ait bu...

Bu araştırmanın amacı çevrimiçi tezsiz yüksek lisans programlarında öğrenim gören bireylerin programları tercih gerekçelerinin Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi aşamalarına göre sınıflamasını yapmaktır. Bu araştırmada betimsel analiz yöntemi kullanılmıştır. Araştırmaya altı farklı programda öğrenim gören 115 öğrenci katılmıştır. Araştırmada öğrencilerin çeşitli demografik bilgilerinin ve ilgili programı tercih etme gerekçesinin sorulduğu bir veri toplama aracı kullanılmıştır. Araştırmada öğrenciler tercih gerekçelerini programın çevrimiçi olmasına göre ve öğrenim gördükleri programa göre yanıtlamışlardır. Araştırmaya katılan öğrenciler 163 gerekçe sunmuşlardır. Öğrencilerin öğrenim gördükleri programı tercih gerekçeleri içerisinde ilk sırayı statü kazanma sonra sırasıyla merakını giderme, güvenlik, ait olma ve sevgi ile estetik gerekçe olarak belirlemişlerdir.

PROGRAMLAMA ÖĞRETİMİNDE GÖRSELLEŞTİRME ARAÇLARININ KULLANIMININ ÖĞRENCİ BAŞARI VE MOTİVASYONUNA ETKİSİ Bu çalışmada, programlama öğretiminde görselleştirme araçları kullanmanın, öğrenci başarı ve motivasyonuna olan etkisi araştırılmıştır. Çalışmada ayrıca, ilköğretim seviyesindeki öğrencilerin programlama başarılarının yordanmasına katkı sağlaması amacıyla algoritma geliştirme başarıları ile ilişkisi olan dersler belirlenmeye çalışılmıştır. Deneme ve ilişkisel tarama modelinin kullanıldığı çalışma, iki deney grubu ile yürütülmüştür. Gruplardan biri akış şeması modelli yazılımdan, diğeri ise algoritmayı hikayeleştiren yazılımdan faydalanmıştır. Gruplar, değişken, koşul ve döngü kullanımı konularındaki başarıları açısından karşılaştırılmıştır. Biri kağıt üzerinde diğeri uygulamalı olmak üzere iki adet son test sınavı kullanılmıştır. Grupları motivasyon açısından karşılaştırmada Özerbaş (2003) tarafından geliştirilen motivasyon testi kullanılmış, öğrencilerin algoritma geliştirme başar...

Bu araştırmanın amacı, dijital platformda bulunan üçüncü sınıf hayat bilgisi dersindeki videoların Mayer'in Çoklu Ortam Tasarım İlkeleri'ne göre değerlendirilerek tasarım ve geliştirme aşamasında ölçütlere ne düzeyde dikkat edildiğinin ortaya konulmasıdır. Araştırmada doküman incelemesi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini, dijital platformdaki ilkokul 3. sınıf hayat bilgisi dersinde yer alan 41 video oluşturmaktadır. Araştırmada Ozan (2013) tarafından hazırlanan çoklu ortam uygulamalarına ilişkin değerlendirme tablosundan faydalanılmıştır. Verilerin analizinde tekrarlı ölçümler için iki faktörlü ANOVA Testi kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre videolarda konuyla bağlantısı olmayan ayrıntılara yer verilmemiştir. Ayrıca konu küçük parçalara bölünerek görseller ve sözel anlatım aynı anda verilmiştir. Bu bağlamda Mayer'in Çoklu Ortam İlkeleri'ne göre en yüksek puanları 'tutarlılık' ve 'zamansal bitişiklik' ilkesi almıştır. Videolarda, öğrenene anlatımı istediği zaman yazılı olarak görme imkânının sunulmaması Mayer'in çoklu ortam tasarım ilkelerinden 'gereksizlik' ilkesine uymamaktadır. Bunun sonucunda videolar gereksizlik ilkesi bağlamında en düşük puanla değerlendirilmiştir. Araştırmada uzmanlar tarafından Mayer'in Çoklu Ortam Tasarım İlkesi'ne göre değerlendirilen her video için verilen değerlendirme puanlarına bakıldığında bir ve ikinci uzman hariç farklı değerlendirme sonuçlarına ulaşmıştır. Araştırma sonucuna göre dijital platformlardaki içerikler mutlaka alanda uzman kişiler tarafından değerlendirilmeli ve eksik yönleri belirtilmelidir. Ayrıca yazılımları oluşturan kişiler alandaki araştırmaları ve gerekli değerlendirme ilkelerini göz önünde bulundurarak içerik üretmelidirler.

Bu calismada Egitim Bilisim Agi (EBA) platformunda bulunan 5. Sinif Matematik Dersi, Dogal Sayilar ve dogal sayilarda islemler konusuna iliskin son sinif ogretmen adaylarinin ve bu dersi okutan ogretmenlerin goruslerinin belirlenmesi amaclanmistir.  Calismanin verileri 2018-2019 egitim ogretim yilinda Bati Karadeniz Bolgesinde bir universitenin egitim fakultesi matematik ogretmenligi programinda okuyan son sinif 38 ogretmen adayindan ve 9 ogretmenden toplanmistir. Karma arastirma yonteminin kullanildigi bu calismada, nitel veriler gorusmelerle, nicel veriler ise arastirmacilar tarafindan gelistirilen degerlendirme dokumu (envanteri) ile toplanmistir. Arastirmada son sinif ogretmen adaylari ve ogretmenler EBA’yi dogal sayilar ve dogal sayilarda islemler unitesinde kendi sunum icerigi, i. Konu anlatimi (video), ii. Baglam, iii. Ogretim plani, iv. Tamamlayici diger materyaller (oyun), v. Alistirmalar, vi. Tarama testleri acisindan degerlendirilmistir. Hem ogretmen hem de ogretmen adayl...

Bu araştırmanın amacı, yetişkin eğitimi kapsamında ilkokullarda açılan okuma-yazma kurslarına yönelik öğretmenlerin algı ve rollerini belirlemektir. Nitel özellikte olan ve fenomenolojik desene göre yürütülmüş araştırmanın çalışma grubunu, 2019-2020 eğitimöğretim yılının birinci döneminde İstanbul ili, Esenyurt ilçesindeki 5 ilkokulda yaygın eğitim kapsamında yetişkinlere yönelik açılan okuma-yazma kurslarında eğitmen olarak görev almış 10 öğretmen oluşturmuştur. Esenyurt ilçesinin kenar mahallelerinde bulunan okullar, amaçlı örnekleme türlerinden benzeşik örnekleme ve bu okullarda açılmış olan yetişkin eğitimi okuma-yazma kurslarında görev almış öğretmenlerden gönüllü bir şekilde araştırmaya katılanlar ise ölçüt örnekleme yöntemine göre belirlenmiştir. Veriler 2019 yılının Aralık ayında ilk araştırmacı tarafından öğretmenlerle yüzyüze görüşmeler yapılarak toplanmış ve görüşmeler, telefonun ses kaydedici programı ile kaydedilmiştir. Sonrasında kaydedilen veriler Microsoft Word programı aracılığıyla yazıya dökülmüş ve içerik analizi tekniği kullanılarak araştırmacılar tarafından analiz edilmiştir. Bu süreçte her soru birbirinden bağımsız bir şekilde değerlendirilerek araştırma bulguları, öğretmenlerin görüşleri doğrultusunda ortak tema, kategori ve kodlar oluşturularak verilmiştir. Araştırma bulgularına göre öğretmenlerin çoğu yetişkin eğitimini, normal eğitim-öğretim yaşı içerisinde herhangi bir örgün eğitim kurumundan yararlanamayan 1 Makale yazımı yazar etki oranı: 1.yazar: %50, 2. yazar: %50.

As escolas da atualidade precisam repensar suas metodologias de ensino para que possam atender as necessidades atuais dos jovens que nasceram na era digital. Observa-se que o ensino e aprendizagem nao devem se pautar na memorizacao e reproducao de conteudos, mas sim pelo manejo e na producao do conhecimento, a fim de intervir em sua propria realidade (MATEUS, 2002, p. 6). Assim, o objetivo desta pesquisa e mostrar a efetividade do professor como mediador da aprendizagem de alunos pesquisadores e questionadores, desmistificando os desafios que muitas vezes sao apontados nessa metodologia pelos envolvidos e estudiosos da area. O referencial teorico para este estudo conta com as contribuicoes de Demo (1991), Mateus (2002), Freire (1998) e Magalhaes (2002), que discutem a autonomia do professor e, tambem, com os pressupostos de Nunan (1992) e Scheneider (2014) que discorrem sobre metodos de pesquisa utilizados em sala de aula. Como metodologia de trabalho, serao utilizados os tipos de p...

There are mainly two aims in this research. The first aim was to define mathematical skills of adults, who have participated into first stage of literacy programs. The second aim was to find out the relationships between their socio-demographic characteristics and defined mathematical skills. This is a descriptive research employing a mixture of research designs. The research was conducted in four cities (namely, Şanliurfa, Ankara, Istanbul and Diyarbakir). Results show that more than 90% of those learners are not able to perform the four basic mathematical operations. Generally speaking, the younger learners are the better in mathematical skills. Also those who work and have an income have higher mathematical skills. Moreover the participants who have attended primary school are better at mathematics. Another distinguishing feature of successful adults is that they have more ties with urban life. It may also be stated that having literate adults around and using written communicati...

The digital has changed the way we think about art. The rise of new media and digital culture have compelled us to reimagine aesthetics and question how technology is altering our definition of art by changing the ways in which it is made, displayed, shared, and valued. How are emergent technologies affecting material culture? Should a pre-history of the digital encompass photography and film? Is the digital building new forms of community? With access broadening, what roles can art now play outside the professionalized art world? And in what ways might new technology also limit that access? Finally, what kinds of materials does digital technology make available for methodological, practical, and creative experimentation?

“Digital-Material: Aesthetics in the 21st Century” brings artists and theorists together to generate new approaches to these and related questions.

MEB ve Avrupa Birliği işbirliği çerçevesinde yürütülen "Suriyeli Çocukların Türk Eğitim Sistemine Entegrasyonunun Desteklenmesi Projesi (PIKTES-https://piktes.gov.tr/)" kapsamında projede görevli öğretmenlere için 11-12 Şubat 2021 tarihlerinde gerçekleştirdiğimiz "WEB 2.0 Teknolojileri ve Dijital Öğretim Materyali Hazırlama” konulu webinar sunumu.

ÖZET: Bu çalışmanın amacı, öğretim amaçlı hazırlanan WEB sitelerinin değerlendirilmesine yönelik bir ölçek tasarlamaktır. Bu amaç doğrultusunda yapılan literatür taramasında, WEB sayfalarının hazırlanmasına yönelik özellikler belirlenmiştir ve ölçek halinde düzenlenmiştir. İlgili literatür öncelikle bir bütün olarak ele alınmıştır. Literatür taramasında değerlendirmeye konu olan özellikler, en çok üzerinde tartışmaların yapıldığı hususlar göz önünde bulundurularak irdelenmiş ve ölçek kapsamına dâhil edilmiştir. İncelenen kaynaklarda, üç temel özelliğin değerlendirmelerde belirleyici olduğu saptanmıştır. Bunlar; sayfaların tasarım açısından özellikleri, içerik açısından özellikler ile öğrenmeye yönlendirici özellikler olarak sıralanabilir. Bu veriler, mevcut değerlendirme anlayışında yapısal ve öğrenme amaçlı geribildirimlerin önemli olduğu sonucunu ortaya koymaktadır. Öğretim amaçlı hazırlanan sitelerin öğrenci dikkatini çekecek, öğrencilere ilginç ve eğlenceli gelecek, öğrencileri daha fazla araştırmaya teşvik edecek şekilde tasarlanması gerektiği belirtilmiştir. Araştırma, mevcut değerlendirme ölçütlerinin geliştirilerek tasarlanan yeni bir WEB sitesi değerlendirme ölçeği ile bitirilmektedir. Öğretmenlerin web sitesi seçerken bu ölçeği kullanmaları daha iyi bir seçim yapmaları açısından faydalı olacağı düşünülmektedir.

Sınıf yönetiminin temel unsurları arasında öğretim sürecinin yönetimi yer almaktadır. Bilgi teknolojisinin yoğun biçimde yaşandığı günümüz eğitim sistemlerinde öğretim süreçlerinin etkili ve verimli olarak sürdürülebilmesi için dijital öğretim materyalleri önem arz etmektedir. Çünkü bu materyallerin sınıf yönetiminde destekleyici bir niteliğe sahip olduğu araştırma sonuçlarıyla ortaya konmaktadır. Başarılı bir sınıf yönetimi için gerekliliği yazarlarca sıkça vurgulanan dijital öğretim materyallerinin, yapılandırılmasında ve kullanılmasında başat unsur öğretmenlerdir. Bu bağlamda yapılan araştırmanın amacı, dijital öğretim materyali geliştirme öz-yeterliklerine ilişkin öğretmenlerin görüşlerini ortaya çıkarmak ve bu görüşleri çeşitli değişkenler açısından incelemektir. Tarama modelinde gerçekleştirilen araştırmada, üç veri toplama aracı kullanılmıştır. Bunlardan ilki, katılımcıların kişisel bilgilerini tespit etmek için kullanılan “Kişisel Bilgi Formu”dur. İkincisi, “Yapılandırılmış Görüşme Formu”dur. Üçüncüsü ise Korkmaz, Arıkaya ve Altıntaş (2019) tarafından geliştirilmiş olan 3 alt boyut ve 38 maddeye sahip “Öğretmenlerin Dijital Öğretim Materyali Geliştirme Öz-Yeterlik Ölçeği”dir. Araştırma 2019-2020 eğitim ve öğretim yılında Bolu il merkezindeki farklı okul düzeylerinde görev yapan öğretmenlerle yürütülmüştür. Araştırmaya katılan öğretmenler (n=222) tesadüfî örnekleme yöntemiyle seçilmiştir. Öğretmenlerden elde edilen verilerin analizine başlamadan önce veri setinde kayıp verinin olup olmadığı incelenmiştir. Yapılan inceleme neticesinde veri setinde herhangi bir kayıp verinin olmadığı görülmüştür. Daha sonra verilerin dağılımının normalliğinin sınanması doğrultusunda çarpıklık-basıklık değerlerine bakılmış, anlamlılık değerleri yorumlanmıştır. Katılımcı sayısının çok düşük olduğu durumlarda non-parametrik istatistiklerden yararlanılmıştır. Kişisel bilgiler ve yapılandırılmış görüşmeler için frekans (f) ve yüzde değerlerine (%) bakılmıştır. Öğretmen görüşlerinin belirlenmesinde ölçeklerden alınan puanların aritmetik ortalama () ve standart sapma (SS) değerleri incelenmiştir. Görüşlerin cinsiyet değişkenine göre belirlenmesinde t-testi, okul düzeyi değişkenine göre belirlenmesinde Kruskal-Wallis H testi, mesleki kıdem değişkenine göre belirlenmesinde ise Anova testi yapılmıştır. Araştırmanın sonucunda; öğretmenlerin önemli bir kısmının (%67.6) dijital içerik materyali geliştirme konulu herhangi bir eğitime katılmadıkları tespit edilmiştir. Bu eğitimlere katılan öğretmenlerin de (%32.4) çok azının (%11.6) katıldıkları eğitimleri yeterli gördükleri saptanmıştır. Araştırmaya katılan öğretmenlerin sadece yarıya yakını (%45.5) dijital içerik materyallerini öğretim amaçlı olarak derslerinde kullandıklarını ifade etmiştir. Geriye kalan öğretmenlerin (%54.5) dijital içerik materyallerini kısmen kullandıkları (%25.2) ya da hiç kullanmadıkları (%29.3) görülmüştür. Yukarıda ifade edilen bu tespitlerin öğretmenlerin dijital içerik materyali geliştirmelerine ilişkin dikkat çekici sonuçlar barındırdığı söylenilebilir. Bununla birlikte öğretmenlerin dijital öğretim materyali geliştirme öz-yeterliklerine ilişkin görüşlerinin de “kararsızım” düzeyinde olduğu tespit edilmiştir. Ölçeğin alt boyutları incelendiğinde en yüksek aritmetik ortalamanın “Tasarım” alt boyutunda, en düşük aritmetik ortalamanın ise “Web 2.0 Geliştirme” alt boyutunda olduğu görülmüştür. Ölçeğin toplam puanı kapsamında yapılan analizlerde; öğretmen görüşlerinde cinsiyet ve okul düzeyi değişkenlerinde anlamlı farklılık ortaya çıkarmazken, mesleki kıdem değişkeninde anlamlı farklılık ortaya çıkmıştır. Mesleki kıdem değişkenindeki bu anlamlı farkın 0-5 yıl ile 11-15 yıl mesleki kıdeme sahip öğretmenler arasında olduğu görülmüştür. Araştırmanın bulguları doğrultusunda öğretmenlere, okul yöneticilerine, eğitim politikası yapıcılarına ve araştırmacılara yönelik bazı önerilerde bulunulmuştur.

The purpose of this study was to reveal the reasons and different factors underlying the phenomenon of waiting in the class based on the opinions and experiences of classroom teachers teaching gifted students in the regular classrooms. The study was conducted as a phenomenology study, which is amongst qualitative research designs. The participants consisted of four classroom teachers teaching in regular classrooms including gifted students at a public elementary school. A series of open-ended questions developed by the researcher focusing on the phenomenon of waiting in the class were asked to the participants and responses received. Interviews with each of the participants were guided by a semi-structured interview protocol. Data were subjected to content analysis using a qualitative analysis program. Analysis of the qualitative data revealed nineteen different codes under four different themes. The themes emerged after the analysis were: state of the classroom, intra-course routines, nature of being gifted and teacher's competence. In conclusion, gifted students' waiting in the class also existed in elementary school classrooms and the reasons of the phenomenon differed from the perspective of the classroom teacher. Before the beginning of the process of supporting gifted students in regular classrooms, there is a need to implement a number of specific measures to overcome the issue.