Books by Prof. Dr. Fevzi Serkan OZDEMIR

ARTIFICIAL INTELLIGENCE FOR EFFECTIVE ACCOUNTING EDUCATION, 2025
This book is based on the outcomes of the II. Accounting Search Conference (October 26–28, 2024, ... more This book is based on the outcomes of the II. Accounting Search Conference (October 26–28, 2024, Eskişehir, Türkiye) and examines, from a multidimensional perspective, how artificial intelligence (AI) can be utilized in accounting education. It emphasizes that in today’s digital era, where Generation Z and Generation Alpha bring new learning expectations, adapting to these changes in a dynamic field such as accounting is no longer optional but necessary.
The primary aim of the book is to demonstrate how AI technologies can be effectively, ethically, and sustainably integrated into accounting education, while offering concrete recommendations. AI integration is analyzed along four main axes: preparation of teaching materials, personalized learning pathways, feedback and assessment processes, and support for administrative functions.
During the conference sessions, which followed the search conference methodology, participants developed a wide range of proposals—from automated grading systems to data security, from accessibility issues to personalized learning. These proposals not only address today’s needs but also provide guidance for the future of accounting education.
The book stands as the first comprehensive reference in Türkiye to address AI and accounting education together. It positions AI not merely as a technical tool but as a pedagogical partner and strategic lever. By combining international best practices with the Turkish experience, it makes a significant contribution to the global literature.
In conclusion, the book provides educators, academics, and policymakers with a comprehensive roadmap for reimagining the future of accounting education under the guidance of AI technologies. It underlines that an effective, fair, and innovative accounting education can only be achieved through interdisciplinary interaction, collective wisdom, and strong ethical awareness.

ETKİLİ MUHASEBE ÖĞRETİMİNDE YAPAY ZEKÂ KULLANIMI, 2025
Kitap, II. Muhasebe Arama Konferansı’nın (26–28 Ekim 2024, Eskişehir) çıktılarından hareketle haz... more Kitap, II. Muhasebe Arama Konferansı’nın (26–28 Ekim 2024, Eskişehir) çıktılarından hareketle hazırlanmış ve yapay zekânın muhasebe eğitiminde nasıl kullanılabileceğini çok boyutlu bir perspektifle ele almıştır. Dijitalleşmenin hız kazandığı günümüzde, Z ve Alfa kuşaklarının öğrenme beklentilerinin değiştiği vurgulanmakta; muhasebe gibi dinamik bir disiplinde bu dönüşüme uyum sağlamanın artık bir zorunluluk olduğu ifade edilmektedir.
Eserin temel amacı, yapay zekâ teknolojilerinin muhasebe öğretiminde etkili, etik ve sürdürülebilir biçimde nasıl entegre edilebileceğini göstermek ve bu alanda somut çözüm önerileri sunmaktır. Kitapta yapay zekâ entegrasyonu dört ana eksende ele alınmaktadır: öğretim materyali hazırlama, kişiselleştirilmiş öğrenme yolları, geri bildirim ve değerlendirme süreçleri ile yönetimsel işlevlerin desteklenmesi.
Konferansın arama yöntemiyle gerçekleştirilen oturumlarında, katılımcılar otomatik değerlendirme sistemlerinden veri güvenliğine, erişilebilirlikten kişiselleştirilmiş öğrenmeye kadar geniş bir yelpazede öneriler geliştirmiştir. Bu öneriler yalnızca bugünün ihtiyaçlarına değil, yarının muhasebe eğitimine de ışık tutmaktadır.
Kitap, Türkiye bağlamında yapay zekâ ve muhasebe eğitimini bir arada ele alan ilk kapsamlı referans olma özelliğini taşır. YZ’yi yalnızca teknik bir araç değil, pedagojik bir ortak ve stratejik bir kaldıraç olarak konumlandırır. Uluslararası iyi uygulamalarla Türkiye’deki deneyimi birleştirerek literatüre önemli bir katkı sunar.
Sonuç olarak, kitap muhasebe eğitiminin geleceğini yapay zekâ teknolojilerinin rehberliğinde yeniden kurgulamak için eğitimciler, akademisyenler ve politika yapıcılar için kapsamlı bir yol haritası niteliği taşımaktadır. Etkin, adil ve yenilikçi bir muhasebe eğitiminin ancak disiplinler arası etkileşim, kolektif akıl ve etik duyarlılıkla mümkün olabileceği vurgulanmaktadır.

FİNANSAL BAŞARISIZLIK ve FİNANSAL TABLOLARA DAYALI TAHMİN YÖNTEMLERİ, 2011
Küreselleşme ve özellikle yirminci yüzyılın sonlarında bilgi ve iletişim teknolojilerinde kaydedi... more Küreselleşme ve özellikle yirminci yüzyılın sonlarında bilgi ve iletişim teknolojilerinde kaydedilen büyük ilerlemeler, işletmelerin üretim yapılarının değişmesine, pazarlama olanaklarının artmasına, daha yüksek verimlilik ve katma değer potansiyelinin doğmasına neden olmuştur. Öte yandan teknolojinin bir üretim faktörü haline gelmesi; sermaye ve bilgiye olan gereksinimi arttırmış; bu faktörler aranan ve getirisi yüksek olan üretim faktörleri olmuştur.
İşletmeler de değişen işletme çevresine ayak uydurmak zorunda kalmışlar, ancak bazıları, bu değişime adapte olamamışlardır. Başka bir ifadeyle, bazı işletmeler piyasanın doğurduğu artan rekabetçi baskılar karşısında ayakta durabilirken, bazıları piyasadan ayrılmak zorunda kalmışlardır. Bu durum,
işletmeler için başarılı/başarısız olma kavramlarının önemini artırmıştır. Nitekim değişen ekonomik çevre koşullarına yeniden uyum sağlayamayan işletmeler, ölçekleri ne olursa olsun, finansal başarısızlığa uğramakta ve kısa süre içinde faaliyette bulundukları pazarları terk etmektedirler (Berk, 2003: 479). Bu nedenle finansal başarısızlık, yalnızca araştırmacılar tarafından değil, uygulamacılar tarafından da üzerinde sıklıkla durulan
bir çalışma alanı haline gelmiştir.
Finansal başarısızlık, her ne kadar bir sonucu gösterse de, başarısızlık henüz gerçekleşmeden tahmin edilebilen ve alınacak önlemlerle engellenmesi mümkün olabilen bir olgu olduğundan finansal başarısızlığın önlenebilmesinin başlangıç noktasını, işletmelerin neden finansal başarısızlık içine düştüklerinin belirlenmesi oluşturmaktadır. Neden(ler) doğru tespit edilirse, alınacak önlemler de geçerli ve isabetli olacaktır. Bu yönüyle finansal başarısızlığın nedenleri, alınacak önlemlerden önce gelmektedir. Finansal başarısızlığın önlenememesi durumunda ise, başarısızlığın yalnızca işletme üzerinde değil, işletme dışında da önemli sonuçlar doğurduğu görülmektedir.
Finansal başarısızlık tahminlerinde kullanılan başlıca araç ise, işletmelerin finansal durumunun ve performansını göstergesi olan finansal tablolardır (raporlardır). Finansal tablo kalemlerinden elde edilen anlamlı oransal değişkenler, finansal başarısızlık modellerinin girdilerini oluşturmaktadır.
Fakat finansal tablolardan elde edilen oransal değişkenlerin finansal başarısızlık tahminleri amacıyla kullanılması sırasında karşılaşılan sorunlar söz konusu olabildiği gibi, oransal değişkenlerle çalışmaktan kaynaklanan bazı üstünlükler de bulunmaktadır.
“Finansal Başarısızlık ve Finansal Tablolara Dayalı Tahmin Yöntemleri” adlı bu çalışmamız, üç bölümde yapılandırılmıştır. Birinci bölümde finansal başarısızlık kavramı hakkında genel bilgiler yer almaktadır. İkinci bölümde finansal başarısızlık tahminlerinde finansal tablolar ele alınmaktadır. Üçüncü ve son bölümde ise finansal başarısızlık tahminlerinde başvurulan
yöntemler anlatılmaktadır.

Lisans derecesini Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü'nden a... more Lisans derecesini Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü'nden almıştır. Manisa Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'ndeki yüksek lisans eğitimini "Konaklama İşletmelerinde Yönetim Muhasebesi Sistemleri ve Uygulaması" başlıklı tez çalışması ile tamamlamıştır. Doktor unvanını da aynı üniversitede "İç Denetçilerin Gelişen İç Denetim Uygulamalarına ve Paydaş Beklentilerine Uyumu" başlıklı tezi ile almıştır. Doktora sürecinde, 1 yıl süreyle University of Arizona, Eller College of Business bünyesinde ziyaretçi araştırmacı olarak çalışmalarını yürütmüştür. Halen Manisa Celal Bayar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Arş. Gör. İsmail Hakkı ÜNAL Lisans derecesini Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü'nden almıştır. Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'ndeki yüksek lisans eğitimini "Muhasebe Öğretiminde Diskalkulinin ve Çoklu Zekanın Öğrenme Üzerindeki Etkileri" başlıklı tez çalışması ile tamamlamıştır. İzmir Demokrasi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Doktora programına devam etmektedir. Halen İzmir Demokrasi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü'nde görev yapmaktadır. Muhasebe, finansal raporlama, muhasebe eğitimi konularında çalışmaktadır.
Davranışsal Muhasebe: Teorik ve Ampirik Çalışmalar, 2021
Unvan ve soy isim esas alınarak sıralama yapılmıştır. * Bu çalışmanın benzerlik oranı iThenticate... more Unvan ve soy isim esas alınarak sıralama yapılmıştır. * Bu çalışmanın benzerlik oranı iThenticate ile %1 olarak belirlenmiştir.
Finansal raporlama sistemlerinin bilginin ihtiyaca uygunluğu açısından değerlendirilmesi: İMKB Şirketlerinde finansal başarısızlık tahminleri yönüyle bir …
... Özet ÖZET Fevzi Serkan, ÖZDEMİR, Finansal raporlama sistemlerinin bilginin ihtiyaca uygunluğu... more ... Özet ÖZET Fevzi Serkan, ÖZDEMİR, Finansal raporlama sistemlerinin bilginin ihtiyaca uygunluğu açısından değerlendirilmesi: İMKB Şirketlerinde finansal başarısızlık tahminleri yönüyle bir uygulama, Doktora Tezi, Danışman: Prof. Dr. Ercan BAYAZITLI, 267 s. Türkiye'de ...
Çözümlü Açıklamalı Dönemiçi ve Dönemsonu Muhasebe Uygulamaları

Katılım Bankacılığı: Muhasebe Organizasyonu, Uygulamalar, Finansal Tablolar & Bağımsız Denetim
"SUNUŞ"
Ülkemizde bir bankacılık modeli haline gelen katılım bankacılığının temelleri, 1975 y... more "SUNUŞ"
Ülkemizde bir bankacılık modeli haline gelen katılım bankacılığının temelleri, 1975 yılında yaşanan iki önemli olay ile atılmıştır. Bunlardan ilki, 1975 yılında İslam Kalkınma Bankası'nın kurulması ve Türkiye’nin de kurucu üyeler arasında yer almasıdır. Diğeri ise, özellikle yurt dışında çalışan ve birikimlerini faizsiz esaslara dayalı olarak değerlendirme arzusu içinde olan yurttaşlarımızın, tasarruflarını yurda çekmek amacıyla, 11 Kasım 1975 tarihinde 13 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kısaca DESİYAB olarak bilinen Devlet Sanayi ve İşçi Yatırım Bankası AŞ’nin kurulmasıdır. Ancak topladığı fonları faizsiz kullandırabilecek bir banka olarak kurulmuş olmasına karşın, faizli olarak kullandırma yoluna giden DESİYAB, katılım bankacılığından ziyade, klasik bankacılık modeline yaklaşmıştır. Buna rağmen DESİYAB tecrübesi, Türkiye’nin katılım bankacılığı geçmişinde önemli bir mihenk taşı olmuştur. Katılım bankacılığının, gerçek anlamda hayata geçtiği tarih ise 1985’tir. Bu tarihte Bakanlar Kurulu Kararı ile iki adet özel finans kurumunun kurulmasına izin verilmiştir. Amaç, birikimlerini faiz dışı esaslarla değerlendirme arzusu içinde olan yurttaşlara, birikimlerini yastık altında tutmak yerine değer yargılarına uygun bir yatırım ortamı sağlamanın yanında, ülkenin sermaye birikimini hızlandırmak ve yastık altındaki sermayeyi, ülke ekonomisine kazandırmak idi. Bu nedenle katılım bankacılığı, faizsiz bankacılık modeli olarak lanse edilmiştir. Fakat faizsiz bankacılık, ülkemizde geleneksel bankacılık kadar gelişme gösterememiştir. Bunun en önemli nedeni, bu kurumların açık bir biçimde banka olarak kabul edilmelerinin ve geleneksel bankalar ile aynı düzenlemelere tabi tutulmalarının ancak 01.11.2005 tarih ve 25983 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ile mümkün olabilmesidir. Başka bir ifadeyle, geride kalan yirmi yıllık dönemde bu kurumların açık bir şekilde banka olarak kabul edilmemiş olmaları ve geleneksel bankalardan farklı düzenlemelere tabi tutulmaları, bu kurumların yeterli düzeyde gelişme göstermesine engel olmuştur. 5411 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihe kadar faizsiz esaslara göre bankacılık faaliyetinde bulunan kurumlar özel finans kurumları adı ile anılmış, bu Kanun ile birlikte ise katılım bankaları olarak anılmaya başlamıştır. Bu nedenle 5411 sayılı Kanun, katılım bankacılığı için bir milat olarak görülmektedir. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’na göre, Türkiye’de kurulu katılım bankaları ile yurt dışında kurulu katılım bankalarının Türkiye'deki şubeleri bu Kanun kapsamı içinde tutulmuştur. Yine bu Kanun’da katılım bankalarının muhasebe ve raporlama sistemi ile ilgili düzenlemelere de yer verilmiştir. Katılım bankaları ile ilgili muhasebe alanında yapılan en önemli düzenleme, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından yayımlanan 26 Ocak 2007 tarihinde 26415 Mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak, 1 Ocak 2007 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe giren “Tekdüzen Hesap Planı ve İzahnamesi Hakkında Tebliğ” olmuştur. “Tekdüzen Hesap Planı ve İzahnamesi Hakkında Tebliğ”in amacı; Tür-kiye’de faaliyet gösteren tüm katılım bankaları için muhasebeleştirme ve finansal raporlama açısından tekdüzeni sağlama, tek tip bilanço ve gelir tablosunun doğrudan elde edilmesi, denetim ve gözetim için gerekli olan bilgilerin doğrulanabilir ve denetlenebilir bir şekilde doğrudan ve sağlıklı olarak elde edilmesi, ekonominin izlenmesi ve yönlendirilmesi için yetkili mercilerin ihtiyaç duyduğu bilgilerle, diğer istatistiki bilgilere doğrudan ulaşılması, finansal analiz, risk analizi, verimlilik analizi gibi çeşitli analiz ve yorumlar için ihtiyaç duyulan bilgilerin standart bir şekilde elde edilmesini sağlamaktır. İşte bu çalışmada da katılım bankalarınca uygulanacak “Tekdüzen Hesap Planı ve İzahnamesi Hakkında Tebliğ” çerçevesinde hemen hemen tüm geleneksel bankacılık işlemlerinin kendi çalışma prensiplerine uygun bir biçimde gerçekleştiren katılım bankalarının; genel yapıları, faaliyetleri ve vergi kanunları karşısındaki yükümlülükleri ortaya konulmuştur. BDDK tarafından 01.11.2006 tarih ve 26333 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Mevduat ve Katılım Fonunun Kabulüne, Çekilmesine ve Zamanaşımına Uğrayan Mevduat, Katılım Fonu, Emanet ve Alacaklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ile düzenlenen fon toplama yöntemleri ve Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmelik ile düzenlenen fon kullandırma yöntemleri, yine çalışmada ayrıntılı bir biçimde ele alınmış ve örneklendirilmiştir. Ayrıca katılım bankalarının muhasebe organizasyonlarının oluşturulması, güncel hesap planı ve izahnamesi çerçevesinde özellikli muhasebe uygulamaları, mali tabloları ve bağımsız denetim süreçleri hakkında da bilgiler verilmiştir. Bu değerlendirmeler çerçevesinde, güncel mevzuata uygun olarak hazırlanmış bu eseri literatüre kazandıran Doç. Dr. Abitter ÖZULUCAN ve Arş. Gör. Fevzi Serkan ÖZDEMİR’i kutluyor, eserin tüm okurlara yararlı olması temennisiyle, başarılı çalışmalarının devamını diliyorum.
Prof. Dr. Ercan BAYAZITLI
Haziran, 2009
Finansal Başarısızlık ve Finansal Tablolara Dayalı Tahmin Yöntemleri
Papers by Prof. Dr. Fevzi Serkan OZDEMIR
Investigating The Psychological and The Professional Resilience of Accounting Instructors
Hitit Sosyal Bilimler Dergisi, Dec 28, 2023
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi
Öz Bu çalışmanın amacı Borsa İstanbul’da, BIST TÜM Endeksinde işlem gören işletmeler özelinde, iş... more Öz Bu çalışmanın amacı Borsa İstanbul’da, BIST TÜM Endeksinde işlem gören işletmeler özelinde, işletmelerin sürdürülebilirlik raporu yayımlama ve bu raporlara bağımsız güvence hizmeti alma kararlarında etkili olan faktörleri incelemektir. 2010-2020 dönemine ait veri seti üzerinden, fark testleri ve lojistik regresyon analizleri ile işletme büyüklüğü, borçluluk oranı, kârlılık, yönetim kurulu büyüklüğü, yönetim kurulu kadın üye oranı ve sürdürülebilirlik performansının sürdürülebilirlik raporu yayımlama olasılıklarını anlamlı bir şekilde artırdığı; benzer şekilde işletme büyüklüğü ve borçluluk oranı, yönetim kurulu kadın üye oranı ve sürdürülebilirlik performansının işletmelerin sürdürülebilirlik raporlarına bağımsız güvence hizmeti alma olasılıklarını pozitif yönde etkilediği sonucuna ulaşılmıştır.
Finansal başarısızlık tahminleri yönüyle ufrs ve bilginin ihtiyaca uygunluğu
Mali Çözüm, 2012
Kobi̇ler İçi̇n Fi̇nansal Raporlama Standardi Ve Mali̇ Müşavi̇rleri̇n Uygulama Öncesi̇ İlgi̇ Düzeyleri̇ne Yöneli̇k Ampi̇ri̇k Bi̇r Araştirma
Muhasebe ve denetime bakış, Nov 1, 2012
Enflasyon Muhasebesinde Kullanılan Yöntemlerin Karşılaştırılmalı Analizi
Gazi Üniversitesi Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi Dergisi, Sep 1, 2007

Ömer Halisdemir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2015
Ulkemizde elektrik uretiminin buyuk bolumu dogalgazdan saglanmaktadir. Oysa ruzgar enerjisi sant... more Ulkemizde elektrik uretiminin buyuk bolumu dogalgazdan saglanmaktadir. Oysa ruzgar enerjisi santralleri (RES), gunes enerjisi santralleri (GES), hidroelektrik santralleri (HES) ve diger kaynaklar bu ihtiyacin karsilanmasinda yenilebilir olmalari yonuyle tercih edilmesi gereken kaynaklar olmalidir. Ote yandan dogalgazda dis ulkelere (ozellikle Rusya ve Iran’a) olan bagimliligin giderek artmasi, yenilenebilir enerji kaynaklarinin onemini daha da artirmaktadir. Bir yenilenebilir enerji kaynagi olarak ruzgâr enerji santralleri (RES) ve sektorel acidan bakildiginda ruzgâr enerjisi sektoru, kendisinden yuksek yararlar beklenilen bir enerji kaynagi olarak gorulmektedir. Ancak bu yararlar, yuksek kurulus sermayesi ve yatirim maliyetlerini de beraberinde getirmektedir. Bu baglamda, ruzgâr enerjisi yatirimcilarinin finansman gereksinimini karsilayabilecek finansman yontemlerinin isabetliligi de onem arz etmektedir. Risk (girisim) sermayesi yatirim ortakligi, bu yontemlerden biridir. Risk se...

Iktisadi ve idari bilimler alaninda ogrenim goren ogrenciler bugunku mufredat geregi bir kismi zo... more Iktisadi ve idari bilimler alaninda ogrenim goren ogrenciler bugunku mufredat geregi bir kismi zorunlu, bir kismi secmeli olmak uzere yogun bir muhasebe ogrenimine tabi tutulmaktadir. Mezuniyet icin bu derslerin basarili bir sekilde tamamlanmasi gerekmektedir. Her derste oldugu gibi, muhasebe dersinde de bir kisim ogrencinin basarisiz oldugu gorulmektedir. Hatta basarisizlik oraninin diger derslere kiyasla goreli olarak daha fazla oldugu ifade edilebilir. Zira ogrenciler, muhasebe derslerindeki basarisizliklari hakkindaki ozdegerlendirmelerinde; dersin matematiksel bir ders oldugunu, ogrenim gecmislerinin muhasebe ogrenimini desteklemedigini; bu nedenle basarisiz olduklarini ifade etmektedirler. Bu calismanin amaci da lisans ogreniminde muhasebe dersini ilk defa alan ogrencilerin ilk ders donemi sonundaki akademik basarilari uzerinde yine lisans ogrenimleri sirasinda almis olduklari matematik dersindeki akademik basarilarinin ve coklu zekâ bilesenlerinden biri olan mantiksal-matemat...
Ege Akademik Bakis (Ege Academic Review), 2014
Finansal başarısızlık (financial distress) kavramı, sadece finansal sıkıntı içine düşmüş ve bu sı... more Finansal başarısızlık (financial distress) kavramı, sadece finansal sıkıntı içine düşmüş ve bu sıkıntılarından kurtulamayarak iflas (bankruptcy) noktasına gelmiş işletmelerin içinde bulundukları finansal durumu değil, borçlarını ödeyebilme gücünü kaybederek, altına girmiş oldukları yükümlülükleri yerine getiremeyen (default) işletmeleri 1 de ifade edecek biçimde kul-lanılmaktadır. İflas, başarısızlık ölçeğinde son noktayı ifadeyi ederken, yükümlülüklerini yerine getirememe hali, iflasa uzanan yolun başlangıcı gibidir. Fakat bir işletme için ne iflas ne de yükümlülüklerini yerine getirememe hali arzu edilen bir durumdur. Bu nedenle işletmelerin başarısızlığa uğramadan önce belirlenmesi, başarısızlıklarına neden olan faktörlerin araştırılması ve yapılacak müdahalelerle devamlılıklarının yeniden sağlanması üzerinde durulması gereken bir

Muhasebe ve Denetime Bakış
Günümüzde işletmeler, finansal bilgilerinin yanı sıra finansal olmayan bilgilerini de paydaşların... more Günümüzde işletmeler, finansal bilgilerinin yanı sıra finansal olmayan bilgilerini de paydaşlarına (kamuoyuna) sunarak piyasalardaki etkinliklerini artırmayı hedeflemektedirler. İşletmelerin paydaşlarına sunabileceği ve finansal olmayan başlıca bilgiler çevresel, sosyal ve kurumsal yönetim (ESG) olmak üzere 3 bileşenden oluşmaktadır. Çalışmanın amacı gelişmekte olan ülkeler özelinde işletmelerin yönetim kurulu yapılarının (yönetim kurulu büyüklüğü, yönetim kurulundaki kadın üye oranı, yönetim kurulundaki bağımsız üye oranı ve CEO’ların aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olup olmadığı) ESG ve bileşenleri (çevresel, sosyal ve kurumsal yönetim) bakımından kamuyu aydınlatma skorlarına olan etkilerini Morgan Stanley Capital International (MSCI)’ın gelişmekte olan ülkeler sınıflandırmasından hareket ederek irdelemektir. Bu amaçla 21 ülkeden 842 işletmenin 2010-2019 yılları arasındaki toplam 4.973 firma-yıllık veri seti kullanılmış ve panel regresyon analizi yapılmıştır. Buna göre; işletmel...
Muhasebe meslek mensuplarının güncel sorunları, uygulamada karşılaştıkları yetersizlikler ve meslek odalarından beklentilerinin unvanları ve mesleki deneyim süreleri yönüyle incelenmesi: Türkiye genelinde bir araştırma
Muhasebe ve denetime bakış, 2010
An Analysis On Financial And Stock Market Performance Of Banks In Borsa Istanbul
Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü dergisi, Dec 31, 2020
Uploads
Books by Prof. Dr. Fevzi Serkan OZDEMIR
The primary aim of the book is to demonstrate how AI technologies can be effectively, ethically, and sustainably integrated into accounting education, while offering concrete recommendations. AI integration is analyzed along four main axes: preparation of teaching materials, personalized learning pathways, feedback and assessment processes, and support for administrative functions.
During the conference sessions, which followed the search conference methodology, participants developed a wide range of proposals—from automated grading systems to data security, from accessibility issues to personalized learning. These proposals not only address today’s needs but also provide guidance for the future of accounting education.
The book stands as the first comprehensive reference in Türkiye to address AI and accounting education together. It positions AI not merely as a technical tool but as a pedagogical partner and strategic lever. By combining international best practices with the Turkish experience, it makes a significant contribution to the global literature.
In conclusion, the book provides educators, academics, and policymakers with a comprehensive roadmap for reimagining the future of accounting education under the guidance of AI technologies. It underlines that an effective, fair, and innovative accounting education can only be achieved through interdisciplinary interaction, collective wisdom, and strong ethical awareness.
Eserin temel amacı, yapay zekâ teknolojilerinin muhasebe öğretiminde etkili, etik ve sürdürülebilir biçimde nasıl entegre edilebileceğini göstermek ve bu alanda somut çözüm önerileri sunmaktır. Kitapta yapay zekâ entegrasyonu dört ana eksende ele alınmaktadır: öğretim materyali hazırlama, kişiselleştirilmiş öğrenme yolları, geri bildirim ve değerlendirme süreçleri ile yönetimsel işlevlerin desteklenmesi.
Konferansın arama yöntemiyle gerçekleştirilen oturumlarında, katılımcılar otomatik değerlendirme sistemlerinden veri güvenliğine, erişilebilirlikten kişiselleştirilmiş öğrenmeye kadar geniş bir yelpazede öneriler geliştirmiştir. Bu öneriler yalnızca bugünün ihtiyaçlarına değil, yarının muhasebe eğitimine de ışık tutmaktadır.
Kitap, Türkiye bağlamında yapay zekâ ve muhasebe eğitimini bir arada ele alan ilk kapsamlı referans olma özelliğini taşır. YZ’yi yalnızca teknik bir araç değil, pedagojik bir ortak ve stratejik bir kaldıraç olarak konumlandırır. Uluslararası iyi uygulamalarla Türkiye’deki deneyimi birleştirerek literatüre önemli bir katkı sunar.
Sonuç olarak, kitap muhasebe eğitiminin geleceğini yapay zekâ teknolojilerinin rehberliğinde yeniden kurgulamak için eğitimciler, akademisyenler ve politika yapıcılar için kapsamlı bir yol haritası niteliği taşımaktadır. Etkin, adil ve yenilikçi bir muhasebe eğitiminin ancak disiplinler arası etkileşim, kolektif akıl ve etik duyarlılıkla mümkün olabileceği vurgulanmaktadır.
İşletmeler de değişen işletme çevresine ayak uydurmak zorunda kalmışlar, ancak bazıları, bu değişime adapte olamamışlardır. Başka bir ifadeyle, bazı işletmeler piyasanın doğurduğu artan rekabetçi baskılar karşısında ayakta durabilirken, bazıları piyasadan ayrılmak zorunda kalmışlardır. Bu durum,
işletmeler için başarılı/başarısız olma kavramlarının önemini artırmıştır. Nitekim değişen ekonomik çevre koşullarına yeniden uyum sağlayamayan işletmeler, ölçekleri ne olursa olsun, finansal başarısızlığa uğramakta ve kısa süre içinde faaliyette bulundukları pazarları terk etmektedirler (Berk, 2003: 479). Bu nedenle finansal başarısızlık, yalnızca araştırmacılar tarafından değil, uygulamacılar tarafından da üzerinde sıklıkla durulan
bir çalışma alanı haline gelmiştir.
Finansal başarısızlık, her ne kadar bir sonucu gösterse de, başarısızlık henüz gerçekleşmeden tahmin edilebilen ve alınacak önlemlerle engellenmesi mümkün olabilen bir olgu olduğundan finansal başarısızlığın önlenebilmesinin başlangıç noktasını, işletmelerin neden finansal başarısızlık içine düştüklerinin belirlenmesi oluşturmaktadır. Neden(ler) doğru tespit edilirse, alınacak önlemler de geçerli ve isabetli olacaktır. Bu yönüyle finansal başarısızlığın nedenleri, alınacak önlemlerden önce gelmektedir. Finansal başarısızlığın önlenememesi durumunda ise, başarısızlığın yalnızca işletme üzerinde değil, işletme dışında da önemli sonuçlar doğurduğu görülmektedir.
Finansal başarısızlık tahminlerinde kullanılan başlıca araç ise, işletmelerin finansal durumunun ve performansını göstergesi olan finansal tablolardır (raporlardır). Finansal tablo kalemlerinden elde edilen anlamlı oransal değişkenler, finansal başarısızlık modellerinin girdilerini oluşturmaktadır.
Fakat finansal tablolardan elde edilen oransal değişkenlerin finansal başarısızlık tahminleri amacıyla kullanılması sırasında karşılaşılan sorunlar söz konusu olabildiği gibi, oransal değişkenlerle çalışmaktan kaynaklanan bazı üstünlükler de bulunmaktadır.
“Finansal Başarısızlık ve Finansal Tablolara Dayalı Tahmin Yöntemleri” adlı bu çalışmamız, üç bölümde yapılandırılmıştır. Birinci bölümde finansal başarısızlık kavramı hakkında genel bilgiler yer almaktadır. İkinci bölümde finansal başarısızlık tahminlerinde finansal tablolar ele alınmaktadır. Üçüncü ve son bölümde ise finansal başarısızlık tahminlerinde başvurulan
yöntemler anlatılmaktadır.
Ülkemizde bir bankacılık modeli haline gelen katılım bankacılığının temelleri, 1975 yılında yaşanan iki önemli olay ile atılmıştır. Bunlardan ilki, 1975 yılında İslam Kalkınma Bankası'nın kurulması ve Türkiye’nin de kurucu üyeler arasında yer almasıdır. Diğeri ise, özellikle yurt dışında çalışan ve birikimlerini faizsiz esaslara dayalı olarak değerlendirme arzusu içinde olan yurttaşlarımızın, tasarruflarını yurda çekmek amacıyla, 11 Kasım 1975 tarihinde 13 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kısaca DESİYAB olarak bilinen Devlet Sanayi ve İşçi Yatırım Bankası AŞ’nin kurulmasıdır. Ancak topladığı fonları faizsiz kullandırabilecek bir banka olarak kurulmuş olmasına karşın, faizli olarak kullandırma yoluna giden DESİYAB, katılım bankacılığından ziyade, klasik bankacılık modeline yaklaşmıştır. Buna rağmen DESİYAB tecrübesi, Türkiye’nin katılım bankacılığı geçmişinde önemli bir mihenk taşı olmuştur. Katılım bankacılığının, gerçek anlamda hayata geçtiği tarih ise 1985’tir. Bu tarihte Bakanlar Kurulu Kararı ile iki adet özel finans kurumunun kurulmasına izin verilmiştir. Amaç, birikimlerini faiz dışı esaslarla değerlendirme arzusu içinde olan yurttaşlara, birikimlerini yastık altında tutmak yerine değer yargılarına uygun bir yatırım ortamı sağlamanın yanında, ülkenin sermaye birikimini hızlandırmak ve yastık altındaki sermayeyi, ülke ekonomisine kazandırmak idi. Bu nedenle katılım bankacılığı, faizsiz bankacılık modeli olarak lanse edilmiştir. Fakat faizsiz bankacılık, ülkemizde geleneksel bankacılık kadar gelişme gösterememiştir. Bunun en önemli nedeni, bu kurumların açık bir biçimde banka olarak kabul edilmelerinin ve geleneksel bankalar ile aynı düzenlemelere tabi tutulmalarının ancak 01.11.2005 tarih ve 25983 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ile mümkün olabilmesidir. Başka bir ifadeyle, geride kalan yirmi yıllık dönemde bu kurumların açık bir şekilde banka olarak kabul edilmemiş olmaları ve geleneksel bankalardan farklı düzenlemelere tabi tutulmaları, bu kurumların yeterli düzeyde gelişme göstermesine engel olmuştur. 5411 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihe kadar faizsiz esaslara göre bankacılık faaliyetinde bulunan kurumlar özel finans kurumları adı ile anılmış, bu Kanun ile birlikte ise katılım bankaları olarak anılmaya başlamıştır. Bu nedenle 5411 sayılı Kanun, katılım bankacılığı için bir milat olarak görülmektedir. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’na göre, Türkiye’de kurulu katılım bankaları ile yurt dışında kurulu katılım bankalarının Türkiye'deki şubeleri bu Kanun kapsamı içinde tutulmuştur. Yine bu Kanun’da katılım bankalarının muhasebe ve raporlama sistemi ile ilgili düzenlemelere de yer verilmiştir. Katılım bankaları ile ilgili muhasebe alanında yapılan en önemli düzenleme, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından yayımlanan 26 Ocak 2007 tarihinde 26415 Mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak, 1 Ocak 2007 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe giren “Tekdüzen Hesap Planı ve İzahnamesi Hakkında Tebliğ” olmuştur. “Tekdüzen Hesap Planı ve İzahnamesi Hakkında Tebliğ”in amacı; Tür-kiye’de faaliyet gösteren tüm katılım bankaları için muhasebeleştirme ve finansal raporlama açısından tekdüzeni sağlama, tek tip bilanço ve gelir tablosunun doğrudan elde edilmesi, denetim ve gözetim için gerekli olan bilgilerin doğrulanabilir ve denetlenebilir bir şekilde doğrudan ve sağlıklı olarak elde edilmesi, ekonominin izlenmesi ve yönlendirilmesi için yetkili mercilerin ihtiyaç duyduğu bilgilerle, diğer istatistiki bilgilere doğrudan ulaşılması, finansal analiz, risk analizi, verimlilik analizi gibi çeşitli analiz ve yorumlar için ihtiyaç duyulan bilgilerin standart bir şekilde elde edilmesini sağlamaktır. İşte bu çalışmada da katılım bankalarınca uygulanacak “Tekdüzen Hesap Planı ve İzahnamesi Hakkında Tebliğ” çerçevesinde hemen hemen tüm geleneksel bankacılık işlemlerinin kendi çalışma prensiplerine uygun bir biçimde gerçekleştiren katılım bankalarının; genel yapıları, faaliyetleri ve vergi kanunları karşısındaki yükümlülükleri ortaya konulmuştur. BDDK tarafından 01.11.2006 tarih ve 26333 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Mevduat ve Katılım Fonunun Kabulüne, Çekilmesine ve Zamanaşımına Uğrayan Mevduat, Katılım Fonu, Emanet ve Alacaklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ile düzenlenen fon toplama yöntemleri ve Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmelik ile düzenlenen fon kullandırma yöntemleri, yine çalışmada ayrıntılı bir biçimde ele alınmış ve örneklendirilmiştir. Ayrıca katılım bankalarının muhasebe organizasyonlarının oluşturulması, güncel hesap planı ve izahnamesi çerçevesinde özellikli muhasebe uygulamaları, mali tabloları ve bağımsız denetim süreçleri hakkında da bilgiler verilmiştir. Bu değerlendirmeler çerçevesinde, güncel mevzuata uygun olarak hazırlanmış bu eseri literatüre kazandıran Doç. Dr. Abitter ÖZULUCAN ve Arş. Gör. Fevzi Serkan ÖZDEMİR’i kutluyor, eserin tüm okurlara yararlı olması temennisiyle, başarılı çalışmalarının devamını diliyorum.
Prof. Dr. Ercan BAYAZITLI
Haziran, 2009
Papers by Prof. Dr. Fevzi Serkan OZDEMIR