KIBRIS BARIŞ HAREKATINDA HAVA İNDİRME HAREKATI VE KAYSERİ 3 NCÜ PARAŞÜT TABURUNCA BOZDAĞLARDA RUM-YUNAN 32 NCİ KOMANDO TABURU VE 361 NCİ RUM PİYADE TABURUNUN İMHASI VE YOK EDİLMESİ Ben bu kitabı; bir savaş olimpiyatı olan...
moreKIBRIS BARIŞ HAREKATINDA
HAVA İNDİRME HAREKATI VE KAYSERİ 3 NCÜ PARAŞÜT TABURUNCA BOZDAĞLARDA RUM-YUNAN 32 NCİ KOMANDO TABURU VE 361 NCİ RUM PİYADE TABURUNUN İMHASI VE YOK EDİLMESİ
Ben bu kitabı; bir savaş olimpiyatı olan , Kıbrıs Barış Harekatında altın gümüş ve bronz savaş madalyaları alarak rekorlar kıran kahramanlıklar yaratan, Kayseri 3 ncü Paraşüt Taburu ve Nevşehir jandarma komando Taburu, subay ,astsubay ve askerlerinin , unutulmaz kahramanlık ve destanlarının, efsane halinde elden ele ,dilden dile , dolaşması ancak tarihin karanlıklarında kaybolmaması, gelecek kuşaklara, tarih yazan paraşütçü ve jandarma komando kahramanların ismen aktarılması ve Türk gençliğinin milli duygularının beslenmesine katkısı olması, gelecek Rum Yunan savaşlarında örnek alınması için yazdım ve yayımlıyorum.
Rum ve Yunan ikilisince katliam ve soykırımına uğrayan Kıbrıs Türk halkını kurtarmak için Kıbrıs Barış Harekatını yapan Türk askerinin , askeri başarısının gerekliliği ve önemini anlatan çalışmamız, tarihsel süreçte Kıbrıs'ta, Makaros ve EOKA lideri Grivas’ın kendi itiraf, söz ve anıları ile beraber, Yunan devleti ve Rum ikilisinin, Kıbrıs’ta Türk halkına neler yaptıkları, özellikle katliamlarını, nasıl silah ve bombaları adaya gönderdiklerini, Makaryos’un idaresindeki EOKA , Rum Yunan örgütünün masum Türk halkını, çoluk çocuk demeden bomba ve sabotaj ve kalleşçe insanların arkadan vurularak katledilmesini ortaya koyarak, dünya kamuoyunu aydınlatıp, gerçeklerin görülmesini sağlamak, Makaryos, Grivas ve EOKA’cıların yaptıklarının özgürlük savaşı değil de terör, soykırım ve cinayetler olduğunu bilgi ve belgelere dayanarak ispatlamak, yaşananların kronolojik bir özetini sıralayarak, çeşitli arşiv belgelerinin değerlendirilmesi suretiyle Kıbrıs konusundaki araştırmalara katkı sağlamayı amaçlamaktadır.Kıbrıs Türk halkını yok etmek için onları katleden, aynı zamanda masum, İngiliz ve Rumlar’ı da kalleşçe vuran, bombalarla uçuran, Grivas ve Makarios, insanlığa karşı işlenebilecek en büyük suçu teşkil eden “soykırım” suçunu işlemiş bir harp suçlularıdır.
Yunanistan'ın stratejik olarak önce Osmanlı İmparatorluğu daha sonra Türkiye aleyhine genişleme planı Balkan Savaşları, Kurtuluş Savaşı ve II. Dünya Savaşı ile devam etmiş, On İki Adalar, Girit ve Rodos'un alınması ile de Türkler Ege Denizinden kuşatılmıştı.
Kuşatmanın Akdeniz'den tamamlanması için de Kıbrıs'ın Yunanistan'ın egemenliğine girmesi gerekiyordu. Yunanistan bu yayılma stratejisini Megali İdea adını verdiği milli bir çerçeve içine Kıbrıs'ta Kilise, Patrikhane ve Yunan hükümeti tarafından desteklenen Enosis düşüncesi yıllar boyunca kilise ve okullarda öğretilmiştir.
20. yüzyılın ikinci yarısında dünya ve bölgenin gündemini işgal eden Kıbrıs'ın ilhakı yani Enosis Megali İdea çerçevesinde Yunanistan'ın Türkiye'yi güneyden de kuşatmasının en önemli hedefi haline gelmiştir.
Enosis için harekete geçen EOKA terör örgütü 1960 yılına kadar yani Kıbrıs Cumhuriyetinin kurulmasına kadar gerçekleştirmiş olduğu terör eylemlerini özellikle sömürge yönetimi İngilizler’e, bilahare gizlice Türk’lere yöneltmişti. Ancak 1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyetinin kurulması ile birlikte İngilizleri saf dışı edince, hedefleri açık olarak adadaki Türkler olmuştur. 16 Ağustos 1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyetinin kurucu ortağı adadaki Türkleri ve özellikle Cumhuriyeti yıkmayı esas hedef olarak alan EOKA terör örgütü, bu amaçla Makarios'un hazırlattığı Akritas Planı Makarios Başpiskoposluk tacını giyerken ölünceye kadar Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı için savaşacağına yemin edip hemen, Enosis faaliyetlerini hızlandırmak için harekete geçti. Makarios, görevine başladıktan sonra daha önceki kilise önderleri gibi Enosis mücadelesine önderlik etmiş ve bunun için de kiliseyi kullanmıştır.
Dini ve siyasi lider olarak seçilen aslında bir terörist olan Makaryos 1950 yılından, mutlu Kıbrıs Barış Harekatına (1974) kadar, ortağı terörist Grivas ve arkasında Yunan devleti ve Yunanistan’dan gizlice gönderilen silahlar ve askerler ile Kıbrıs’ta bir anarşi, tedhiş, terör ortamı yaratmış, bütün kötülükleri adaya saçmış .onların yaşamış olduğu sürece, adanın her yanında ölüm kol gezmeye başlamıştır. Makaryos ve Grivas’ın ölmesiyle insanlık iki caniden kurtulmuştur.
YÜCE ATAMIZ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN YUNAN İÇİN SÖYLEDİĞİ DAİMA HATIRLAYACĞIMIZ UNUTULMAZ SÖZLERİ
A. TÜRKLER YUNAN VE ERMENİ’NİN EFENDİSİDİR (BEYLERİDİR)
Erzurmdan Harbiye Nazırı Ferid Paşaya yazdığı belgede :
……600 YIL TÜRKLER’İN YUNAN VE ERMENİ’YE EFENDİLİK YAPTIĞINI AÇIKLAR.
B. ATAMIZ YUNAN MEDENİYETİ İÇİN NE DEMİŞTİR
Yunanlıların medeniyeti Efendiler, YANGIN, MAZLUM İNSANLARIN KANINA, MALINA, CANINA, IRZINA TECAVÜZ VE MASUM KADIN VE ÇOCUKLARI KATLETMEKTİR, itilâf Devletlerinin gözleri önünde cereyan eden bu şeraatler filhakika Yunanlıların Anadolu’ya getirmek istedikleri medeniyetin ÜLKÜ VE ESERLERİ (âsar-ı menfuresidir!)
....AVRUPA BU SERSERİLİKLERİ UZAKTAN SEYRETTİ. Fakat, Efendiler, Cenabıhak bize yardım etti (elhamdülillah sesleri) Yunan ordusu Türkiye Büyük Millet Meclisi ordusu karşısında yüz geri etti.
C. TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ ORDULARI
Afyonkarahisar-Dumlupınar Büyük Meydan Muharebesinde ZÂLİM VE MAĞRUR BİR ORDUNUN ANÂSIR-I ASLÎYYESİNİ (ORDUYU TEŞKİL EDEN BİRLİKLER) İNANILMAYACAK KADAR AZ BİR ZAMANDA İMHA ETTİNİZ BÜYÜK VE NECİP (SOYLU) MİLLETİMİZİN FEDAKARLIKLARINA LAYIK OLDUĞUNUZU İSBAT EDİYORSUNUZ, sahibimiz olan büyük Türk milleti istikbalinden emin olmaya haklıdır.
ORDULAR İLK HEDEFİNİZ AKDENİZ’DİR İLERİ!
Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi (Başkanı) ve Başkumandan Mustafa Kemal”
D. YUNAN ORDUSUNUN EN SON NEFERİNDEN DAHİ ANADOLUMUZ PAKLANMIŞ-TEMİZLENMİŞTİR ( TATHİR EDİLMİŞTİR) (ALKIŞLAR).
Kahraman askerimizin süngülerinden canlarını kurtaranlar, cihana ebediyen hacil olacak bir süratle ancak firar etmişlerdir (şiddetli alkışlar).
Bu firariler, asker değil, fakat; haydutlar, canilerdir.
Demin de arzettiğim gibi, HER GEÇTİKLERİ YERDE MÜDAFAASIZ BİR HALDE BULUNAN KADINLARIMIZI, ÇOCUKLARIMIZI, İHTİYARLARIMIZI KESMİŞLER VE YAKMIŞLAR, (kahrolsun, lanet! şadaları) birçok mamurelerimizi ateşlere vermişler ve harabezara çevirmişlerdir.
Bu, zulüm ve vahşetin tesirini bütün cihan-ı insaniyet ve medeniyet ümid ederim ki, hissedecektir.”
E. MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN 4 EKİM 1922’DE BÜYÜK ZAFER HAKKINDA KONUŞMASI
” ...Bu son vaziyetten iki buçuk saat sonra SÜNGÜLERİMİZ DÜŞMAN GÖĞSÜNE GİRMİŞ VE MESELE HALLEDİLMİŞ BULUNUYORDU.
….Fakat Allah’ın bunlara bunu mukadder etmiş olmasına göre; burada bu vaziyete girenler asker değildir. BUNLAR HER HALDE CANİLER VE KATİLLERDİR (yaşa sadaları, alkışlar).
ALMAN BİLİM İNSANI FALLMERAYER BUGÜNKÜ KENDİNİ YUNAN SANAN HALKIN KANINDA BİR GRAM HELEN KANI YOKTUR DİYOR
20 TEMMUZ 1974 KIBRIS BARIŞ HAREKÂTI
Yunanistan’ın bir darbe ile Kıbrıs adasını ele geçirmeğe çalışması karşısında Türkiye garanti antlaşmasından doğan hakkına binaen Kıbrıs Barış Harekâtına karar vermişti.
Kıbrıs Türk Halkı Sevinci
Harekatta Türk askerini büyük bir sevinç ve coşku ile karşılayan soydaşlarımız, Kıbrıs’ın vefalı ve emektar halkı; Göğüsleri kabarmış, sevinç gözyaşları içerisinde bizleri ve gerçekleşen faaliyetleri gururla seyrediyorlar.
Rum kesiminde ise büyük bir şaşkınlık, büyük bir suskunluk ve takip eden saatlerde de büyük bir panik var. Gelemez deyip de zorla getirdikleri tehlikeden çok korkmuş vaziyetteler. Ne yapacaklarını şaşırmış dürümdalar.
Dr. Noyan UMRUK’un da anlattığına göre de Rauf Denktaş;
“Allah’ım Geldiler... Geldiler.”
“Gökten iniyorlar... Yağmur gibi...”,
ve birdenbire derinden top sesleri... Hemen arkasından Gönyeli ovalarına yağan paraşütler... "Etrafa baktım... Ağlayanlar çoktu... Yere kapanmış toprağı öpenler vardı... Ben de ağlamaktaydım”...
"Denktaş; BM. Avusturya’lı irtibat subayı elimi iki avucunun içine alarak”, “sizi kutlarım, artık kurtuldunuz” dedi. "Her yerde herkesin yürüyüşü bile değişmişti. Başlar dik. Gözlerde sevinç ve gurur vardı. Ölsek de gam yemeyiz artık diyordu herkes” ...
Rauf Denktaş Bayrak radyosundan Kıbrıs Türk Halkına seslenerek, "Kurtuluş günümüz gelmiştir. Bir asırlık hasretimizi gideriyoruz. Türk Ordusu Kıbrıs’a çıkmıştır.
Geldiler ya... Her Türk’ün içinde, Rum’un yıllarca sınırlardan çalıp dinlettiği ve TMT’nin Mücahitleri ile alay ettiği “Bekledim de gelmedin’ şarkısının uyandırdığı öfke ve acı vardı. Gelmişlerdi işte!...”
Harekatın Birinci günü manzara şöyle; Gök yüzüne baktığımızda sanki Güneş tutulması yaşanıyor. Sanki, binlerce Paraşütçü ve Helikopterlerin taşıdığı Komandolar Kıbrıs’a akın ediyor. Sanki Türkiye’deki askerlerin hepsi Kıbrıs’a geliyor. Görülmeye değer bir manzara. Kıbrıslı vatandaşlarımızın göğüsleri kabarmış, sevinç gözyaşları içerisinde gururla seyrediyorlar.
20 Temmuz 1974 günü amfibi harekatla kıyıya ayak basan, helikopterle inen ve paraşütle atlayan birlikler harekât planı gereğince bir an önce Girne boğazını ele geçirmek gayretini gösterirken, Rum Yunan birliklerinin aralarındaki iç savaşı bırakarak Türk’ler karşısında birleşip karşı taarruza geçmesiyle,Türk birlikleri ilk gün başarıyı genişletememişler, çıktıkları ve indikleri bölgelerde savunmaya geçmişlerdir. Ancak 22 Temmuz 1974 günü Yavuz çıkarma plajına çıkarılan birliklerin, vakit geçirmeden ve karaya ayak basar basmaz birleşmek amacıyla Girne'ye doğru taarruza başlamasıyla muharebenin seyrini değişmiştir.
Yavuz çıkarma plajı ile Girne arasında 22 Temmuz 1974 akşamına kadar yapılan muharebelerden sonra Girne boğazı düşürülmüş ve saat 16.30’da birleşme sağlanmıştır.
Türkiye, Rum-Yunan ikilisiyle anlaşmanın mümkün olmadığını görerek 22 Temmuz'da başlayan fakat ateşkes sonucu ta...