TÜMCE ÜSTÜNE
Sign up for access to the world's latest research
Abstract
Adı üstünde: Tümce. Kendi içinde bir bütün (tüm). Ne ki tam bir tüm değil, tüme yakın, tümce.
Related papers
A ABA aba: abà, aboa (aba) abacı: abajîye (e), abajiyka (d), abajii (ç) (abadjiya) ABARTMAK abartmak: pinka sa (preuveliçavam) ABDEST abdest: abdés, aptés (aptes) abdetslik: aptezlik (mivka, umivalnik) "lavabo" ABLA abla 1: àbla, àba (kàka) abla 2: bùla (kàka) ablacığım: bulko, àblo ACABA acaba 1: àjeba () acaba 2: al, ali, dalî (dali) acaba 3: nimè (nima) "nimé li?: acaba mı?" ACAİP acaip: ajeyîp (stranen, strahotno) ACELE acele 1: bırje, bırjko (bırzo, bırziçko) acele 2: ajelé (bırzo, bırzina) acele etmek 1: borjem, boarcem (bırzam) "hızlı hareket etmek" acele etmek 2: bobotkam sa: (vturvam se) acele etmek 3: puboarjem ( pobırzam, pobırzam) aceleci 1: dostuyan (pribırzan) aceleci 2: priboarzan (pribırzan) acil: tumnalo (speşno) ACEMİ acemi: acemîye (e), acemiyka (d) (neopiten, novak) acemilik: acamalık (neopitnost) aceminin, acemiye ait, acemi (şeyi): acemiyski, -a, -u (acemiyski, -a, -o) acemi işi: acemiyska rabuta ACI acı 1: lût, lûta, lûtu (lyut, zıl, izbuhliv, ostır) acı biber 1: lùta çuşka (lyuta çuşka) acı biber 2: lûta piperka (lyut piper) acı 3: gurçif, gurçiva, gurçivu / garçíf, garçelivo (gorçiv, gorçiva, gorçivo) acı 4: parlif, parlîva, parlîvu (parliv, parliva, parlivo) acı haber: jalni haber (gorçiv novini) acı verici: nabulél, -a, -u / nabuleal, -a, -u (nabolyal, -a, -o) acı gelmek: gurça (gorça) acı çektirmek: celatovam (mıka, izmıçvam, tormozya) acı vermek: razpukvam (razpukvam) ACIMA acımak 1: jalem () acımak 2: mile (mileya) acımasız: imansızin (jestok) AÇ aç: gladan, gladna, gladnu (gladen, gladna, gladno) "acıkmış" açlık: glad (glad) açlıktan: utglàdi (otgladi) acıkmak: uglanneyèm, uglanne (ogladnyavam, ogladneya) açlık çekmek: adglanâvom (bt) AÇ GÖZLÜ aç gözlü 1: bikaran, -a, -u (lakom) aç gözlü 2: ninasîtan, ninasitna, ninasitnu (nenasiten, nenasitna, nenasitno) aç gözlüce: ninasitnu (nenasitno) açgözlü 1: durmil (lakomnik) açgözlü 2: lakomat (lakom) açgözlü 3: pırdotin, pırdot ( lakomnik) açgözlülük: ştarvalok (lakomstvo) açgözlülükle: yaşten (lakom) AÇIK açık 1: açik (otvoren, yasen) açık 2: utvòran, utvòrena, utvòrenu (otvoreno) açık 3: toçan, toçna, toçnu (toçen, toçna, toçno) açık 4: utvoren, atvóren (otvoren) açık değil: niyàsen, niyasna, niyasnu (neyasen, neyasna, neyasno) "kapalı" açık: utvoren, -a, -u (otvoren, -a, -o) "açılmış" açıkça 1: nayasnu (nayasno) açıkça 2: yasnu (yasno) açık giyinmiş: golintar (oskıdno obleçena) açığa çıkarılmış: utolçan, utolçen / utolıçan, utolıçen (izvaden na pokaz) açığa çıkarmak: utkrîyem, utkriye (otkrivam, otkriya) açığa çıkmış: izyasnil (obyasnil) açığa vurmak: napişkvam () AÇIKGÖZ açıkgöz 1: açigôz, açigôs, oçigôz (otrakan) açıkgöz 2: çvırst, tsvırst (çevrıst) açıkgöz 3: hitar, hitra, hitru (hitır, hitra, -o) açıkgöz 4: opulen (buden) AÇIKLAMA açıklamak 1ADİ adi 1: adî, adîye (loş) "kötü" adi 2: adî, adîye (obiknoven) "sıradan" ADRES adres: adrés (adres) AFERİN aferin: àfferim (bravo) AF affetmek 1: af pravem (izvinyavam, proştavam) affetmek 2: proştavam (proştavam) affetmez: neproştat (neproştat) AFİLİ afili: afiliye (e), afilinka (d) (pokazen) AĞA ağa: aga (aga) ağalık: agalok (agalık) AĞABEY ağabey 1: adya (batko) ağabey 2: àgo, àga, age (bate, batko) ağabeyi: àgutu (agoto) "onun abisi" ağabeyinin: agusku (agosko) "abisinin" AĞAÇ ağaç tepesi: varşina (vırşina) ağaç: darva, darvu, darvi (ç) / doarvu, doarva, doarvi / dórvo (bt) (dırvo) tetra: tetra () "bir ağaççık türü" AĞIL ağıl 1: agol, agoal (koşara) ağıl 2: vırv () ağıl kapısı: paratil (vrata na koşara) AĞIR ağır ağır: agale-agale (poleka-leka, po bavno) ağır şekilde 2: pritıjno (tıjno) ağır şekilde 1: töaşku (mıçno, tejko) "zor" ağır 1: tôşak (e), töaşka (d), töaşku (n), töaşki (ç) / teşka, teşku (tejık, tejka, tejko) ağır çeyizler: töaşki spapove () ağır hasta: töaşka bolna, tejka bolna (tejka bolna) ağır hastalık: tejak bolest, (tejık bolest) ağırbaşlı: tiruzan (trezven) ağırca: tôşko, teşku, töaşku (tejko) "ağır şekilde" ağırlaşmak 1: tejè, töaje (teja) ağırlaşmak 2: töagna, tègna (tegna) "ağırlık yapmak" ağırlığında olmak 1: töagna, tègna (tegna) ağırlığında olmak 2: tejè, töaje (teja) ağırlık 1: agarlok, agarloak "başlık parası" TÜRKÇE -POMAKÇA TEMATİK SÖZLÜK DERLEMESİ 6 ağırlık 2: töaglu, töagli (ç) (teglo) AĞIT ağıt yakmak: roadem sa, roada () ağıt: roada () AĞIZ ağız 1: glasina () ağız 2AĞRI ağrı: bólka (bolka) ağrımak 1: buliye sa, bulé sa (bolya se) ağrımak 2: gorçé sa () "bir yeri ağrımak" ağrımaya başlamak: zabulî ma (zaboli me) ağrımış: nabulél, -a, -u / nabuleal, -a, -u (nabolyal, -a, -o) "biraz ağrımış" AH ah !: ah ! (ah !) ah ile vah ile: ohna i vahna () ah vah ile: sas ahne i vahne (s ahna i vahna) TÜRKÇE -POMAKÇA TEMATİK SÖZLÜK DERLEMESİ 7 ah zavallı!: ohléle, olele () AHALİ ahali 1: ahalîye (naselenie) ahali 2: sodnitsi (jiteli) ahbap: ahpap, ahpàpin / abàp, apàpin (priyatel) AHÇI ahçının, ahçıya ait, ahçı şeyi: ahçiyski, -a, -u (ahçiyski, -a, -o) AHIR ahır 1: ahır, ahor, ahoar, ahore(ç) (obor) ahır 2: hlev, hlevove (ç) (obor) ahır 3: leav (obor) ahır 4: podnik, ponik (obor) ahır 5: vıgır (obor) ahır 6: yasla, yeasla (obor) AHİRET ahiret: ahrét (zadgroben jivot) ahretlik: aratlık, aretlık (aratlık, priyatel) AHLAK ahlak: ahlék, ahleak (moral) ahlaklı: ahleklı (moralen) ahlaksız 1: ahleksız, ahleksızin (nemoralen) ahlaksız 2: brizperde () ahlaksızlık 1: ahleksızlık (nemoralnost) ahlaksızlık 2: ruspajilok (razvrat) AHMAK ahmak: ahmàk, ahmatsi (ç) (glupak) AHREN ahren 1: ahrentişta, ahrenişte (ahryantişta, pomaçişta) "pomak" ahren 2: ahren, ahrenin (e), ahrenka (d), ahréni (ç) (ahryani) ahren kıyafeti: ahrenska ruba (ahryanska ruba) "Pomak kıyafeti" ahrenler: ahrenkove, ahrenkuve (ç) "Ahriyanlar, Pomaklar" AHŞAP ahşap 1: dórvo (bt) ahşap 2AKRABA akraba 1: akrabà, akraboa, akrabi (ç) (rodnina) akraba 2: rodnina, runnina (rodnina) akraba 3: svat, svatove (ç) () akraba 4: voatreşni, voatreşnik () akraba olan: voatreşnu, vatreşnu (vıtreşno) akraba olmak 1: mismerunnina () akraba olmak 2: rudeye sa (rodeya se) AKRAN akran: akran, akranin, akrani (ç) (raven, priyateli) AKSAMAK aksamak: nakutsvam, nakusam (nakutsvam) "topallamak" ALKIŞ alkışlamak: alkış pravem, alkış prave (aplodiram) ALKOL alkolik: perendata (piyandeta, alkoholitsi) ALLAH Allah bağışlasın: Allah bàşlasın () Allah için 1: zaradi Allah (zaradi Allah) Allah için 2: Allah için, Alayçin (zaradi Allah) Allah kabul eylesin: Allah kabul elesın () Allah rahmet eylesin: alarahmetale () Allah razı olsun: Allah razôsun () Allah sağlık versin: Allah zdrave da ti (mu) dava () Allah: Allah (bog) Allah bir: Allabir (sigurno) "kesinlikle" ALLIK allık sürmek: naçerveyem sa, naçervé sa (naçervyavam se, naçervya se) allık: çervilu (çervilo) ALMAK al ! : zöam, zimay, fzimay "almaktan emir" almak 1: zîmam, zîma / zomam, zöamam, zoamem / da zimam / zímom (bt) (zemam, zema) almak 2: fzîmam, zîma (vzemam, vzimam, vzema) almak 3: utzîmam, utzîma (otzemam, otzema) almak 4: kendisvam (vzemam) alıp götürmek 1: utkàram (otkarvam, otkaram) alıp götürmek 2: utvèyem, utvèye (otvyavam, otveya) ALT alt 1: pod (pod) "altında, altına, altta" alt 2: dòlan, dolna, -u (dolen, dolna,-o) alt 3: dòle (dole) altına koymak: polégam (polyagam) altına sermek: nakolçvam (polyagam nastrani) alttan: utdòlu, utdòle (otdolu, otdole) "altından" altında: pod, poton (pod) alttan: ududol, adudól (bt) (otdol) "altından" ALTIN altın 2: altoam, alton, altone (ç) (zlato) altın 3: atya (zlato) altın 1: zlatu (zlat, zlata, zlato) altın ipekli fistan: alton fustan koprinen altın yüzük: zlaten prısten /zlatan poarsten () altıncı: şèsi, şesti (şesti) altıncık: altınçek, altonçek () altından, altından yapılmış: zlatnu (zlatan, zlatna, zlatno) altınlı fes: fesçe sas altone () ALTÜST altüst olmak: puboarkam sa (pobırkvam se, pobırzam se) altüst olmuş: izvratil (preobırnal) AMA ama 1: çim (ami) "iyi ama" ama 2: àma (no, obaçe) ama 3: ami, am (ami) ama belki: am bèki () AMAÇ amaçsızca dolaşan kimse: langur, longur, langurin, langurka (bezdelnik) amaçsızca dolaşmak: langurosvam / longurosvam, langurovam (skitosvam) amaçsızca gezinmek: langazovam (skitosvam) aman Allahım!: ohsi beyku (mili boje) AMAN aman: amàn amanın!: olele, ulelî amansız: niumòlim, niumòlima, niumòlimu (neumolim, neumolima, neumolimo) amma da: àma (kakıv) AMBAR ambar: hambar () ambar: hambar (hambar) anbar: soasakan (sklad) AMCA amca 1: amùja, mijo/miju, mijöa (çiço) "amitzé (bt)" amca 2: striko (çiço) amca 3: uyko (vuyço) amcagiller: mijuvi, mijöavi (çiçovi) amcanın Fatması: mijova Fatma amcanın, amcaya ait: mîjuski, -a, -u (çiçovski, -a, -o) amcaoğlu: mijuf sin (mijov sin) "amítzov (bt)" amcaya ait, amcanın: mijof, mijuva, -u, mijuvi (ç) (çiçov, -a, -o)
IX. ULUSLARARASI TÜRK DILI KURULTAYI Bilge Tonyukuk Anısına (Ankara: 26-30 Eylül 2021), 2021
TÜBITAK-2219 Yurt Dışı Doktora Sonrası Araştırma Burs Programı kapsamında hazırlanmış ve destek kabulü onaylanmış "Rumence-Türkçe Dil Ilişkileri" adlı proje önerisidir. Proje, salgın (Covid-19) nedeniyle gerçekleştirilememiştir.
YILMAZ S. “Yumuşak Güç ve Türkiye”, Türkiye’de Siyasetin Dinamikleri Sempozyumu, 4-5-6 Nisan 2008, Abant İzzet Baysal Üniversitesi, (Bolu, 2010), s.312-338.
Mankind has had lots of changes and evolutions since he appeared on earth. He lived in the darkness during the hunter-gatherer period. Ten thousands years ago he discovered seeding and after this he discovered fermantation in Mesopotamia and Egypt. These developments caused overproduction and overproduction allowed to build pre-goverment organisations and cities. After pre-agrarian period, almost every development direcly affected mankind. And these developments were not good everytime. İn this article we work on these developments in society from hunter-getherer period to industrial revolution.
Dilin bireylerin psikolojisi ve toplumların sosyo-kültürel yapısıyla yakın ilişkisi vardır. Dillerdeki değişimi yansıtan örneklerden biri olan örtmeceler, kültürel özellikleri birbirinden ayrı toplumlardaki dil kullanımında karşılaşılan farklılıkların iyi bir göstergesidir. Yeryüzünde konuşulan birçok dilde, din/tanrı, yaşam/ölüm, para/politika, meslek/sosyal sınıflarla ilgili doğrudan konuşulması ayıp sayılan kimi hususlar üstü örtülü biçimde ifade edilmiştir. Dilsel bir tür olarak kabul edebileceğimiz örtmece, söylenirken utanılan bir durumu uygunsuz, patavatsız veya sert ifadelerin yerine daha uygun ve zararsız kelimelerle ifade etmektir.Bu yazıda örtmece kavramı, tanım, terim, konular, en yaygın yapım yolları, Türkçede ve İngilizcede kullanılan bazı örtmeceler, özellikle Psikanaliz kuramı ve toplumsal kontrol bağlamı içerisinde incelenmektedir. Kuramsal açıdan tabulardan kaynaklandığı iddia edilen örtmeceler aslında süper egonun kontrol edici/baskıcı doğasının dile yansıması olarak algılanmalıdır. Çünkü, örtmeceler, toplumları ahlak, saygı, edep, uyum, korku, üzüntü, nezaket vb. açıdan yansıtan dilsel ‘ayna’lardır. Anahtar Kelimeler: Örtmece, tabu, Freud, söz edimleri, kötü adlandırma
İRADENİN ZAFERİ FİLMİ
It is called the verbal statute, which defines the boundaries of individual and community behavior from individual relations to social order. There were various laws and rules that spoke orally between people during the periods when the writing did not spread. These rules were the most important rules that kept society together. Some of the rules of the ceremony consisted of behaviors experienced in the public. These types of customs are passed on to prospective generations, especially by proverbs. Decisions taken jointly in large toys, ceremonies, and congresses have also included the ceremony over time. Custom; from the tradition to the custom, from customs to customs and from the rules of individual conduct to the social rules. The custom is the law of creation. The custom, which is the main source of social integration, sets out the rules of this integration. This is socially adopted and based on a long history makes the ceremony powerful and effective. The family comes from saying nature (green), water, planting, martyrdom, holiness of the descendants. There is no deceiving in the Turkish tradition, there is no lying, there is no opposition to the big. These situations have been preserved by transferring the generations from the generation through the daily proverbial proverbs. There are also proverbs that indicate the formation of social events and natural events, moral lessons, giving advice, guiding, beliefs and traditions. In Anatolian nomadic (Yörük) and Türkmen tribes, the expression of "customs, Turkmen customs" in the concept of tradition indicates that the written laws as well as the oral laws continue to exist. The proverbs that resect the ceremony will be revealed with this work. Özet Bireysel ilişkilerden toplumsal düzene kadar kişi ve toplum davranışlarının sınırlarını belirleyen sözlü yasalara töre adı verilmektedir. Yazının yayılmadığı dönemlerde sözlü olarak insanlar arasındaki ilişkileri düzenleyen çeşitli kanun ve kurallar vardı. Bu kurallar toplumu bir arada tutan en önemli kurallar bütünüydü. Törenin bazı kuralları halk içerisinde cereyan etmiş, tecrübe edilmiş davranışlardan oluşmaktaydı. Bu tür töre unsurları özellikle atasözleri ile gelecek nesillere aktarılmıştır. Büyük toylarda, törenlerde, kurultaylarda ortaklaşa alınan kararlar da zamanla töreye dâhil olmuştur. Töre; gelenekten göreneğe, örflerden âdetlere ve bireysel davranış kurallarından toplumsal kurallara kadar hepsiyle ilgili olduğu gibi hepsinin üstündedir, ana kavramdır. Töre, yaratılış kanunudur. Toplumsal bütünleşmenin temel kaynağı olan töre, bu bütünleşmenin kurallarını ortaya koymaktadır. Bunun toplumca benimsenmesi ve uzun bir geçmişe dayanması töreyi güçlü ve etkili kılmaktadır. Ailenin, doğanın (yeşilin), suyun, ekmeğin, şehitliğin, soyun kutsallığı töreden gelmektedir. Türk töresinde aldatmak yoktur, yalan söylemek yoktur, büyüğe karşı gelmek yoktur. Bu durumlar geçmişten günümüze atasözleri aracılığıyla nesilden nesile aktarılarak varlığını devam ettirmiştir. Sosyal olayları ve doğa olaylarının oluşumunu belirten, ahlak dersi ve öğüt veren, yol gösteren, inanışlarla töre ve gelenek bildiren atasözleri de bulunmaktadır. Anadolu'daki Yörük ve Türkmen oymaklarında töre kelimesinin "El âdeti, Türkmen töresi" olarak dile getirilmesi yazılı yasalar yanında sözlü yasaların da varlığını devam ettirdiğini göstermektedir. Törenin yansıdığı atasözleri bu çalışmayla gözler önüne serilecektir.
ARCHITECTURE AND DECORATIONS OF ÜFTÂDE MOSQUE AND TOMB Üftâde Mosque and Tomb is located in Hisar, the oldest settlement of Bursa, which holds many historical periods from the beginning to the present. Located in Osmangazi District, Kavaklı Neighborhood, both structures are located side by side in the east-west direction. There is also a burial ground to the north of Üftâde Mosque and to the north of Üftâde Tomb to the east of the mosque.
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ, 2002
Özet: Türkiye Türkçesi'de "komşu" şeklinde telaffuz edilen sözcük, tarihi ve günümüz şive ve lehçeleri çerçevesinde incelenmiş ve karşımıza üç tip söyleniş çıkmıştır: 1. körşi, 2. konşu/konşı, 3. koşnı "Körşi" sözcüğünün kör-/gör-kökünden geldiği anlaşılmaktadır. Bizim inceleme konumuz, ortak "ko-" kökünden gelen "konşı" ve "koşnı" sözcüklerini inceleyerek, koşnı-<koş-kökünün tarihi ve günümüz şive ve lehçelerindeki taşıdığı anlam yükünü göz önüne alarak, "komşu" sözcüğüne Doğu ve Batı Türklerinin bakış açılarını ortaya koymaktır. Anahtar Kelimeler: 1. komşu 2. koşnı 3. konşı 4. koş-5. işteşlik Summary: The word "komşu" in the Turkish language of Turkey has been examined in the fromework of historical and contemporary dialects and three different ttypes of expression have been found: 1. körşi 2. konşu/konşı 3. koşnı Our subject of research is to examin "konşı" and "koşnı" which were derived from the shared root "ko-" and considering the semantic possession of the root koşnı<koş-root in historical and contemporary accents and diaalects, to put forward the points of view of eastern and coestern countries to the word "komşu" Key Words: 1. komşu 2. koşnı 3. konşı 4. koş-5. reflexive 1 Dr., Trakya Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Böl. Arş. Gör.

Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.