Papers by mahmut rifki unal

İletişim ve Kültürün Dijital Dönüşümü Pratikler ve Süreçler, 2023
İnsanın dünya üzerinde temel değiştirici, dönüştürücü fail konuma gelmesinde kendi ilerlemesi ve ... more İnsanın dünya üzerinde temel değiştirici, dönüştürücü fail konuma gelmesinde kendi ilerlemesi ve gelişmesi önemli rol oynamıştır. Zaman içerisinde insanlık, sosyal ve politik örgütlenmesini elde ettiği teknolojiler ile ileriye taşıma hevesini içinde saklı tutarken, bu teknolojilerin yıkıcı gücünden de kaçamamıştır. Uzun bir süreye yayılan Avrupa modernitesi, temelini Aydınlanma fikirlerinde bulurken, sanayi devrimi ile gelen kapitalleşmenin getirdiği zenginliğin kaynağını diğer ülkelerin ve milletlerin sırtından elde ettiği yoğun sömürgecilik politikaları ile elde etmiştir. Ancak, politika ve ekonomik örgütlenmedeki gelişmeler ve diğer ülkelerin Avrupa egemenliği altına alınarak sömürülme çabaları Dünya Savaşları’nı ortaya çıkarmakla kalmamış Avrupa modernitesinin içine bir de Holokost eklemiştir. Batı aydınlanması aynı zamanda aydınlanmanın karanlık yüzünü de içinde barındırmaktadır. Bilim ve teknikteki gelişmeler insanı bir adım öteye götürürken, aynı zamanda yok oluş senaryolarını da içermektedir. Bu da insanın hem yer, gök ve atmosferin geleceği hem de kendi geleceği açısından temel belirleyici olduğu döneme işaret etmektedir: Antroposen çağına, yani insan çağına.
Antroposen çağ, insanın Dünya üzerinde en başat jeolojik kuvvet olduğu bir dönemi işaret etmektedir. Burada insan yapımı nesnelerin ağırlığının dünyadaki tüm canlı türlerinin ağırlığını 2020 yılı itibariyle geçtiği ve gidişatın devam ettiği takdirde yirmi sene sonra da bu nesnelerin ağırlığının 1.1 teratondan 3 teratona çıkacağı düşünülmektedir. Senede 30 milyar ton ağırlığındaki nesne dünyaya katılacaktır (Briggs, 2020). Antroposen dönem, insanın doğa üzerindeki hâkimiyetinin sonuçlarının geri döndürülemez bir sürece girdiğini de göstermektedir. Çevresel tehditlerin gün geçtikçe artmaya devam ettiği bir süreç yaşanmaktadır. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres küresel ısınma çağının sona erdiğini ve “küresel kaynama çağının” başladığını ve dünya ülkelerinin olası iklim değişikliği sonuçlarından kaçınmak için acil önlem almalarını gerektiğini ifade etmektedir (bbc.com, 2023). Guterres Nepal’in Himalaya bölgesini ziyaretinde de iklim krizi için “Bu deliliği durdurmalıyız” çağrısı yaparak tekrardan iklim değişikliğinin kötü sonuçları hakkında uyarı yapmıştır (Akcan, 2023). Guterres’in ‘küresel kaynama çağı’ ya da ‘bu delilik’ ifadeleri sorunun ne kadar önemli olduğuna ışık tutmaktadır. Buradaki temel unsur insanın antroposen ile eninde sonunda yüzleşmek zorunda oluşudur. Tabii ki yüzleşmek aynı zamanda bir farkındalık gerektirmektedir. Guterres’in ülkelere yönelik acil eylem çağrıları aynı zamanda bu farkındalığın tüm insanlık nezdinde oluşmasına yönelik bir yardım çığlığıdır. Bu çalışmada konuya bir farkındalık getirmeyi amaçlarken bunun sanat aracılığıyla gerçekleşeceğine yönelik bir öngörü içerisindedir.
Ekolojik değişimler ve insanlığın içerisinde bulunduğu durum, birçok alanda kendine yer bulabilmektedir. Temeldeki amaç, bir taraftan dünyanın içerisinde bulunduğu durumu göstermeye çalışmak iken diğer taraftan gelecekte insanlığı bekleyebilecek muhtemel senaryolara ışık tutmaktır. Sanat, insanlığın doğa karşısındaki üstünlüğünü, acımasızlığını ve doğanın bir parçası olarak bizatihi insana verdiği zarar üzerine bir eleştiri getirmektedir. Antroposen eleştirisi insanın jeolojik bir kuvvet haline geldiği jeobilimsel eleştiri düzleminden sosyal, politik ve kültürel bir düzleme taşınmaktadır. Bu bağlamda, başta doğa bilimlerinde gündeme gelen ve sonra popüler bilim medyasında da öne çıkan antroposeni sanat, beşeri bilimler ve sosyal bilimlerde Bruno Latour, Eduardo Viveiros de Castro, Donna Haraway ve Anna Tsing ele almış, The Anthropocene, The Anthropocene Review ve Elementa gibi yeni bilimsel dergiler konuya yer vermiştir. Günümüzde de trend kültürel üretimler, sergiler ve katalog yayınlarla antroposene yönelik üretimler sürmektedir (Demos, 2017, s. 9).
Çalışmada, antroposen hakkında bilgi verildikten sonra antroposen dönemin eleştirisi olarak sanatın buna verdiği tepkiler üzerinde durulacaktır. Burada sanat, dijital sanat ve antroposen kavramları üzerinde durulmakta ve dijitalleşme döneminde bir eleştirel konum alan sanatın insan çağına yönelik eleştirisi irdelenmektedir. Çalışma konuya antroposen sanat örnekleri üzerinden değil, daha çok yapısal değişiklikler üzerinden yaklaşmaktadır. Küresel ısınma çağından küresel kaynama çağına geçilen bir dönemde antroposenin ekolojiyi getirdiği yer bir kurtuluş söyleminin gerekliliğini de ortaya koymaktadır. Sanat da tam da bu noktada o kurtuluşu sağlayabilecek bir alan olarak görülmektedir.

SANAT ÜRETİMİNDE POSTMODERN YAKLAŞIM SERGİLEYEN SANATÇI İNCELEMESİ: JENNY SAVİLLE, 2024
20. yüzyıldan itibaren özellikle sosyo-kültürel değişkenliğin sıklığı artmıştır. Ayrıca ekonomik ... more 20. yüzyıldan itibaren özellikle sosyo-kültürel değişkenliğin sıklığı artmıştır. Ayrıca ekonomik ve politik durumlarda görülen değişiklikler sanatta da savaş sonrası görülmüştür. Sanatın sınırlarının genişlemesi, 1960’lardan sonra özellikle yoğunlaşmış ve kavramsal kapsam doğrultusunda herhangi bir nesnenin sanat objesi olarak müze ve galerilere girebilmesi sanat adına önemli değişikliklere sebebiyet vermiştir. Yapılan bu çalışmada; çağdaş İngiliz ressamlardan Jenny Saville’nin eserleri postmodernizm bağlamında değerlendirilmiş ve kadın bedeni üzerinden sunduğu yaklaşımlar ele alınmıştır. Sanat dünyasındaki yeri, teknik tarzı ve vermek istediği mesaj unsurları araştırılmıştır. İşlerin değerlendirilme sürecinde modern ve postmodern sanat süreçleri irdelenmiş olup sanat tarihinde yer edinmiş önemli argümanlarla çalışma desteklenmiştir. Kadın bedeninin çeşitli sanat disiplinlerinde yalnızca güzel ve estetik unsurlar doğrultusunda yer edinmesini eleştiren sanatçı, işlerinde karşı tavrı ortaya çıkarmıştır. Bu doğrultuda deforme edilmiş ve anatomik anormallikleri vurguladığı bedenleri kullanarak yapı-bozumcu bir tavır üstlenmiştir. Aynı zamanda Saville’nin eserlerindeki yapı-bozumcu teknik unsurlar ve vurguladığı mesajlardan detaylar örneklerle irdelenmiştir.

Sanat ve İnsan Dergisi, 2022
Sanayileşme sonrası başta Avrupa olmak üzere Dünya’nın birçok bölgesinde kentler, hızlı bir değiş... more Sanayileşme sonrası başta Avrupa olmak üzere Dünya’nın birçok bölgesinde kentler, hızlı bir değişim süreci
geçirmiştir. Tüm bu süreçlerde şekillenen kentlerin, bireylerin sosyal yaşamları ve alışkanlıkları üzerinde de önemli
etkileri olmuştur. Modern dönemin sanatı da tüm bu gelişmelerin etkisiyle şekillenmiştir. Modern sanatçılar bulunduğu
dönemin bir tanığı olarak kentleşme sürecini ve beraberinde şekillenen sosyokültürel yapılanmayı eserlerine
taşımışlardır. Dolayısıyla bu tanıklık eserlere tarihi bir belge niteliği de kazandırmıştır. Yapılan bu çalışmada; insanlığın
geçirmiş olduğu önemli değişim süreçlerinden sanayi devrimi ve sonrasında sanat anlayışındaki yaklaşımlar kent
özelinde incelenmiştir. Modern dönem sanatını, resim ve fotoğraf sanatı üzerinden örneklendirerek sanatçıların döneme
olan bakış açısı çözümlenmeye çalışılmıştır. Belge niteliği taşıyan bu sanatçıların eserlerinden yola çıkarak,
kentleşmenin toplum üzerindeki etkileri ve modernleşme sürecinin sanata yansımaları irdelenmektedir.
Anahtar Kelimeler: Modern, Resim, Sanayileşme, Fotoğraf, Kent.
After industrialization, cities in many parts of the world, especially in Europe, have undergone a rapid change
process. The cities that have been shaped in all these processes have also had significant effects on the social lives and
habits of individuals. The art of the modern period has also been shaped by the influence of all these developments. As
a witness of the period in which they lived, modern artists carried the urbanization process and the socio-cultural
structuring that took shape with it into their works. Therefore, this testimony has also given the works a historical
document quality. In this study; The industrial revolution, which is one of the important processes of change that
158
humanity has gone through, and the approaches in the understanding of art after it have been examined in the city. By
exemplifying the art of the modern period through the art of painting and photography, the perspective of the artists
towards the period has been tried to be analyzed. The effects of urbanization on society and the reflections of the
modernization process on art are examined based on the works of these artists, which have the quality of documents.
Keywords: Modern, Painting, Industrialization, Photography, City
Bu yapıtın tüm hakları saklıdır. Yazılar ve görsel malzeme �z�n almadan tümüyle veya kısmen yayım... more Bu yapıtın tüm hakları saklıdır. Yazılar ve görsel malzeme �z�n almadan tümüyle veya kısmen yayımlanamaz. Bu kitabın tüm hakları İstanbul Aydın Üniversitesi'ne aittir. İstanbul Aydın Üniversitesi'nin hediyesidir, para ile satılamaz.
Conference Presentations by mahmut rifki unal

III. ULUSLARARASI TARIM KONGRESİ 3 rd INTERNATIONAL AGRICULTURE CONGRESS, 2020
İletişimin etkileri ve çok yönlülüğü insan var oldukça olan bir olgu haline gelmiştir. Sanayi dev... more İletişimin etkileri ve çok yönlülüğü insan var oldukça olan bir olgu haline gelmiştir. Sanayi devriminden günümüze
gelişmekte olan ve hız kesmeyen teknolojik gelişmeler, insanın yaşam biçimine de etki etmeye devam etmektedir.
Günümüz iletişim araçlarından en popüler yani en yaygın biçimde kullanılan, insan hayatında yer edinen sosyal
medya, bir araç olmaktan çok hayatımıza yön veren bir olgu olarak görülmektedir. Nitekim faydalı veya faydasız
oluşu göreceli bir şekilde kalmaktadır. Bu bağlamda yayımlanan, paylaşılan veya fikirlerin dile getirildiği bu
mecralarda salt gerçekliği bulmak da çoğu zaman zor bir hal almaktadır. Doğruluğu ve içeriğe olan inandırıcılığı
ise dijital alanlarda daha da inanması güç bir duruma getirdiği görülür. Nitekim gerçeklik iddiasındaki medya
metinleri ve bunların inandırıcılığı arasındaki ilişkinin karmaşık bir hakikat sorununun parçası olduğunu
göstermektedir. Bu kavramlar ve gelişmeler doğrultusunda Türkiye'de ortaya çıkan Kırmızı Ceviz ve medyadaki
yansımaları ele alınmıştır. Varolan Kırmızı Ceviz çeşidinin satış ve pazarlanması için araç olarak seçilen sosyal
medya ve dijital reklamlarda, ürünün faydalarının kimi zaman gerçek dışı kimi zaman abartılmış gerçeklik ile
piyasada yer edinmiş olmasına imkân sağlandığı gözlemlenmiştir. Bu doğrultuda önce sosyal medya mecralarının
kullanış biçimi ve kitlelere ulaşım olanağı sağlaması irdelenmiş ardından öne sürülen ürün haberlerinin ne
derecede etkili bir pazarlama yöntemiyle kitleleri gerçekliğine inandırdığı görülmüştür. Sonuç olarak denetimden
sorumlu kurum ve kuruluşların yerinde ve zamanında yapması gereken yaptırımların eksik kalmasıyla bu tür yanlış
yönlendirmelere sebep olan örneklerin önüne geçilememektedir.
Anahtar Kelimeler: Sosyal medya, Medyada gerçeklik, Kırmızı ceviz haberleri
Books by mahmut rifki unal

Akademik Perspektiften Görsel İletişim Tasarımı, 2025
Fotoğrafın icadı sonrası bu buluşun geliştirilmesiyle birlikte arşivsel özelliğinin yaygın olarak... more Fotoğrafın icadı sonrası bu buluşun geliştirilmesiyle birlikte arşivsel özelliğinin yaygın olarak kullanımıyla ilgi artmıştır. Ayrıca teknik ve kavramsal anlatı dili de çeşitlenmiştir. Özellikle Yirminci yüzyılın ortalarından itibaren fotoğrafta bu anlatı dilinin çeşitlenmesi sonucu sanatsal nitelikler taşıyan yeni örnekler ortaya çıkmıştır. "Fotoğraf her ne kadar icadının ilk dönemlerinde sanatsal amaçla kullanılmasa da zamanla bir ifade biçimi, sanat yapıtı haline gelir" (Tatar, 2019, s. 59). Sanatsal ifade biçimlerini barındıran bu örneklerin çıkmasında yeni hayat biçimlerinin ve insan faaliyetleri sonucunda belirgin olumsuz sonuçlarının artması da bir etken olmuştur. "Yirminci yüzyılda, fotoğrafın etkinliği sürekli artmıştır. Savaşlar, katliamlar, gösteriler vb. hep fotoğraf aracılığı ile toplumların ilgisini veya tepkisini çekmiştir. Sözün ve yazının yeterli olmadığı her yerde fotoğrafa başvurulmuştur" (Dora, 2003, s. 166). Toplumsal meselelerin yoğunlaşmasıyla fotoğrafın mekanik birincil görevi olan görüneni kaydetme ve görüntüyü ortaya çıkarma özelliğinden yararlanılırken aynı zamanda anlatı dilinin ve bir mesajı aktarma yaklaşımının yeni sanat pratikleriyle birlikte gelişmesiyle

SİNEMANIN DOĞASI: DUNE SERİSİ VE ANTROPOSEN, 2024
Var olduğundan beri gelişmek için uğraşan insan, bu doğrultuda kendi türüne olduğu kadar yeryüzün... more Var olduğundan beri gelişmek için uğraşan insan, bu doğrultuda kendi türüne olduğu kadar yeryüzünü de etkileyecek hamleler içinde olmuştur. İnsan kendisini ve çevresini tanımlama sürecini hareket halinde olarak başlatması ve daha sonra yerleşik düzene geçişiyle çevreyle olan münasebetini yoğunlaştırmıştır. İnsanın dünyada ege-men canlı olduğu yaklaşımı, özellikle sanayi devriminin başladığı dönemle birlikte kavramsal olarak gelişmiştir. “Bundan böyle insan, diğer kıtalardaki bütün kültürlerden tamamen farklı olarak, tabiatla olan münasebetlerinde artık ona egemen olmaktan başka bir yakla-şımı aklından geçirmeyecek ve durmadan ilahların mutlak gücüne sahip olmanın özlemini çekecektir” (Garaudy, 202, s. 62). İnsanın etkilerinin boyutu, doğanın kendini yenileyebilirlik gücünü etkileye-cek ölçüde genişleyince İnsan Çağı (Antroposen) söylemleri artmıştır. Sanayi faaliyetleri, ekolojik sorunların eko-sisteme gözle görülür zararlı etkileri, sanayi ile bağlantılı olarak büyük metropollerin orta-ya çıkışı, göçlerin sanayileşmeye göre şekillenmesi, tarımsal faaliyet-lerin azalması ve bunun üretici-tüketici dengesini bozması, atmosferi etkileyecek gaz oranlarının artması gibi sebepler bu çağı tanımlamak için önemli verileri oluşturmaktadır. Modern çağdaki önemli kavram-lardan biri haline gelen Antroposen kavramı jeolojik bir temsil olsa da sosyal, kültürel, bilimsel ve sanatsal alanlarda çalışılan bir kavram olmuştur. Paul Crutzen ve Eugene Stoermer’in 2002 yılında Nature dergisinde yayımladıkları makale ile 21. yüzyılda kapsamı ve etkileri üzerine kavram derinleşmiştir. Antroposen, öncelikle insanın yeryü-zünde ve atmosferde bıraktığı izleri ve bu izlerin dünyanın geleceğine olan olası etkileri vurgular.
Bilimsel çalışmaların sıklıkla odağında olan kavram, aynı za-manda sanat disiplinlerinin de odak noktasında olan popüler bir konu olmuştur. Çeşitli anlatılarla betimlenen Antroposen kavramı, ekolojik, teknolojik ve toplumsal konularda zengin üretkenliklerin çıkmasına zemin hazırlamıştır. Görsel kitle iletişim araçları bu geçişte önemli bir rol oynamaktadır. “Görüntüler, metaforlar, modeller, analojiler, sem-boller ve alegorilerle düşünme ve tasarlamanın anlamı, yalnızca, bü-tünüyle pragmatik düşünsel çıkış noktaları oluşturmaktan, daha yara-tıcı bir düşünme yöntemine geçiştir” (Ungers, 2018, s. 23). Bilim Kur-gu türü bu bağlamda edebiyat ve sinema gibi sanat türlerinde dikkat çekmiştir. Bilim kurgu, bilimin verilerinden yararlanılarak olasılıkları, varsayımları ve hayal gücünün olası sonuçlarını bir araya getiren teknoloji başta olmak üzere çok çeşitliliği barındıran bir kategoridir. Özön’e göre; insanların gelecekte yapabileceklerinin bir varsayımı, bu yapacaklarının insan türü ve yaşadıkları gezegene etkilerini düşle-mektir (Özön, 2008, s. 112). Özellikle post apokaliptik ve distopik temalar, Antroposen kavramıyla ilişkilendirilebilir. Sinema bu doğrul-tuda kavram üzerine anlatıyı bilimsel verilerle çeşitlendiren ve gör-selleştiren etkili bir kitle iletişim aracı olmaktadır. İzleyiciye insan- doğa ilişkisini kimi zaman belgesellerle kimi zaman ise kurmaca ze-minde kurgusal bir anlatıyla aktarmaktadır. Bilimsel veriler doğrultu-sunda ortaya çıkan veya olası çıkabilecek sonuçları sinema aracılığıy-la aktarmak mümkündür. İlerleyen teknolojiyle birlikte sinemanın teknik kapasitesi artmış ve anlatı dili bu doğrultuda gelişmiştir. Bilgi-sayar tabanlı görüntü oluşturma teknolojisi ve stüdyo çekim teknikle-rinin pratikleşmesi, hayal gücünün ve imgelerin görselleştirilmesine kolaylık sağlamıştır. “İmgeler, bizlere bir şeyler söylemekten ziyade, bir kısmının sözcüklerle ifadesi çok zor olan bir olanak ve olasılıklar alanını – belli bir tarzda görünür kılmak suretiyle- önümüze koymak-tadır” (Leppert, 2021, s. 19). Hayal gücünün ve zihinde yer alan imge-nin görsel olarak aktarılabiliyor olması da antroposen gibi geleceğe yönelik önemli etkileri vurgulayan bu kavram için önemlidir.
Ekolojik temaların ön plana çıktığı bilim kurgu sinemasında in-san- doğa ilişkisi sıklıkla farklı bakış açılarıyla yansıtılmaktadır. Yer-yüzüyle ilgili bu konu doğrultusunda gelecek öngörüleriyle antropo-senin etkileri izleyiciye aktarılmaktadır. Fakat Amerikalı bilim kurgu yazarı Frank Herbert’in Dune adlı altı ciltlik edebi serisi tamamen kurmaca bir evrenin önemli örneklerindendir. Sosyal ve politik konu-lar temelinde oluşturulan evrende birçok medeniyetten ve kültürden ögelerle zenginleştirilmiş detaylar bulunurken ekolojik vurgu aynı evrende farklı gezegenlerle yapılmıştır. Ekolojik temanın doğrudan hikâyenin temelini oluşturan ilk bilim kurgu eserlerden olan Dune, bu bağlamda doğa ve ona adapte insan modeli üzerine derin bir eserdir. Oyun, Oyuncak, TV Show ve tekstil ürünlerine varan etkisi olmuştur. Fakat David Lynch3 ve Dennis Villeneuve gibi sinema tarihinin iki önemli yönetmeni tarafından sinemaya aktarılmıştır. Bu çalışmada Villeneuve’in Dune serisinde post apokaliptik yapımların aksine dün-ya ile doğrudan bir bağı belirtilmemiş bir evren üzerinden Antropo-sen kavramı irdelenmektedir.
Uploads
Papers by mahmut rifki unal
Antroposen çağ, insanın Dünya üzerinde en başat jeolojik kuvvet olduğu bir dönemi işaret etmektedir. Burada insan yapımı nesnelerin ağırlığının dünyadaki tüm canlı türlerinin ağırlığını 2020 yılı itibariyle geçtiği ve gidişatın devam ettiği takdirde yirmi sene sonra da bu nesnelerin ağırlığının 1.1 teratondan 3 teratona çıkacağı düşünülmektedir. Senede 30 milyar ton ağırlığındaki nesne dünyaya katılacaktır (Briggs, 2020). Antroposen dönem, insanın doğa üzerindeki hâkimiyetinin sonuçlarının geri döndürülemez bir sürece girdiğini de göstermektedir. Çevresel tehditlerin gün geçtikçe artmaya devam ettiği bir süreç yaşanmaktadır. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres küresel ısınma çağının sona erdiğini ve “küresel kaynama çağının” başladığını ve dünya ülkelerinin olası iklim değişikliği sonuçlarından kaçınmak için acil önlem almalarını gerektiğini ifade etmektedir (bbc.com, 2023). Guterres Nepal’in Himalaya bölgesini ziyaretinde de iklim krizi için “Bu deliliği durdurmalıyız” çağrısı yaparak tekrardan iklim değişikliğinin kötü sonuçları hakkında uyarı yapmıştır (Akcan, 2023). Guterres’in ‘küresel kaynama çağı’ ya da ‘bu delilik’ ifadeleri sorunun ne kadar önemli olduğuna ışık tutmaktadır. Buradaki temel unsur insanın antroposen ile eninde sonunda yüzleşmek zorunda oluşudur. Tabii ki yüzleşmek aynı zamanda bir farkındalık gerektirmektedir. Guterres’in ülkelere yönelik acil eylem çağrıları aynı zamanda bu farkındalığın tüm insanlık nezdinde oluşmasına yönelik bir yardım çığlığıdır. Bu çalışmada konuya bir farkındalık getirmeyi amaçlarken bunun sanat aracılığıyla gerçekleşeceğine yönelik bir öngörü içerisindedir.
Ekolojik değişimler ve insanlığın içerisinde bulunduğu durum, birçok alanda kendine yer bulabilmektedir. Temeldeki amaç, bir taraftan dünyanın içerisinde bulunduğu durumu göstermeye çalışmak iken diğer taraftan gelecekte insanlığı bekleyebilecek muhtemel senaryolara ışık tutmaktır. Sanat, insanlığın doğa karşısındaki üstünlüğünü, acımasızlığını ve doğanın bir parçası olarak bizatihi insana verdiği zarar üzerine bir eleştiri getirmektedir. Antroposen eleştirisi insanın jeolojik bir kuvvet haline geldiği jeobilimsel eleştiri düzleminden sosyal, politik ve kültürel bir düzleme taşınmaktadır. Bu bağlamda, başta doğa bilimlerinde gündeme gelen ve sonra popüler bilim medyasında da öne çıkan antroposeni sanat, beşeri bilimler ve sosyal bilimlerde Bruno Latour, Eduardo Viveiros de Castro, Donna Haraway ve Anna Tsing ele almış, The Anthropocene, The Anthropocene Review ve Elementa gibi yeni bilimsel dergiler konuya yer vermiştir. Günümüzde de trend kültürel üretimler, sergiler ve katalog yayınlarla antroposene yönelik üretimler sürmektedir (Demos, 2017, s. 9).
Çalışmada, antroposen hakkında bilgi verildikten sonra antroposen dönemin eleştirisi olarak sanatın buna verdiği tepkiler üzerinde durulacaktır. Burada sanat, dijital sanat ve antroposen kavramları üzerinde durulmakta ve dijitalleşme döneminde bir eleştirel konum alan sanatın insan çağına yönelik eleştirisi irdelenmektedir. Çalışma konuya antroposen sanat örnekleri üzerinden değil, daha çok yapısal değişiklikler üzerinden yaklaşmaktadır. Küresel ısınma çağından küresel kaynama çağına geçilen bir dönemde antroposenin ekolojiyi getirdiği yer bir kurtuluş söyleminin gerekliliğini de ortaya koymaktadır. Sanat da tam da bu noktada o kurtuluşu sağlayabilecek bir alan olarak görülmektedir.
geçirmiştir. Tüm bu süreçlerde şekillenen kentlerin, bireylerin sosyal yaşamları ve alışkanlıkları üzerinde de önemli
etkileri olmuştur. Modern dönemin sanatı da tüm bu gelişmelerin etkisiyle şekillenmiştir. Modern sanatçılar bulunduğu
dönemin bir tanığı olarak kentleşme sürecini ve beraberinde şekillenen sosyokültürel yapılanmayı eserlerine
taşımışlardır. Dolayısıyla bu tanıklık eserlere tarihi bir belge niteliği de kazandırmıştır. Yapılan bu çalışmada; insanlığın
geçirmiş olduğu önemli değişim süreçlerinden sanayi devrimi ve sonrasında sanat anlayışındaki yaklaşımlar kent
özelinde incelenmiştir. Modern dönem sanatını, resim ve fotoğraf sanatı üzerinden örneklendirerek sanatçıların döneme
olan bakış açısı çözümlenmeye çalışılmıştır. Belge niteliği taşıyan bu sanatçıların eserlerinden yola çıkarak,
kentleşmenin toplum üzerindeki etkileri ve modernleşme sürecinin sanata yansımaları irdelenmektedir.
Anahtar Kelimeler: Modern, Resim, Sanayileşme, Fotoğraf, Kent.
After industrialization, cities in many parts of the world, especially in Europe, have undergone a rapid change
process. The cities that have been shaped in all these processes have also had significant effects on the social lives and
habits of individuals. The art of the modern period has also been shaped by the influence of all these developments. As
a witness of the period in which they lived, modern artists carried the urbanization process and the socio-cultural
structuring that took shape with it into their works. Therefore, this testimony has also given the works a historical
document quality. In this study; The industrial revolution, which is one of the important processes of change that
158
humanity has gone through, and the approaches in the understanding of art after it have been examined in the city. By
exemplifying the art of the modern period through the art of painting and photography, the perspective of the artists
towards the period has been tried to be analyzed. The effects of urbanization on society and the reflections of the
modernization process on art are examined based on the works of these artists, which have the quality of documents.
Keywords: Modern, Painting, Industrialization, Photography, City
Conference Presentations by mahmut rifki unal
gelişmekte olan ve hız kesmeyen teknolojik gelişmeler, insanın yaşam biçimine de etki etmeye devam etmektedir.
Günümüz iletişim araçlarından en popüler yani en yaygın biçimde kullanılan, insan hayatında yer edinen sosyal
medya, bir araç olmaktan çok hayatımıza yön veren bir olgu olarak görülmektedir. Nitekim faydalı veya faydasız
oluşu göreceli bir şekilde kalmaktadır. Bu bağlamda yayımlanan, paylaşılan veya fikirlerin dile getirildiği bu
mecralarda salt gerçekliği bulmak da çoğu zaman zor bir hal almaktadır. Doğruluğu ve içeriğe olan inandırıcılığı
ise dijital alanlarda daha da inanması güç bir duruma getirdiği görülür. Nitekim gerçeklik iddiasındaki medya
metinleri ve bunların inandırıcılığı arasındaki ilişkinin karmaşık bir hakikat sorununun parçası olduğunu
göstermektedir. Bu kavramlar ve gelişmeler doğrultusunda Türkiye'de ortaya çıkan Kırmızı Ceviz ve medyadaki
yansımaları ele alınmıştır. Varolan Kırmızı Ceviz çeşidinin satış ve pazarlanması için araç olarak seçilen sosyal
medya ve dijital reklamlarda, ürünün faydalarının kimi zaman gerçek dışı kimi zaman abartılmış gerçeklik ile
piyasada yer edinmiş olmasına imkân sağlandığı gözlemlenmiştir. Bu doğrultuda önce sosyal medya mecralarının
kullanış biçimi ve kitlelere ulaşım olanağı sağlaması irdelenmiş ardından öne sürülen ürün haberlerinin ne
derecede etkili bir pazarlama yöntemiyle kitleleri gerçekliğine inandırdığı görülmüştür. Sonuç olarak denetimden
sorumlu kurum ve kuruluşların yerinde ve zamanında yapması gereken yaptırımların eksik kalmasıyla bu tür yanlış
yönlendirmelere sebep olan örneklerin önüne geçilememektedir.
Anahtar Kelimeler: Sosyal medya, Medyada gerçeklik, Kırmızı ceviz haberleri
Books by mahmut rifki unal
Bilimsel çalışmaların sıklıkla odağında olan kavram, aynı za-manda sanat disiplinlerinin de odak noktasında olan popüler bir konu olmuştur. Çeşitli anlatılarla betimlenen Antroposen kavramı, ekolojik, teknolojik ve toplumsal konularda zengin üretkenliklerin çıkmasına zemin hazırlamıştır. Görsel kitle iletişim araçları bu geçişte önemli bir rol oynamaktadır. “Görüntüler, metaforlar, modeller, analojiler, sem-boller ve alegorilerle düşünme ve tasarlamanın anlamı, yalnızca, bü-tünüyle pragmatik düşünsel çıkış noktaları oluşturmaktan, daha yara-tıcı bir düşünme yöntemine geçiştir” (Ungers, 2018, s. 23). Bilim Kur-gu türü bu bağlamda edebiyat ve sinema gibi sanat türlerinde dikkat çekmiştir. Bilim kurgu, bilimin verilerinden yararlanılarak olasılıkları, varsayımları ve hayal gücünün olası sonuçlarını bir araya getiren teknoloji başta olmak üzere çok çeşitliliği barındıran bir kategoridir. Özön’e göre; insanların gelecekte yapabileceklerinin bir varsayımı, bu yapacaklarının insan türü ve yaşadıkları gezegene etkilerini düşle-mektir (Özön, 2008, s. 112). Özellikle post apokaliptik ve distopik temalar, Antroposen kavramıyla ilişkilendirilebilir. Sinema bu doğrul-tuda kavram üzerine anlatıyı bilimsel verilerle çeşitlendiren ve gör-selleştiren etkili bir kitle iletişim aracı olmaktadır. İzleyiciye insan- doğa ilişkisini kimi zaman belgesellerle kimi zaman ise kurmaca ze-minde kurgusal bir anlatıyla aktarmaktadır. Bilimsel veriler doğrultu-sunda ortaya çıkan veya olası çıkabilecek sonuçları sinema aracılığıy-la aktarmak mümkündür. İlerleyen teknolojiyle birlikte sinemanın teknik kapasitesi artmış ve anlatı dili bu doğrultuda gelişmiştir. Bilgi-sayar tabanlı görüntü oluşturma teknolojisi ve stüdyo çekim teknikle-rinin pratikleşmesi, hayal gücünün ve imgelerin görselleştirilmesine kolaylık sağlamıştır. “İmgeler, bizlere bir şeyler söylemekten ziyade, bir kısmının sözcüklerle ifadesi çok zor olan bir olanak ve olasılıklar alanını – belli bir tarzda görünür kılmak suretiyle- önümüze koymak-tadır” (Leppert, 2021, s. 19). Hayal gücünün ve zihinde yer alan imge-nin görsel olarak aktarılabiliyor olması da antroposen gibi geleceğe yönelik önemli etkileri vurgulayan bu kavram için önemlidir.
Ekolojik temaların ön plana çıktığı bilim kurgu sinemasında in-san- doğa ilişkisi sıklıkla farklı bakış açılarıyla yansıtılmaktadır. Yer-yüzüyle ilgili bu konu doğrultusunda gelecek öngörüleriyle antropo-senin etkileri izleyiciye aktarılmaktadır. Fakat Amerikalı bilim kurgu yazarı Frank Herbert’in Dune adlı altı ciltlik edebi serisi tamamen kurmaca bir evrenin önemli örneklerindendir. Sosyal ve politik konu-lar temelinde oluşturulan evrende birçok medeniyetten ve kültürden ögelerle zenginleştirilmiş detaylar bulunurken ekolojik vurgu aynı evrende farklı gezegenlerle yapılmıştır. Ekolojik temanın doğrudan hikâyenin temelini oluşturan ilk bilim kurgu eserlerden olan Dune, bu bağlamda doğa ve ona adapte insan modeli üzerine derin bir eserdir. Oyun, Oyuncak, TV Show ve tekstil ürünlerine varan etkisi olmuştur. Fakat David Lynch3 ve Dennis Villeneuve gibi sinema tarihinin iki önemli yönetmeni tarafından sinemaya aktarılmıştır. Bu çalışmada Villeneuve’in Dune serisinde post apokaliptik yapımların aksine dün-ya ile doğrudan bir bağı belirtilmemiş bir evren üzerinden Antropo-sen kavramı irdelenmektedir.