Computer and instructional technology education

Investigation of the Student and Teacher Opinions about the Screencasting Centered Course

The current study aimed to analyze student and teacher opinions that participated to a screencasting centered undergraduate course. To achieve this, screencasts about Photoshop software were created using Camstudio Open Source (camstudio.org) application and also the students were asked to create their own screencasts. In addition, the produced screencasts were shared by the instructor via YouTube (www.youtube.com) social media site. 46 students and the instructor were interviewed about the screencasting activities of the course. Majority of the students reported that, screencasting could be used by anybody computer literate, sharing these screencasts on social media make learning compelling, using them via social media makes it accessible in an unlimited way, and makes pinpointing easy about anything they wanted to learn. Furthermore, many students claimed that prolonged use of computers was boring and there were inadequate instructor-student and student-to-student interaction. Both instructor and students argued that this method could be used in any topic recording of screen is possible.
Keywords: Analyses, instructor, opinion, screencast, screen casting, student

BÖTEB ÖĞRENCİLERİNİN İNTERNET METAFORLARININ
BELİRLENMESİ: GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ

Her türlü toplumsal yapılanma günümüzde internet üzerinden gerçekleşmektedir. Eğitim-öğretim
alanında da benzer bir yapılanma kendini oldukça hızlı göstermiştir. İnternetle bu kadar iç içe bulunan internet
kullanıcılarının interneti algılayışı ve bu ortamları tanımlamaları oldukça farklılıklar göstermektedir. BÖTE
bölümü öğrencilerinin interneti tanımlamasında yararlandıkları metaforların belirlenmesi bu çalışmanın
amacını teşkil etmektedir. Araştırma 2010 yılında Fırat ve Kabakçı’nın metaforlar üzerine geliştirdiği anket
formu, 2011-2012 eğitim öğretim yılı güz döneminde Gaziosmanpaşa Üniversitesi Eğitim Fakültesi Bilgisayar ve
Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü’nde öğrenim gören öğrenciler üzerinde uygulanmıştır. Araştırma
bulguları incelendiğinde, oluşturulan metafor sayısının ve çeşitliliğinin katılımcıların sınıf düzeylerine ve
yaşlarına göre farklılaşmadığı; günlük internette kalma süresi, internet kullanım süresi, internet kullanım
yeterlilik düzeyi ve cinsiyete göre ise farklılaştığı görülmüştür. Metaforlar bireylerin yaşantılarından izler
taşımakta ve öyle şekillenmektedir. Kadınlar interneti alışveriş merkezi, süpermarket, arkadaş, kitap, iletişim ve
güneş gibi metaforlarla tanımlarken; erkekler oyun, ateş, arena, labirent ve ajan gibi metaforlarla
tanımlamaktadır. Araştırma sonuçlarına dayalı olarak belirtilen metaforlar cinsiyetlere göre farklılaşma içinde
güzel bir örnektir.

Anahtar Kelimeler: BÖTEB, İnternet, İnternet Metaforları, Metafor.

Bu çalışmanın amacı öğrencilerin harmanlanmış öğretim kapsamında kullandıkları e-sınav sistemi hakkındaki görüşlerinin ortaya konmasıdır. Karma yöntem desenindeki çalışma MOODLE üzerinden Gaziosmanpaşa Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde Ölçme ve Değerlendirme dersini alan 356 öğretmen adayı üzerinde gerçekleştirilmiştir. Dersler sınıf ortamında yürütülmüş ve internet üzerinden öğrencilere ppt sunuları, ders notları ve performans görevleri sunulmuştur. Ayrıca öğrencilere her hafta, haftanın konusuyla ilgili internet üzerinden izleme testleri uygulanmış; ünite bazlı toplam 1369 maddelik bir test maddesi havuzundan yararlanmaları sağlanmıştır. Uygulamayı ciddiye almaları için testlerden aldıkları puan ortalamasının % 5 ölçüde geçme notuna yansıtılmasına karar verilmiştir. Çalışmada e-sınavlar hakkındaki öğrenci görüşlerini almak üzere dönem sonunda 60 maddelik bir anket (Cronbach Alpha= .92) ve açık uçlu görüşme formu uygulanmış, 127 öğrencilerin cevapları Kay-kare ile incelenmiştir. Sonuçlar bir kaç madde dışında, e-sınavlar hakkındaki öğrenci görüşlerinin cinsiyet değişkenine göre farklık göstermediğini ve genel olarak bakıldığında görüşlerin büyük ölçüde olumlu olduğunu ortaya koymuştur. Açık uçlu cevapların içerik analizi sonucunda ise uygulamanın internet bağlantısı ve bilgisayar gerektirmesi öğrenciler tarafından belirtilen en büyük olumsuzluktur. Bununla birlikte öğrencilerin büyük bir çoğunluğu geliştirilen sistemden memnun olduklarını belirtmişlerdir.

The purpose of this study is to investigate how scholars use academic social networking services (ASNSs). The
study was designed in a qualitative research methodology. The data of the study were collected by a questionnaire
developed by the researchers and inductive content analysis was applied to the data. The final version
of the questionnaire consisted of open-ended questions, multiple response items along with demographics.
The participants of the study were 95 scholars from 34 different universities and 29 different departments in
Turkey. According to the findings, although ASNSs are widely used, the majority of the participants do not
acquire them as a way of collaborative knowledge building with other researchers. The findings of the study
were discussed with respect to socio-cultural aspects and scientific convention, as well as how ASNSs might
have a role in the process of collaboration and information development with researchers across the globe.

Ağ toplumlarında dijital vatandaş olarak tanımlanan bireylere rehberlik edecek öğretmenlerin öncelikli olarak teknolojik becerilere sahip olmaları beklenmektedir. Bu beklenti doğrultusunda araştırmanın amacını Türkiye'deki üniversitelerin eğitim fakültelerinde öğrenim gören öğretmen adaylarının dijital vatandaşlık düzeylerinin belirlenmesine yönelik geçerli ve güvenilir bir ölçek geliştirilmesi ve öğretmen adaylarının ölçekten aldıkları puanların belirlenen değişkenler açısından incelenmesi oluşturmaktadır.Tarama modelinde olan çalışma 2010-2011 eğitim öğretim yılında iki aşamada gerçekleştirilmiştir. Birinci aşamada Gaziosmanpaşa Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde öğrenim gören 1063 öğretmen adayı ile ölçme aracının geçerlik ve güvenirlik çalışmaları yapılmıştır. Araştırmacı tarafından zaman ve maliyet açısından ekonomik, uygulamasının kolay ve puanlamasının pratik; geçerlik ve güvenirlik düzeylerinin yüksek olduğu yedi boyutlu bir ölçek geliştirilmiştir. İkinci aşamada Dijital Vatandaşlık Ölçeği'nin Karadeniz Teknik Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi'nde öğrenim gören 2200 öğretmen adayına uygulanarak dijital vatandaşlık düzeylerinde cinsiyet, yaş, ailesinin ortalama gelir düzeyi gibi özelliklere göre manidar farklılıklar olup olmadığının belirlenmesine yönelik bir çalışma yapılmıştır. Cinsiyetlere göre dijital vatandaşlık düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık olduğu ve bu farkında erkek öğretmen adayları lehine olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Kadın öğretmen adaylarının dijital ortamların kullanımına yönelik teşvik edilmeleri ve cesaretlendirilmeleri ile bu farkın giderileceği düşünülmektedir. Dijital Vatandaşlık Ölçeği'ne göre örneklem kapsamındaki öğretmen adaylarının %0,36'sının aşırı zayıf, %33,32'sinin çok iyi düzey içerisinde yer aldığı görülmüştür. Öğretmen adaylarının dijital vatandaşlığı yüksek bir biçimde yetiştirilmesi, teknolojinin usulüne uygun bir biçimde kullanılmasına öncülük edecektir. Dijital vatandaşlık konusunda yurt dışında ve yurt içinde yapılan çalışmaların yetersiz olması nedeniyle bu araştırmanın bu konuyla ilgili gelecekte yapılacak araştırmalara yön vereceği düşünülmektedir.Anahtar Kelimeler: Dijital Vatandaşlık, Eğitim Fakültesi, Öğretmen Adayları, Ölçek Geliştirme, Teknoloji.

Eğlendirici ve dinlendirici özelliklerinin yanında, aranılan bilgiye ulaşım sürecinde kullanımı giderek artan YouTube video paylaşım sitesinin kullanım amaçlarının belirlenmesi; video destekli öğrenme süreçleri açısından önemlidir. Çalışmada, eğitim fakültelerinde öğrenim gören öğretmen adaylarının YouTube video paylaşım sitesini kullanma amaçlarının ortaya konulması hedeflenmiştir. Tarama modelinin izlendiği çalışmada, araştırmacılar tarafından geliştirilen YouTube’u Neden Kullanıyorum?! başlıklı anket aracılığıyla veriler 2018-2019 eğitim öğretim yılı bahar döneminde Orta Karadeniz Bölgesi’nde yer alan bir devlet üniversitesinin eğitim fakültesinde farklı bölümlerde öğrenimlerine devam eden 185 öğretmen adayına uygulanmıştır. İki bölümden oluşan anket formunun; birinci bölümde ankete ilişkin yönergenin ve anketi yanıtlayan kullanıcıların demografik bilgilerinin belirtildiği sorular yer almaktadır. İkinci bölümde ise katılımcıların YouTube’u kullanım amaçlarını belirlemeye dönük çoktan seçmeli ve açık uçlu sorular yer almaktadır. Ön uygulamalar ve uzman görüşleri doğrultusunda taslak formda, gerekli güncellemeler yapılarak formun nihai hali oluşturulmuştur. Elde edilen veriler SPSS 22.0 programına girilmiş; frekans ve yüzdeler kullanılarak betimsel analize tabi tutulmuştur. Katılımcıların %37’si erkek (N=63) ve %63’ü kadındır (N=117). Katılımcıların yaş aralığı 21-34 arasında değişmektedir. Öğretmen adaylarının YouTube’u kullanım amaçlarının başında sırasıyla araştırma/bilgi edinme, ders/sınav videolarını izleme, alışveriş önerilerini takip etme, eğlence/dinlenme amaçlı, oyun ipucu/hileleri öğrenme ve yemek/pasta/börek tarifleri öğrenme gelmektedir. Ders/sınav videolarını izlediğini ifade eden katılımcılar öncelikle ALES, akabinde KPSS ve sonrasında da YDS/YÖKDİL sınavlarına hazırlık sürecinde yayın yapan kanalları takip ettiklerini, bu kanallar için bildirim ayarlarını aktif hale getirdiklerini vurgulamışlardır. Katılımcılar, YouTube ortamında aktif birer takipçi olmalarına karşın, kendilerine ait paylaşım, beğeni ya da yorum yapma açısından çoğunlukla pasif kalmayı tercih ettikleri görülmüştür. Araştırma sonuçlarına dayalı olarak öğretmen adaylarının YouTube gibi video paylaşım sitelerini aktif kullandıkları dikkate alındığında, burada paylaşılan içeriklerin doğruluğunu ve güvenirliğini sorgulama durumlarının incelenmesi gerektiği önerilmektedir. Sadece aktif birer takipçi olmanın ötesinde, kendi içeriğini etik çerçeveler dahilinde üretebilen ve paylaşabilen bireyler olmaları yönünde cesaretlendirilmeleri ve bu yönde tutumlarının belirlenmesine yönelik araştırmaların da gerçekleştirilmesi önerilmektedir.

Çalışmanın amacı sekizinci sınıf öğrencilerinin LGS başarılarında sınava yönelik öğretim alıp almama, sınav kaygısı ve ebeveyn eğitim düzeylerinin göreceli önem derecesini ortaya koymaktır. Araştırma evreni (N= 971.657) Orta Karadeniz bölgesinde eğitim öğretim gören sekizinci sınıf öğrencileridir. Evrenden uygun örnekleme yöntemi ile seçilmiş Tokat merkez ilçedeki ortaokullarda LGS’ye hazırlanan 218 öğrenci (NKız=121 ve NErkek=97) araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Araştırma verileri 2017-2018 Bahar döneminde LGS’den bir hafta önce toplanmıştır. Etüt merkezlerinde LGS deneme sınavı olan sekizinci sınıf öğrencilerine, LGS’den bir hafta önce Ayda Sınav Kaygısı Ölçeği (ASKÖ) ve Kısa Bilgi Formu uygulanmıştır. İlişkisel tarama modelindeki çalışmada, hiyerarşik regresyon kullanılarak öğrencilerin LGS deneme sınavındaki başarılarını yordamada sınava yönelik öğretim alıp almama, sınav kaygısı ve ebeveyn eğitim düzeyleri birlikte değerlendirilmiştir. Ayda Sınav Kaygısı Ölçeği (ASKÖ) geniş ölçekli sınav kaygısını bilişsel fizyolojik kaygı ile aile ve çevresel faktörler kaynaklı kaygı olmak üzere iki alt boyutta ölçen 15 maddelik Likert tipinde bir ölçektir. ASKÖ toplam puanı ile alt boyutlar arası korelasyonlara bakılmış; aile çevre kaynaklı kaygı ile toplam puan arasında .64, bilişsel fizyolojik kaygı ile toplam puan arasında ise .85 düzeyinde pozitif yönde ilişki bulunmuş, alt boyutların birbiriyle ilişkisinin ise oldukça düşük düzeyde olduğu (r=.14) görülmüştür. Alt boyutlar arası düşük korelasyon iki alt boyutun farklı tür kaygıları ölçtüğünün teyitidir. Üç adımda gerçekleştirilen hiyerarşik regresyon analizi sonuçlarına göre ilk adımda analize girilen teste yönelik öğretim alıp almama, deneme sınavı başarı puanlarındaki artışın %23'ünü açıklamaktadır. İkinci adımda analize girilen bilişsel fizyolojik sınav kaygısı ve aile-çevre kaynaklı kaygı ile bu oran %25'e yükselmiştir. Üçüncü adımda eklenen ebeveyn eğitim seviyesiyle birlikte açıklanan varyans %30'a ulaşmıştır. Üç adımın da anlamlı bulunduğu analizde sınava yönelik öğretim, aile çevre kaynaklı kaygı ve ebeveyn eğitim seviyeleri arasından anne eğitim seviyesinin LGS deneme sınavı başarısının anlamlı yordayıcıları olduğu bulunmuştur. Sonuçlara göre, sınava yönelik öğretim .40 standart beta değeri ile sınav başarısını açıklamada en önemli yordayıcıdır. İkinci sırada .17 standart beta değeri ile anne eğitim seviyesi ve son sırada -.13 standart beta değeri ile aile-çevre kaynaklı kaygı yer almaktadır. Sonuçlar literatür ile benzerlik göstermekle birlikte, var olan ölçeklerle aile ve çevre kaynaklı sınav kaygısını ölçmek mümkün olmadığından mevcut çalışma bu anlamda literatüre önemli bir katkı sağladığı belirtilebilir. Anlamlılık düzeyine erişmeyen bilişsel fizyolojik kaygı başarıyı pozitif yönde yordarken, anlamlı bulunan aile ve çevre kaynaklı sınav kaygısı negatif bir yordayıcıdır. Yerkes- Dodson Yasasına göre bilişsel kaygı çok yüksek olmadığı sürece başarıyı olumlu yönde yordar (Yerkes ve Dodson, 1908). Aile ve çevre kaynaklı kaygının anlamlı bir negatif yordayıcı olması araştırmanın en önemli bulgusudur. Araştırma sonucunda çocukları geniş ölçekli sınavlara hazırlanan ebeveynler için bu yönde öneriler getirilmiştir.