Serter ORAN

Bulent Ecevit University, Labor Economics and Industrial Relations, Faculty Member

Followers

Following

Co-authors

Public Views

PhD
Supervisors: Prof. Dr. İlkay Savcı and Prof Miriam Glucksmann

less

InterestsView All (11)

Uploads

Papers by Serter ORAN

GENDER EQUALITY APPROACHES OF INTERNATIONAL TRADE UNION ORGANISATIONS: RESULTS, IMPACTS AND RECOMMENDATIONS

The objective of this study is to categorise the approaches of international trade union organisa... more The objective of this study is to categorise the approaches of international trade union organisations with regard to gender equality policies. This study considers the inequalities faced by women in the labour market and the difficulties encountered in union participation processes. It also examines the policies developed by international trade union organisations to address these issues. In the study, the reports, social media content and websites of organisations such as the International Trade Union Confederation (ITUC), the World Federation of Trade Unions (WFTU), the European Trade Union Confederation (ETUC) and the Global Union Federations (GUFs) were subjected to analysis. The methodology employed was a literature review and content analysis, which were used to classify the approaches of international trade union organisations to gender equality under three main headings: confrontational, corrective and utilitarian. The findings indicate that the majority of trade union organisations develop corrective policies within the existing system, although confrontational approaches to gender equality remain limited. Consequently, it was determined that international trade union organisations have made progress in their gender equality policies, but that these policies are primarily aimed at correcting, rather than transforming, the existing capitalist order. This classification aims to provide an in-depth understanding of trade union organisations' approaches to gender equality.

Download

1989 BAHAR EYLEMLERİ: DAHRENDORF'UN TOPLUMSAL ÇATIŞMA TEORİSİ PERSPEKTİFİNDEN BİR İNCELEME

The 1989 Spring Protests constituted a significant class movement that emerged as a consequence o... more The 1989 Spring Protests constituted a significant class movement that emerged as a consequence of the political, economic and social transformations that occurred in Turkey towards the end of the 1980s. The protests were initiated with the objective of reorganising the working class and defending its rights. The movement's demands include the restoration of economic and social rights that were curtailed following the 12 th September coup d'état and the elimination of absolute poverty, which has increased in conjunction with the 24 th January decisions. The trade unions spearheading the Spring Actions placed considerable emphasis on the workers' demands for wage increases, enhanced working conditions, the expansion of social rights and political freedoms. The protests reached their zenith between 1987 and 1990, during which time they served to reinforce the spirit of unity, solidarity and struggle among the working class. The Spring Actions are regarded as a pivotal moment in the history of labour in Turkey. During the 12 th September regime, when the economic and social rights of the working class were largely suppressed, the class affiliation exhibited in the Spring Actions again gave rise to concerns that it would threaten the existence of the new order created after 12 th September. However, the Spring Protests marked a turning point, effectively ending the violent atmosphere and inaugurating a new era. The objective of this study is to ascertain how the Spring Protests of 1989 should be interpreted in the context of contemporary class theories. In order to respond to this question, the class theory proposed by Ralf Dahrendorf will be employed to examine the factors that led to the occurrence of the 1989 Spring Protests, including their political and ideological objectives, organisational structure, and social consequences.

Download

1967-1980 Arası DİSK'in Uluslararası İlişkileri: Belgeler Işığında İdeolojik Etkiler ve Dayanışma Stratejileri

Sendikacılıkta uluslararası ilişkiler tartışmaları, 19. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Özellikle san... more Sendikacılıkta uluslararası ilişkiler tartışmaları, 19. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Özellikle sanayileşmenin etkisiyle işçi sınıfının hak arayışları ulusal sınırların ötesine geçerek, işçilerin küresel ölçekte örgütlenmesine yol açmıştır. Ulusal düzeyde kurulan sendikalar, birlikler, federasyonlar ve konfederasyonlar, uluslararası işçi hareketleri ve örgütlerle iş birliği yaparak uluslararası sendikal dayanışma ağları geliştirmiştir. Bu süreçte uluslararası sendikal örgütler, işçi sınıfının sömürüye karşı mücadelesinde önemli rol oynamış, sosyal haklar, işçi sağlığı ve güvenliği ve toplu pazarlık gibi konularda önemli kazanımlar elde etmiştir. Türkiye'de ise DİSK, 1967 yılında Türk-İş'ten ayrılan dört sendikanın öncülüğünde kurularak bu uluslararası ilişkiler ağına katılma yolunda adımlar atmıştır. Özellikle 1970'lerden itibaren sosyalist ve anti-emperyalist bir çizgide örgütlenen DİSK, uluslararası sendikal hareketlerle yakın ilişkiler kurma çabası içine girmiştir. DİSK, birçok farklı ülkenin işçi sendikalarıyla temaslarda bulunmuş, küresel işçi dayanışmasına katkı sunmuş ve işçi sınıfının küresel düzeydeki mücadelesinin bir parçası haline gelmiştir. Ancak DİSK, 12 Eylül 1980 Askeri Darbesine kadar resmi bir uluslararası örgüt üyeliği kazanamamış, buna rağmen uluslararası işçi hareketleriyle temaslarını sürdürmüştür. Bu çalışmada, DİSK'in 1967-1980 yılları arasındaki uluslararası ilişkileri incelenmiştir. Araştırma kapsamında döneme ait kurumsal belgeler, sendikanın faaliyet raporları ve literatürden elde edilen veriler kullanılarak, DİSK'in uluslararası sendikal hareketle olan bağlantıları ve bu süreçte yaşanan ideolojik ve örgütsel zorluklar değerlendirilmiştir. DİSK'in uluslararası sendikal örgütlere entegrasyon sürecinde karşılaştığı sorunlar, özellikle işkolu sendikalarının bağımsız hareket etmesi ve sendika içi disiplin meseleleri gibi konular bu çalışmada ele alınan temel tartışma noktalarındandır. Ayrıca, DİSK'in uluslararası işçi hareketleriyle kurduğu ilişkilerde Türkiye'nin iç siyasi koşullarının ve özellikle TKP'nin ideolojik etkisinin rolü incelenmiştir. Bu süreçte, DİSK'in uluslararası sendikal hareketlerle olan ilişkileri sadece bir dayanışma meselesi olarak değil, Türkiye'deki işçi sınıfı mücadelesiyle doğrudan ilişkili olarak ele alın-

Download

Duygu Asena Romanlarinda Toplumsal Ci̇nsi̇yet Rolleri̇ni̇ Keşfetmek: Eleşti̇rel Bi̇r Anali̇z

Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi

Toplumsal cinsiyet ve toplumsal cinsiyet rolleri dinamik bir süreci kapsar; kişinin doğuştan sahi... more Toplumsal cinsiyet ve toplumsal cinsiyet rolleri dinamik bir süreci kapsar; kişinin doğuştan sahip olduğu değil toplum içindeki etkileşimleri, rolleri öğrenme ve meşrulaştırma gibi aşamaların ürünüdür. Kadın ve erkek, içine doğdukları toplumun, sosyo-kültürel geçmişi çerçevesinde birtakım roller üstlenir. Toplumsal cinsiyet kavramı da toplum tarafından çizilen bu rolleri anlatmak için kullanılmaktadır. Genellikle kadını vurgulamak için kullanılan toplumsal cinsiyet kavramı, kadının karşısına rolü belli bir erkek figürü koymaktadır. Kadın ve erkeklerin doğuştan gelen biyolojik farklılıkları tüm toplumlarda farklı şekillerde yorumlanır, bunun sonucunda toplumsal yapı içerisinde kadınların ve erkeklerin nasıl davranacağı, hangi durumlarda hangi tepkileri vereceği noktasında genel beklentiler oluşur. Söz konusu beklentiler gerek toplumlar arası gerekse toplum içinde farklılık gösterse de temelde ortak noktalar vardır. Ortak noktalar, cinsiyet temelli farklılıklar ve eşitsizlikler sonucu...

Development of the political rock in Turkey in the context of subjectivation of labour

Rock müzik, modern çağın baskın sesi olarak tanımlanabilir. Bugün içeriğine ba-kılmaksızın hayatı... more Rock müzik, modern çağın baskın sesi olarak tanımlanabilir. Bugün içeriğine ba-kılmaksızın hayatın her alanında rock müziğin sesine, armonisine, tınısına denk gelmek mümkündür. Ortaya çıktığı dönemde sadece gençliğin başkaldırısı ola-rak değerlendirilse de cazdan R&B’ye, klasik müzikten hip-hopa kadar olduk-ça geniş bir yelpazeden etkilenen rock müzik zaman içerisinde önemli ölçüde politikleşmiştir. Bunun yanında rock müzik, nesiller arası geçişkenliğe sahip bir müzik türüdür. Örneğin ilk ortaya çıktığı dönemde Pink Floyd, Led Zeppelin gibi bugün kült hale gelmiş grupları dinleyen jenerasyonun bir hatta iki jenerasyon sonrası dahi aynı grupların müziğinden hem benzer hem de farklı anlamlar çı-karabilmektedir. Jenerasyonlar arası bu geçiş, zamanla rock müziğin orta ölçekli bir isyandan pazarlama aracı haline gelmesine de zemin hazırlamıştır. Çevre-sel, kültürel ve toplumsal değişimlerin/dönüşümlerin rock müziği başlangıç-taki amacından farklı bir noktaya taşıyarak sosyal dönüşümlere ...

Sosyal güvenliğin dönüşümünde emeklilik sistemlerinin yeniden yapılandırılması

Sosyal risk olarak ifade edilen hastalik, yaslilik, muhtaclik, kaza gibi kavramlar insanlar var o... more Sosyal risk olarak ifade edilen hastalik, yaslilik, muhtaclik, kaza gibi kavramlar insanlar var olmaya basladigindan bu yana hayatin bir parcasi olmaya devam etmektedir. Insan gerek bireysel olarak gerekse toplu olarak maruz kaldigi bu risklere karsi kendini koruma atlina alma ihtiyaci hissetmis ve risklerin dogurdugu olumsuz sonuclari ortadan kaldirmak icin cesitli yontemler gelistirmistir. Sosyal guvenlik sistemlerinin olgunlasmasindan onceki donemlerde sosyal risklerin neden oldugu sonuclarin ortadan kaldirilmasi icin aile, dini kurumlar, sendikalar cesitli politikalar gelistirse de sistematik olarak risklere karsi onlem alinmasi, 20.yuzyilda sosyal devletin ortaya cikmasi ve sosyal guvenlik adi verilen bir sistem icerisinde mumkun olmustur. II. Dunya Savasindan sonraki donemlerde sosyal guvenlik sistemleri Afrika kitasi haricinde tum dunyada gelisme gostermistir. 1970’lerde baslayan kuresel ekonomik krizler siyasi, ekonomik, toplumsal ve sosyal hayati onemli olcude etkilemistir....

Emeğin Özneleşmesi BağlamındaTürkiye’de Politik Rock’un Gelişimi

Rock müzik, modern çağın baskın sesi olarak tanımlanabilir. Bugün içeriğine bakılmaksızın hayatın... more Rock müzik, modern çağın baskın sesi olarak tanımlanabilir. Bugün içeriğine bakılmaksızın hayatın her alanında rock müziğin sesine, armonisine, tınısına denk gelmek mümkündür. Ortaya çıktığı dönemde sadece gençliğin başkaldırısı olarak değerlendirilse de cazdan R&amp;B’ye, klasik müzikten hip-hopa kadar oldukça geniş bir yelpazeden etkilenen rock müzik zaman içerisinde önemli ölçüde politikleşmiştir. Bunun yanında rock müzik, nesiller arası geçişkenliğe sahip bir müzik türüdür. Örneğin ilk ortaya çıktığı dönemde Pink Floyd, Led Zeppelin gibi bugün kült hale gelmiş grupları dinleyen jenerasyonun bir hatta iki jenerasyon sonrası dahi aynı grupların müziğinden hem benzer hem de farklı anlamlar çıkarabilmektedir. Jenerasyonlar arası bu geçiş, zamanla rock müziğin orta ölçekli bir isyandan pazarlama aracı haline gelmesine de zemin hazırlamıştır. Çevresel, kültürel ve toplumsal değişimlerin/dönüşümlerin rock müziği başlangıçtaki amacından farklı bir noktaya taşıyarak sosyal dönüşümlere neden olduğu da söylenebilir. Bu çerçevede rock müziğin bu dönüşümlerin yansıması olduğu unutulmamalıdır. Çalışmada bu tartışmalarla ilişkili olacak şekilde Türkiye’de politik rock’un gelişimi emeğin özneleşmesi bağlamında ele alınacaktır.

Emeğin Özneleşmesi Bağlamında Türkiye'de Politik Rock'un Gelişimi

by Mehmet Atilla Güler and Serter ORAN

Emek Dergisi, 2020

Rock müzik, modern çağın baskın sesi olarak tanımlanabilir. Bugün içeriğine bakılmaksızın hayatın... more Rock müzik, modern çağın baskın sesi olarak tanımlanabilir. Bugün içeriğine bakılmaksızın hayatın her alanında rock müziğin sesine, armonisine, tınısına denk gelmek mümkündür. Ortaya çıktığı dönemde sadece gençliğin başkaldırısı olarak değerlendirilse de cazdan R&B’ye, klasik müzikten hip-hopa kadar oldukça geniş bir yelpazeden etkilenen rock müzik zaman içerisinde önemli ölçüde politikleşmiştir. Bunun yanında rock müzik, nesiller arası geçişkenliğe sahip bir müzik türüdür. Örneğin ilk ortaya çıktığı dönemde Pink Floyd, Led Zeppelin gibi bugün kült hale gelmiş grupları dinleyen jenerasyonun bir hatta iki jenerasyon sonrası dahi aynı grupların müziğinden hem benzer hem de farklı anlamlar çıkarabilmektedir. Jenerasyonlar arası bu geçiş, zamanla rock müziğin orta ölçekli bir isyandan pazarlama aracı haline gelmesine de zemin hazırlamıştır. Çevresel, kültürel ve toplumsal değişimlerin/dönüşümlerin rock müziği başlangıçtaki amacından farklı bir noktaya taşıyarak sosyal dönüşümlere neden olduğu da söylenebilir. Bu çerçevede rock müziğin bu dönüşümlerin yansıması olduğu unutulmamalıdır. Çalışmada bu tartışmalarla ilişkili olacak şekilde Türkiye’de politik rock’un gelişimi emeğin özneleşmesi bağlamında ele alınacaktır.

Download

Brezilya'da Katı Atık Toplayıcılığı ve Örgütlenme Dinamikleri

Katı atık toplayıcıları yaşamlarını çöp toplayarak kazanan, özellikle gelişmekte olan ülkelerde ... more Katı atık toplayıcıları yaşamlarını çöp toplayarak kazanan, özellikle gelişmekte olan ülkelerde geri dönüşüm sisteminin kilit aktörleridir. Tarihi yaklaşık olarak 17.yüzyıla dayanan toplayıcılık faaliyetinin 1980'li yıllardan itibaren görünür olmasının sebebi geri dönüşüm sektörünün yaratmış olduğu rant unsurunun geri dönüşüm aktörleri arasında paylaşılma mücadelesi ve bu süreçte toplayıcıların zincir dışında bırakılma amacıdır. Yoksulluk koşulları altında hayatta kalma mücadelesi veren katı atık toplayıcıları için bu çalışma türü bir anlamda hayatta kalma becerisidir. Bir hayatta kalma becerisi olarak katı atık toplayıcılığı zamanla dünya genelinde geri dönüşüm zinciri içinde kalabilme mücadelesine dönüşmüş ve örgütlenme deneyimlerine sıklıkla rastlanmaya başlamıştır. Bu çalışma katı atık toplayıcılığı ve katı atık toplayıcılarının örgütlenme deneyimleri çerçevesinde öncü konuma sahip Brezilya'daki toplayıcı profilini ve toplayıcıların örgütlenme mücadelelerini aktarmak amacıyla kaleme alınmıştır.
Waste pickers who earn their lives by garbage collection are the key actors in recycling systems of developing countries. Waste picking activity, which has an old history, has been visible since the beginning of 1980's due to the struggle between recycling actors in order to share open rent factor and aiming to exclude waste pickers from recycling chains by the actors. For waste pickers who are struggling to survive under poverty conditions, this type of work is a survival skill. As a survival skill

Download

Kitap İncelemesi: Modern Zamanların Tutunamayanları Prekarya: Sınıf mı, Sınıftan Kaçış mı?

Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 2015

do you hear the people sing? singing a song of angry men?

Download

MODERN ZAMANLARIN TUTUNAMAYANLARI PREKARYA: SINIF MI, SINIFTAN KAÇIŞ MI?

Kapitalizmin Altın Çağının sona ermesini takip eden 1970’li yılların başlangıcında meydana gelen ... more Kapitalizmin Altın Çağının sona ermesini takip eden 1970’li yılların başlangıcında meydana gelen küresel ekonomik krizlerin önüne geçilememesi, firmaların Altın Çağda yakalamış olduğu yüksek kar oranlarını sürdürebilmek ve küresel rekabette söz sahibi olabilmeleri adına gerek toplumsal hayatta gerekse işgücü piyasalarında çeşitli dönüşümler yaşanmıştır. “Esnekleşme” adı altında yapılan düzenlemeler özellikle işgücü piyasalarında sermaye lehine köklü dönüşümlere zemin hazırlamış, işgücünün yüksek maliyetlerini düşürmek amacıyla “esnek çalışma biçimleri” devreye sokulmuştur. Esnek çalışma biçimlerinin, “çalışma” ve “iş” kavramlarında yarattığı değişim tartışmalarına Marx’ın zanaat üretiminden fabrika tipi üretime geçiş olarak tanımladığı ‘Sanayi Kapitalizmi’ ile eş zamanlı doğan klasik işçi sınıfının diğer bir deyişle proletaryanın artık var olmadığı ve bu sınıfın yerini ‘proletaryanın artık var olmadığı’ tezi gibi halen görüş birliğine varılamamış “orta sınıf”, “yeni küçük burjuva” ve “prekarya”ya bıraktığı tartışmaları eklenmiştir. Bu kavramlar içerisinden özellikle “Prekarya”nın yeni bir sınıf mı, bir statü göstergesi mi ya da sınıf tartışmalarının ötesinde mi olduğu sorularından yola çıkan bu çalışma Guy Standing’in çizmiş olduğu bir sınıf olarak Prekarya tipolojisini konu alarak, kavramın Standing tarafından nasıl ve neden sınıf olarak görüldüğünü ve ana hatları ile Marksist terminoloji açısından Standing eleştirisini kapsamaktadır.

Download

Books by Serter ORAN

SOSYAL POLİTİKA: YENİDEN İNŞANIN ELEŞTİRİSİ

by Serter ORAN and Güven Savul

Download

Employment and Equity Edited by

by Berrin Ataman, Serter ORAN, Brigita Stanikuniene, Ozge Kantas, Güven Savul, and Sinan Borluk

Download

Employment&Equity

by Berrin Ataman, Ausra Repeckiene, Cihan Kart, Serter ORAN, Brigita Stanikuniene, Ozge Kantas, Güven Savul, and Sinan Borluk

Download

SEEKING CHEAP LABOR: NEW TRENDS and REGULATIONS in the TURKISH LABOUR MARKET

Cheap labour plays a vital role in today’s global competitive economies by creating huge profit o... more Cheap labour plays a vital role in today’s global competitive economies by creating huge profit opportunities for employers through two ways: Capital flows into undeveloped and developing countries for employing the cheap labour; and cheap labour from undeveloped countries moves to the developed and developing ones. On the basis of this framework, Turkey can be argued as an example country for employing foreign workers as cheap labour in both national and international markets related to labour market restructuring and employment policies. While the Turkish labour market is evaluated as a cheap labour source by international firms, ironically Turkish workers do not prefer low skilled and low wage jobs, according to the data given by Turkish Employment Organisation. Although there are very limited official statistical data concerning the issue, the new trends and the new regulations need to be studied. Most information is based on written and visual media articles cited by employers and reports from governmental and non-governmental organisations. In this article, these new trends and regulations related to seeking cheap labour are examined through three examples: ‘Migrants, especially Syrian refugees who are in Turkish labour market’, ‘Turkish prison labour usage by private sector firms as a new governmental implementation’ and ‘employment preferences of Turkish construction firms which are engaged in international market’.

Download

Serter ORAN

Uploads

Papers by Serter ORAN

Books by Serter ORAN

Log In