ÖZET Okuduğunu anlama, bireylerin okudukları metni tam olarak kavrayabilmek için, yeterince tutarlı ve zengin bir zihinsel temsili oluşturmada başvurdukları beceriler setidir. Verimli bir okur, karşısındaki yeni bilgiyi anlama...
moreÖZET Okuduğunu anlama, bireylerin okudukları metni tam olarak kavrayabilmek için, yeterince tutarlı ve zengin bir zihinsel temsili oluşturmada başvurdukları beceriler setidir. Verimli bir okur, karşısındaki yeni bilgiyi anlama verimliliğini optimize edebilecek belirli eylemlerin farkındadır. Bu sürecin farkında olma, üstkavrama (metacomprehension) olarak adlandırılır ve öğrenme sürecinin başarısını desteklemekte en önemli unsurlardandır. Bir okur, karşılaştığı metni anlama düzeyinin yeterli olmadığının farkına varmayı ve bunun için gerekli eylemi yapmayı (tekrar okumak, özet çıkarmak vb.), üstkavramanın süreçleri olan izleme (monitoring) ve düzenleme (regulating) aşamalarındaki doğru saptamalar sayesinde halledebilir. Ergen ve yetişkin bireylerin, özellikle de çalışmalardaki örneklemin çoğunluğunu oluşturan öğrencilerin, üstkavrama becerilerinin, beklenen seviyelerin altında kaldığını rapor eden çok sayıda çalışma mevcuttur. Buna karşın, bireylerin üstbilişsel yeteneklerinin rolünü optimize ederek okuduğunu anlama yeteneği artırabildiği de bilinmektedir. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki, farklı birey ve metin türlerine uygun yeni okuma stratejilerinin geliştirilmesi, metni anlama kadar, üstkavrama üzerinde etkili olabilmektedir. Metin içeriğinin anlaşılmasında okurun çıkarımsal becerileri (inferential skill), özellikle de derin işlemleme gerektiren metinlerde, hem metni anlama hem de anladığını anlama (üstkavrama) üzerinde olumlu etkiye sahiptir. Eğer metin, içeriği açık ve doğrudan yazılmamış, bireyin çıkarım yapmasını gerektirecek derinlikte bir metin ise üstkavrama becerisinin kullanılmasına daha fazla ihtiyaç olmaktadır. Bununla beraber metnin uzunluğunun da üstkavrama üzerinde etkili olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur. Bu çalışmalarda bireylerin, görece uzun metinleri anlama düzeylerine ilişkin doğru tahminler yapmada daha fazla zorluk yaşayacağı ve dolayısıyla üstbilişsel anlama doğruluklarının düşeceği ifade edilmiştir. Üstkavramada başarıyı etkileyen faktörlerden biri de "yanlış ipucu" kullanımıdır (örneğin fazla sayıda yabancı terimle karşılaşıldığında metnin anlaşılmayacağını düşünme eğilimi). Özellikle daha düşük okuma becerisine sahip bireylerin, anlama sürecinde doğru ipuçlarını kullanmaya yönlendiren müdahalelere ihtiyaç duyduğu vurgulanmaktadır. Bireylerin okuduğunu anlayıp anlamadığını predikte etmede kullandığı diğer bir ipucu ise duygularıdır. Buna göre, daha olumlu duyguların (örn. keyif, umut, gurur ve genel olarak pozitif duygular) okunan metni anlayıp anlamadığına yönelik tahminde daha büyük bir güven ile, daha olumsuz duyguların ise (örn. kaygı, utanç ve umutsuzluk) daha düşük güven ile ilişkili olduğu bulunmuştur. Okurların sahip olduğu kişilik özelliklerinin de üstkavrama becerileri ile ilişkili olduğunu ileri süren araştırmalar vardır. Bu araştırmalara göre deneyime açıklık özelliği, okuduğunu anlama ile ilgili tüm öz güven değerlendirmeleriyle pozitif yönde ilişkili bulunmuş, ancak gerçek okuma performansı ile korelasyon göstermemiştir. Dışadönüklük ise, anlama performansına yönelik öz değerlendirme ile negatif yönde ilişkilendirilmiş ve gerçek anlama performansını yordamamıştır.