Cultural Images

Com o objectivo de obter um conjunto completo de peças desenhadas (plantas, cortes e alçados) que servisse de base para o desenvolvimento dos projectos de redes de infraestruturas, foi efectuado um levantamento do Palácio de Monserrate com recurso à tecnologia de varrimento laser. Esta tecnologia baseia-se no princípio da medição de distâncias a objectos por feixe laser, emitido por um sensor activo denominado laser scanner, associado a uma câmara fotográfica calibrada com o sensor que permite a associação da cor. In order to obtain a complete set of drawings (plans, sections and elevations) to use as the basis for the development of infrastructural network projects, a survey of the Palace of Monserrate was conducted taking advantage of terrestrial laser scanning technology. This technology is based on a measurement principle where distances among objects are evaluated by a laser beam emitted by a laser scanner, equipped by active sensors associated to a calibrated camera, which allows the combination of color and acquired vertexes.

Rural Folklife Days is an annual celebration of customs and crafts that have been practiced every fall by generations of people in rural areas of north Florida. This packet is designed to help teachers prepare elementary students for Rural Folklife Days and to introduce them to traditional crafts and arts that are still practiced in parts of north Florida. Brief descriptions of folk traditions include the following topics: fishing, farming, blacksmithing, cow whips, lye soap making, quilting, mule teams, foods, sugar .cane grinding and syrup making, canning, peanut brittle Making, and storytelling. Seven activities are presented that help students learn the concepts of folklife, how they are used everyday, and how they apply to areas such as environmental studies, mathematics, language and visual arts, social studies, and science. Each activity includes materials needed, objectives, subjects, and procedures. Also included are a storytelling evaluation guide and a folk artist interview guide for student use, and a form for teachers to use to evaluate the festival and the activity guide. (TD) Reproductions supplied by EDRS are the best that can be made from the original document.

O presente artigo, valendo-se de dados históricos e arqueológicos pretende realizar uma contextualização das estruturas da fortaleza marítima de Arsur, durante o processo das Cruzadas na Palestina (séculos XII e XIII). Para tanto foram utilizados a bibliografia clássica de especialistas hebraicos e ingleses para as fontes históricas e os diários de campo produzidos em três anos de escavações (1998, 1999 e 2000), para os dados arqueológicos.

Bu araştırma, çağdaş Türk resminde Anadolu medeniyetleri temasını, sanatçı İhsan Çakıcı'nın eserleri üzerinden incelemeyi amaçlamaktadır. Türk resmindeki kimlik arayışları literatür taramasıyla ele alınmış, gösterge ve göstergebilim kavramları açıklanarak Çakıcı'nın rastgele seçilen üç eseri göstergebilimsel çözümleme yöntemiyle analiz edilmiştir. Analizler sonucunda, sanatçının Anadolu medeniyetlerinden beslenerek geçmişle günümüz arasında bir bağ kurduğunu, tarihi unsurları özgün tekniklerle çağdaş Türk sanatına kazandırdığı görülmüştür. Çakıcı'nın disiplinlerarası alıntılarla şekil ve sembolleri lirik-soyut bir üslupla yorumladığı eserleri, sanatçı ile izleyici arasındaki etkileşimi güçlendirmesi ve kültürel mirası çağdaş sanatla buluşturması bakımından büyük bir öneme sahip olduğu düşünülmektedir. Araştırma, bu eserlerin kültürel mirasın korunmasındaki rolünü ortaya koymaktadır. This research aims to explore the theme of Anatolian civilizations in contemporary Turkish painting through the works of artist İhsan Çakıcı. Identity searches in Turkish painting are addressed through a literature review, and the concepts of sign and semiotics are explained. Three randomly selected works by Çakıcı are analyzed using semiotic analysis. The analyses reveal that the artist draws inspiration from Anatolian civilizations, connecting the past and present, and incorporates historical elements into contemporary Turkish art with unique techniques. His works, which interpret shapes and symbols in a lyrical-abstract style with interdisciplinary references, are significant for strengthening artist-audience interaction and uniting cultural heritage with contemporary art. The research emphasizes the role of these works in preserving cultural heritage.

Este trabalho nasce de nossas pesquisas de pós-doutoramento no Instituto Politécnico de Lisboa (IPL) e objetiva analisar os pórticos medievais portugueses como meios comunicacionais, tendo em vista uma perspectiva comunicacional, artística e cultural. Mobilizamos, sob uma perspectiva interdisciplinar, estudos de autores da área da Comunicação, das Artes, da Religião, da História, entre outras. A metodologia utilizada foi uma análise a partir da bibliografia pesquisada e de visitas aos sítios onde os pórticos medievais (com especial interesse no estilo manuelino) estão presentes. Focamos, neste escrito, no Portal Sul do Convento de Cristo, em Tomar, como exemplo privilegiado de pórtico como meio comunicacional.

İnsanlık tarihi boyunca toplumsal yaşamda meydana gelen kültürel, ekonomik ve teknolojik gelişimlere bağlı olarak sanatçıların eserlerinde tercih ettiği konu ve malzemelerin de şekillenerek geliştiği görülmektedir. Günümüzde her alanda yaşanan hızlı değişim ve dönüşüm, sanatçıyı da derinden etkilemiş, bu etki sanatçının yenilenme ve yenilik isteği doğrultusunda eserlerinde kullandığı malzeme ve tekniklere de yansıyarak, en az resmin konusu kadar farklı ifade biçimlerini oluşturmasında önemli bir etken olmuştur. Bu çalışmanın temel amacı; sanatçı Hasan Rastgeldi'nin altmış yıllık deneyimiyle geliştirip, zenginleştirdiği tekniğini, malzeme çeşitlerini ve yüzeyde oluşturduğu çok katmanlı dokularını inceleyerek, 'Göbeklitepe' temalı resimlerini estetik açıdan analiz etmeye çalışmaktadır. Hasan Rastgeldi'nin sanatçı farkındalığıyla yaşadığı Anadolu topraklarının zengin kültürel değerleri içerisinde önemli bir yere sahip olan Göbeklitepe'ye ait unsurları çağdaş bir dille yansıtmadaki üslubunu, tekniğini ve kullandığı malzemelerini araştırmak ve gelecek kuşaklara aktarmak, bu araştırmanın önem ve değerini oluşturmaktadır. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Hasan Rastgeldi'nin kendisiyle yapılan görüşme ve gözleme dayalı veriler elde edilmiştir. Araştırma kapsamında öncelikle sanat tarihi boyunca resimde kullanılan malzemenin değişimi üzerine literatür taraması yapılarak, kavramsal çerçeve oluşturulmuştur. Sonraki aşamada ise uzun yıllar hem sanat eğitmeni hem de üretken bir sanatçı olan Hasan Rastgeldi'nin 'Göbeklitepe' temalı eserleri incelenerek, elde edilen tüm veriler analiz edilmiş ve sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır.

İletişim ve sanat birbirini besleyen, gerek teorik gerekse uygulama alanlarındaki çalışmalarda karşılıklı olarak etkileşim içerisinde bulunan iki disiplin olarak kabul edilebilir. Felsefe ise, hâlihazırda tüm disiplinlerle organik bağı bulunan bir alandır. Bu çalışma, iletişim, sanat ve felsefenin, söz konusu etkileşimini Osmanlı İmparatorluğu'nda 18. yüzyılda eserler vermiş olan ünlü minyatür sanatçısı (nakkaş) Levnî'nin tasvir ettiği tek kadın ve tek erkek figürlerinden rassal olarak belirlenen bir seçki ile sanatçı (ressam) Zeliha Kayahan'ın bu figürleri kullanarak ürettiği eserleri konu almaktadır. İmgenin zamansızlığına odaklanan çalışmada yer alan tüm eserler, Türk sanat tarihi literatüründe yer alan betimsel analizlerle açıklanarak, Alman filozof ve kuramcı Walter Benjamin'in diyalektik imge kavramı bağlamında tartışılacaktır. Çalışmanın bulguları, imgelerin iletişimsel boyutunu sanatın zamansızlık kavramı bağlamında ortaya koymanın yanı sıra, görünür

Bu çalışma, dönemsel ve kültürel farklılıkların, düşün ve sanat alanına yansımaları ve geçişkenliklerinin önemi ile farkındalıkların artırması odağında yürütülmüştür. Sözü edilen bağlamda sanatsal etkilenmelerin karşılaştırmalı yöntemlerle araştırılmasının, gelişimsel, özgün ve yenilikçi yaklaşımların izlenmesini kolaylaştıracağı düşünülmektedir. Bu makalede, öncelikle, Siyah Kalem'in üslubunda büyük ölçüde Çin etkisinin görüldüğü kabulünü güçlendirmek amacıyla Gong Kai örnekleri üzerinde durulmuştur. Bu yazıda, topraklarımızda yaşayan üç sanatçının, Siyah Kalem eserlerinin ülkemizde sergilenmesinin ardından gerçekleştirdikleri ürünlerindeki esinlenmelerin izleri sürülmeye çalışılmıştır. Seçilen üç sanatçının Siyah Kalem etkilenmelerinin bazı yorumcular tarafından belirtilmiş olmasına karşın, herhangi bir örnekleme çalışmasına rastlanmamıştır. Bu çalışmada, Yüksel Arslan, Mehmet Güleryüz ve Ergin İnan'ın eserlerinden seçilenler, Siyah Kalem eserleriyle, konu ve özellikle biçim üzerine yoğunlaşılarak karşılaştırmalı bir biçimde analiz edilmeye çalışılmıştır. Etkilenmelerin uzantılarının araştırılmasının ve sanat literatüründe yerini almasının, özellikle genç sanatçıların yetişmesine katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir.

Zaman konusunda toplumsal uzlaşı için genellikle saat ve takvimler kullanılmaktadır. Bunlar toplumsal düzenin sağlanması için var edildiğinden genellikle sorgulanmadan kabul edilirler. Hayatın önemli bir parçası olan zaman, sanatın içinde de çok boyutlu halleri ile yer alır. Sanatta zaman; bir sembol veya metafor, sürecin görsel betimlemesi ya da sürecin bir parçası şeklinde ele alınabilmektedir. Bu araştırmada Canan Tolon'un sanat uygulamalarında geçicilik ve kalıcılık arasında zamanı nasıl ele aldığını ortaya koymak amaçlanmıştır. Araştırmada, sanatçıya ait dokümanlar incelenerek analiz yapılmıştır. Sanatçının uygulamalarında zamanın şimdi üzerinden geçmiş ve gelecek bağlarının olduğu görülmüştür. Sanatçının yapıtlarında entropi ve rastlantısallığı içeren teknik, uygulama ve sergileme süreçleri bağlamında zaman ile ilişkiler kurulabilmektedir. Sanatçı ayrıca zaman ötesi; çağdaş yaşam gerçeklikleri ve gerçek olmayan arasında yokluk ile çok boyutlu bakışlar eğiliminde çalışmalarını yürütebilmektedir. Sonuç olarak Canan Tolon, zamanı mekânlarla bütünleştirip parçalanmış zaman dilimleri olarak bir araya getirmekte ve yeni gerçeklikler ile anlam, zaman ve mekân bakımından çoklu bakışa açık yapıtlar ortaya koymaktadır. Canan Tolon'un çalışmaları zaman boyutunda incelendiğinde kalıcılığa karşılık geçiciliği vurguladığı görülmektedir.

The object of the Korean Studies belongs to the phenomenology of both Nations in the Korean Peninsula (North and South Korea). Those studies are present in Latin America and they are increasing their relevance in the growing economic relationship among this cultural block and mainly South Korea, between other factors of great academic interest: the separation of the Korean Peninsula, the vertiginous economic growing of South Korea, its history and its millenary culture among others. This research has as objective the mixed analysis of the set of scientific researches concern to Korean Studies in Latin America. In a certain way, this article expects to highlight the qualities of the authors and their researches and at the same time, to do a diagnosis about the current situation of the Korean Studies in Latin America.

Türk kültürü, derin ve zengin mitolojik inançlarla şekillenen bir yapıya sahiptir. Bu mitolojik miras, halkın dünya görüşünü, sanatını ve sosyal yaşamını doğrudan etkilemiş, tarih boyunca kuşaktan kuşağa aktarılmıştır. Mitolojik figürler ve semboller, Türk toplumunun yaşamına yön veren değerlerin ve inançların simgeleri haline gelmiş, aynı zamanda sanatta ve sosyal yaşantıda önemli izler bırakmıştır. Bu makale, Türk mitolojisinin sanata ve sosyal yaşam üzerindeki etkilerini tarihsel ve kültürel bir bağlamda incelemektedir.

Resim sanatının ilerleme sürecinde 19. yüzyılda meydana gelen toplumsal ve psikolojik sorunlar, sanatçılarda yeni bir biçim dili oluşturmaya yönelmiştir. Avrupa Resim Sanatı'nda 1910'lardan sonra soyut anlatımda, Kübizm'in önderliğinde, Geometrik soyutlama, Dadaizm, De Stijl, Süprematizm gibi çeşitli akım başlıkları altında toplanabilen soyut yaklaşımlar gelişmiştir. Avrupa'nın yanı sıra Türkiye'de Türk Resim Sanatı'ndaki ilerleme süreci Cumhuriyet Dönemi ile belirginleşen Batı resim anlayışının etkileri oldukça görülmekle birlikte soyutlama alanında gelişmeler 1940'lı yıllardan sonra ortaya çıkmıştır. Çağdaş Türk Resmi'nde yer alan soyutlama sınıflandırılması; Geometrik Soyutlamacılar, Geometrik Non-Figüratifler, Lirik Soyutlamacılar, Lirik Non-Figüratifler'dir. Biçimci anlayış kapsamında eserler üreten Türk ressamlar arasında

İmgeler, insanlık tarihinde önemli bir yere sahip. İlk
mağara resimlerinden modern dijital görsellere kadar
imgeler, kültürlerin, dinlerin, bilimin ve günlük yaşamın
ayrılmaz bir parçası olmuştur. İnsanlar, yazılı dilin ortaya
çıkmasından çok önce bile düşüncelerini, duygularını
ve deneyimlerini görseller yoluyla ifade etmiştir. Bu
görseller, sadece bir iletişim aracı değil, aynı zamanda
bilgiyi koruma ve aktarma yöntemidir. İmgeler, bir
toplumun tarihini, inançlarını, değerlerini ve sosyal
yapısını anlamak için önemli ipuçları sunar. İmgeler,
tarihsel ve kültürel bağlamlarda belirli ideolojileri ve
toplumsal değerleri de yansıtır. İmge, görsel veya zihinsel
bir tasvir olarak sanatın özüdür. Resim, heykel, sinema,
fotoğraf gibi görsel sanat formlarında ve dahi edebiyat
ile şiirde imgeler, sanatçının düşüncelerini, duygularını
ve dünya görüşünü somutlaştırır. İmgeler olmadan bu
somutlaştırma gerçekleşemez. Sanatın imgeler aracılığıyla
var olduğunu ve bu imgelerin sanatın anlamını, duygusal etkisini ve estetik değerini oluşturduğunu düşünerek, birer
izleyici olarak sanat eserlerinde bu imgeleri arayıp anlam
yaratmada nasıl kullanıldıklarını tespit etmek sanattan
aldığımız zevki daha da artıracaktır.

One of the ways that societies use to transfer their beliefs, cultures and accumulations to future generations is through art. The application of these accumulations to objects so that they can be used and used in life has also been through handicrafts. Traditional handicrafts, on the other hand, have been passed down from generation to generation, through the master-apprentice relationship, to the following ages. Glass-bottom art, examples of which can be found almost everywhere in the world from Europe to Asia, Africa to America, reflects the culture and traditions of the society in which it is made as a handicraft.
This art, designed as a plate or applied to glass objects, attracted considerable attention in the Ottoman Empire in the 19th and 20th centuries. Glass-bottom artists did not receive any art training, they were folk artists. The glass-bottom paintings they made consisted of the calligraphy of the well-known calligraphers of their time or imitations of existing printed pictures. The vast majority of glass-bottom paintings are paintings that deal with religious subjects. The most commonly written calligraphy is Allah, Hz. Muhammad, the names of the four caliphs, the names of the Companions of the Cave, verses and prayers. These lines were sometimes decorated with depictions such as ships, vases, birds, mosques, and sometimes they were designed in a stacked manner in the forms of these depictions. These pictures were hung on the walls of not only houses but also religious and commercial places such as lodges, mosques, shrines, barbers, coffeehouses, butchers, and grocers, with subjects varying according to the characteristics of the place. The main reason why these pictures were so popular with the public was the idea that they would protect people against diseases, the evil eye, and disasters. It was also believed that these pictures would bring abundance and prosperity to the place where they were hung. City pictures, religious events, legendary heroes, and folk stories are other subjects covered in under-glass paintings.The interest in the art of under-glass painting, which developed until the mid-20th century and was widely practiced by artists, has decreased and is now on the verge of extinction. These paintings from the late Ottoman period are bought and sold at auctions as antiques, and a very small number of them still decorate the walls of some houses, shops, religious places and village houses. In recent years, under-glass lessons have been given in public education centers, some municipal handicraft course centers and private art courses in order to ensure that this art is not forgotten. In these courses, under-glass paintings, which are made based on both old examples and new approaches, are passed on to future generations.

Simgeler birer anlam aktarıcısı olarak genellikle soyut anlama sahip somut işaretler şeklinde, sanattan günlük yaşama kadar her alanda kullanılmaktadır. Bazı dönemlerde belli simgelerin o döneme has olarak öne çıktığı, bazı simgelerin ise tarihî süreçte tekrar ederek veya dönüşerek kullanıldığı görülmektedir. Sanat tarihi içerisinde simgelerin kökeni konusunda kesin sonuçlara ulaşmak oldukça güçtür. Fakat sanatı yönlendiren dış ve iç etkenler meydana gelen eser kadar, eserin barındırdığı simgeleri de şekillendirmektedir. Kolektif bir sürecin ürünü olan sanat eseri, toplumsal çevre, ekonomi ve malzeme temini, coğrafi değişkenler, devlet yapılanması, yöneticinin ve baninin istekleri, dönemin sanat anlayışı ve üslubu, din ve kutsal unsurlar, sanatçının deneyimleri ve iç dünyası gibi pek çok koşuldan etkilenmektedir. Bunca değişken içerisinden seçilimle meydana gelen eser, genel sanat üslubunu oluşturan bir temel taşı niteliğindedir. Anadolu Orta Çağ sanatı, modern sanat gibi "bireylerin sanatı" değil, "toplumların sanatı" şeklinde anlamlandırılabilir. Bu bakımdan devlet, din ve toplum erklerinin öne çıktığı Türk sanatında ve simgeciliğinde, bu bahsi geçen unsurlar, söz sahibi ve yönlendirici güç olarak karşımıza çıkmaktadır. Türk sanatında "soyut simgesel üslup" diye bir düşünceden bahsedebilir miyiz? Sanata ve üsluba hangi faktörler etki etmiştir? Kadim simgelerin sanata dönüşümünde damgaların yeri nedir? Bu çalışmada bu soru ve sorunlara cevap aranmaktadır.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Symbols play a crucial role in various domains, serving as conveyors of meaning through concrete signs with abstract significance. In some periods, it is seen that certain symbols stand out uniquely to that period and some symbols are used repeatedly or transformed throughout the history. It is very difficult to reach definite conclusions about the origin of symbols in the history of art. However, the external and internal factors that influence the art, of course, shape the symbols that the work contains, as well as the work. A work of art, which is the product of a collective process is affected by many conditions such as the social environment, economy, material supply, geographical variables, the government, the wishes of the administrator and the artist, the understanding and style of art of the period, religion and sacred elements, the artist's experience and inner world. The work, which is formed by selection among all these variables is a cornerstone of the general art style. Anatolian Medieval art can be interpreted as the art of societies, not the art of individuals like modern art. In this respect, in the Turkish art and symbolism, where the state, religion and social powers come to the fore, these mentioned elements appear as the dominant and guiding power. Should the idea of "abstract symbolic style" be mentioned in Turkish art? Which factors influenced art and style? What is the place of stamps in the transformation of ancient symbols into art? In this study, answers to these questions and problems are sought.

El presente trabajo se enfoca en desarrollar al Hallyu 2.0 como principal herramienta de diplomacia cultural de Corea del Sur. A lo largo del escrito se contextualiza y describe a la ola coreana como promotor cultural, en conjunto con sus elementos, actores relevantes y efectos, con la finalidad de consolidar la información en un solo documento para un análisis más enfocado de los temas de interés para las Relaciones Internacionales. Asimismo, la evaluación de la estrategia de diplomacia cultural se realiza partiendo del soft power como la capacidad de los Estados de influir en otros por medios no coercitivos. Esta aproximación académica se realiza mediante la recopilación de fuentes oficiales y estudios realizados sobre el Hallyu de Corea del Sur. La descripción de lo recabado se divide en cuatro capítulos, el primero que aborda el lado histórico, el segundo el marco teórico, el tercero el desempeño del Hallyu de 2018 a 2022, y el cuarto es un análisis y descripción de la ola coreana como principal estrategia de diplomacia cultural de Corea del Sur. El desarrollo de estos capítulos trajo consigo hallazgos en donde se incluye el aumento por el interés de la cultura y el idioma coreano, el incremento en el turismo, el dinamismo del comercio e inversión extranjera, y el aporte al poder blando de Corea del Sur.

1947 yılında Siverek’te doğan Cuma Ocaklı 1971 yılında İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü Resim-İş Eğitimi bölümünden mezun oldu. 1987 yılında sanatta yeterlilik aldı. 1990 yılında Doçent, 1996 yılında Profesör oldu. 2001 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölüm başkanlığından emekli oldu. Halen İzmir Urla’daki özel atölyesinde çalışmalarını sürdürmektedir. Cuma Ocaklı’nın çok sayıda kişisel sergisi vardır.

1948 Merzifon doğumlu, İstanbul'da yaşıyor.1972’de İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümünü bitirdi. Canan Beykal, 1948 Merzifon doğumludur. 1972 yılında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü’nü bitirdi. 1977’de aynı kurumda “Kolajın Yağlı Boya
Resminden Özerkliği” konulu teziyle yeterlilik derecesini aldı. 1977’de Paris’te kolektif desen çalışmaları yaptı.Bu çalışmaların oluşturduğu sergiyi,Berlin’de düzenledi.Bükreş’te Balkan Ülkeleri Plastik Sanatlar Sergisine katıldı.

Baskı tekniği ile yaptığı resimlerinde soyut anlatım dili egemedir. Leke temel değer olarak kompozisyonlarında yeralmaktadır. Kompozisyonlardaki ışık izleyeni etkilemektedir. Özellikle sanki üzeri örtülü ışık kaynağından sızan ışınsal unsurla Atilla Atar'a özgü bir anlatım dili ortaya koymaktadır. Genel olarak rastlantısal olarak biçimlenmiş bir kompozisyon özelliği vardır.

Corea del Sur es una nación que ha experimentado un rápido crecimiento económico,
en donde la industria de los medios audiovisuales ha tenido un papel relevante en dicha
transformación, así como en la creación de empleos y su expansión global. Asimismo,
las empresas que pertenecen a este sector, han buscado expandir la cultura
mundialmente, mediante el llamado “Hallyu”, la creciente popularidad de la música
K-Pop, los dramas televisivos y películas.
Ahora bien, al analizar el impacto que tienen los medios audiovisuales en su
economía, es posible argumentar que esta industria se ha expandido a tal grado que ha
llegado a ser utilizada como estrategia de marketing y publicidad. No obstante, si bien
dicho sector ha aportado relativamente poco a su PIB, no cabe duda que el gobierno se
ha encargado de promover a este país como un destino turístico altamente inclinado a
la música, videos, contenido cinematográfico, entre otros.

Doğu, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümünde Adnan Çoker ve Özdemir Altan atölyelerinde öğrenim gördü. 1966 yılında Nurullah Berk atölyesinden mezun oldu. 1967-1970 yılları arasında Viyana`da resim çalışmalarında bulundu. 1972-1975 arasında çalışmalarını Almanya`da sürdürdü. Sanatçı ikisi yurt dışı olmak üzere toplam 19 kişisel sergi gerçekleştirdi ve çok sayıda karma sergiye katıldı. Sanatını, renk, ışık, gölgeyi vurgulamak olarak betimlemektedir.

The purpose of the study is to explore the sustainable development of a local community through a series of scalable cohesive actions based on processes of maturing the concept of sustainability and strengthening the incentives for greater citizen participation. In particular, the study focuses on creating a local sustainable and attractive cultural itinerary of particular value considering current and future economic, social, and environmental impacts while combining the needs of tourists with the unique characteristics of the local communities involved. The established sustainability kernel constitutes the starting point of plan development. The plan concerns a smooth and structured transmission to the sustainable future of the community and relies on a combination of tried and tested methodologies. The optimization of the entire boot design through a disciplined approach is guided by dynamic models and appropriate service software, while approaches such as top-down, bottom-up, incentive exploitation, and technologies such as the emerging Virtual Reality technology for a realistic representation of Cultural Itinerary theme are employed. The novelty of our approach lies in the way citizens are involved in the development process of a sustainable community, avoiding the obstacles encountered in established methodologies. The results foster the discussion of a novel governance paradigm transition towards a transversal approach. 1.1. Research question What is the model which could drive a rural community to sustainability by creating, as a starting point, an ad hoc attractive initial kernel of sustainable development with the corresponding principles and policies which gradually and painlessly mature the sustainability concept among the residents of the community? This model should smooth out the transfer to a sustainable future with simplified methodology but reliably due to applied technology and system thinking.

Süleyman Saim Tekcan, baskı sanatında Türkiye'de en önde gelen baskı resim ustalarından biridir. Tekcan, Türkiye'de Özgün Baskıyı üst basamaklara taşınmasına aracı olmuş ve özgün baskıyı kendi tarzıyla yoğurmuş bir sanatçıdır. Sanatçının hat sanatıyla beraber resmettiği at figürlü çalışmaları çok büyük bir üne sahiptir. Bilindiği gibi at figürü geçmişten günümüze Türkler için ayrı bir yere sahiptir. Tarih boyunca duvar resimlerinden, mezar taşlarına, minyatürlerden çağdaş sanatlara sanatın ve yaşamın her alanında yerini bulmuştur. Tekcan'ın da sanat hayatının önemli bir kısmında ön plana çıkmış ve geleneksel değerlerle yoğrularak vücut bulmuştur. Bu makalede Süleyman Saim Tekcan'ın hayatı, Türkiye'ye ve Sanata getirmiş olduğu yenilikleri ve sanat hayatı boyunca en dikkat çeken sanat unsuru Riva atları ele alınmıştır.

The aim of this study is to examine the life and works of Balkan Naci İslimyeli, Yüksel Arslan and Ergin İnan in a cultural context. Three artists who blended the modern with the traditional and analyzed the western culture very well were selected. In the study carried out for this purpose, the method of document review and literature review was used. In 2018-2019 years, the works of the artists and the sources of the works were examined. Many cultures and traditions that developed in different regions and at different times in Turkey, have been interpreted in different ways in plastic arts and used in modern art as a manifestation of social memory. However, in each period, culture and traditions were perceived differently and their reflections on art were in different ways. The cultural codes in the lives and works of three artists who have transferred the cultural accumulation of the lands they were born and raised to their works were examined. As a result, it is seen that three artists, who see different cultures and filter information, blend the images they see and take place in their cultural memories and artistic representations with their unique structures, create new meanings. The works of Balkan Naci İslimyeli, besides being modern and conceptual, produced works bearing the traces of the history of the lumps in which he was born and raised. Ergin İnan was produced works by blending the cultural values that existed in the Anatolian lands, combining the traditional with the modern with a unique style. In general, it can be said that the three artists frequently used the values that have survived to the present day by filtering from the memory of the society for centuries in their works.

The works of lacksoıı Pollock have nol beeıı comp/ele/y revea/ed as well as his reehnique and exıraordinarypersona/if)' in many inferpretations. Wh.aı is altracling LO someoııe who doesıı't even know the works of Pollock is that ıhey are so inıeresling and itifluenıial. On the other halid rhere appears a question even for these who kl/ow the works af him: Whal does Pol/oek aim al by these painrings? 17ıere are various explanations from d(fferenr crilies about his works. Polloek had answered by his enannaIN painıings ıhat are very distinctive from ıhe painrings of earlier times and harder to perceive. In this article, it is altempted in differenı poinls to examine andftıuJ. same answers about artis,.s 'Number J, 1950 (Lavender Mist)', one of the paintings thaı are explaiııed os enigmatic and similar to eaeh other. 'Lavender Mist' refleeting the artis,.s ıınderslaııding of manııer with all its aspects is one of the most important examples thaı set a succesful balance belıveen physica/ aetion and emellonal expression. The kilitred color, the speed of pauring and dripping, onto the canvas isfairly dramatic.

According to neuroaesthetic analysts, identifying the systems and brain mechanisms that respond to art is the same as discovering a region for the first time. Technological indicators and mind research reveal in more detail how aesthetic accumulations are integrated with the mind through the senses and how vital points deeply affect awareness or not. Experts can now interpret the results, which offer objective, testable tools for characterizing the formations in the human mind. When it comes to aesthetics, works of art, and beauty, it may be necessary to look at the subject from the perspective of Ottoman art. The Ottomans have produced exemplary works in many fields of art. Because thousands of unique sources from this civilization show how brain systems are affected in terms of neuroaesthetics. The importance of the psychological effects of visual stimuli, such as perception, emotion, semantics, line, balance, movement, depth, contrast, form, color, symmetry, etc., in neuroaesthetics offers a new perspective and an alternative perspective to those who want to work in this field. It is known that Ottoman artists produced internationally valuable products in architecture, painting, tile, calligraphy, illumination, and many other fields. This study mentions some of the unique artistic combinations and varieties of Ottoman art. Therefore, areas that can illuminate neuroaesthetic descriptions with a refined methodology are emphasized in the light of specific examples. In this study, which was endeavored to be carried out within the framework of document research and the scanning method, the developments in neuroaesthetic science, the points where the cognitive dimension of artistic functions has reached, and their consequences on people have been tried to be touched in the context of Ottoman art.

Although the Turks have lived in many different geographical territories, among different circles of culture the analogies are too many in traditions, mode of life, constructions of dwelling houses, in the creative and decorative applied art works besides the architecture works they constructed in a long period of time. We can come to such conclusion from some investigators’ searches that the culture had belonged to the Turkish people scoped Front Asia, Small Asia and Middle Asia since ancient times. The Turks had established powerful states from each other, emperorships, created a rich culture in the places they lived and went.
Holding the Asian lands The Turkish congestions have also influenced to some peoples’ cultures, the peoples (China, India, Iran, East Africa, West countries) had lived under the influence of these cultures and derived advantage from those for a long time. In the art of nomadic Turks the elements belonging to these peoples are too many, too. The Turks had helped each other in the forming their culture besides the other peoples, the works of world significance had been created from the synthesis of nomadic and sedentary cultures. We can come to such conclusion that the Turks carried hegemony in these territories for a long time had been the transmissions of some styles and cultures. The facing with a new culture during their crusade to west from east in the XI century had not confused them. On the contrary the Turks had created magnificent works from Turkish and Islamic synthesis in the middle ages. In the ornamental compositions of the architectural structures of the Middle Ages, together with the geometric, herbal and writing patterns, the drawings which emerged as the Animal style which were included in the art and architecture of the Turks from the ancient times, the Tree of Life of herbal origin also form the basis of the architectural designs of the Islamic period. Although these descriptions had been used as design elements in the monuments they are the symbolic sign of every Turk’s cosmogonic thoughts, mythology, and life style. Middle Ages Turkish architects had described these signs in coded form within the design compositions. Nowadays to decode these signs will help us for learning our history, culture our ancestors hesitated to us.

Süleyman Saim Tekcan Türk Sanatı ve Sanat Eğitiminde pek çok reforma hizmet etmiş bir sanatçıdır. Ulusal ve uluslarası alanda, hakkında yazılmış pek çok yayın vardır. Fakat hala yapıtları layıkıyla okunabilmiş değildir. Bu makalede onun yapıtları Hayvan Üslubu bağlamında tekrar incelenecektir. Çünkü onun sanatı, soyutlama, üsluplaştırma, vurgu, anotomiyi zorlayan asimetrik hareketler ve zoomorfik (hayvan biçimli) figürler gibi Hayvan Üslubu'na özgü nitelikler taşır. Onun resmindeki kaligrafi Münhaniye yeni bir mantık katar. Ayrıca bu çalışma onun yapıtlarındaki Huvel Baki işarını da göstermektedir.

Objectivos | O Turismo Cultural não assenta exclusivamente na procura de eventos ou de experiências culturais.Antes circunscrever-se-á numa espécie de geometria triangular, a qual envolve, para além dos aspectos culturais patrimoniais, a fruição de valores patrimoniais culturais, assim como um mosaico de actividades ligadas à prática do turismo. Tal multidimensionalidade reflecte uma ligação mais estreita do que nunca entre o turismo cultural, ou seja, o turismo ligado aos objectos patrimoniais e o turismo de eventos, isto é o turismo ligado às recriações históricas. Dito por outras palavras, ao tentarmos aprofundar os conceitos Recriação Histórica, Re-enact, Living History, História ao Vivo, poder-se-á estar em busca das motivações mais profundas dos visitantes/participantes destes eventos e de uma certa ruptura relativamente ao posicionamento actual deste produto turístico. Pretende-se através do estudo comparativo de várias recriações históricas da Idade Média, que se realizam em...

Bu araştırmanın amacı, Abidin Elderoğlu'na ait 1950 sonrası resimleri çözümlemek, seçilen yapıtların boşluk, doluluk oranlarını inceleyip yorumlamaktır. Abidin Elderoğlu, yeniliği seçen özgün sanat anlayışı ile Türk resim sanatının önemli sanatçılarından birisidir. Yeniliğin her zaman sanat düşüncesinin temel sorunu olduğunu düşünen sanatçı yaşamını sanatsal üretimlerle geçirerek Çağdaş Türk Resim Sanatına düşünsel ve uygulama yönünden ivme kazandırmıştır. Yaşadığı coğrafyada kendinden önce yapılan sanatlardan etkilenen sanatçı kendi resim üslubunda Doğu ve Batı sentezini yansıtarak yeni arayışların yapıtlarını ortaya koymuştur. Uzakdoğu ve Asya sanatından da etkilendiği açık olan sanatçı kaligrafi sanatına göndermeler yaptığı kompozisyonlar ve desenleri anımsatan lirik soyutlamalar gerçekleştirmiştir. Araştırmada sanatçının kaligrafinin soyut dilinde buluştuğu 1950 sonrası yaptığı beş yapıtı tasarım özellikleri bakımından açıklanacaktır. Araştırmanın diğer boyutunda seçilen eserlerin kompozisyonlarındaki boşluk ve doluluk oranları sayısal fotoğraf işleme yazılımı ile analiz edilecek ve bulgular veri seti üzerinden, çalışmaların estetik ve tasarımsal yönü üzerinde yorumlamalarda bulunulacaktır.

A navegação consulta e descarregamento dos títulos inseridos nas Bibliotecas Digitais UC Digitalis, UC Pombalina e UC Impactum, pressupõem a aceitação plena e sem reservas dos Termos e Condições de Uso destas Bibliotecas Digitais, disponíveis em https://digitalis.uc.pt/pt-pt/termos. Conforme exposto nos referidos Termos e Condições de Uso, o descarregamento de títulos de acesso restrito requer uma licença válida de autorização devendo o utilizador aceder ao(s) documento(s) a partir de um endereço de IP da instituição detentora da supramencionada licença. Ao utilizador é apenas permitido o descarregamento para uso pessoal, pelo que o emprego do(s) título(s) descarregado(s) para outro fim, designadamente comercial, carece de autorização do respetivo autor ou editor da obra. Na medida em que todas as obras da UC Digitalis se encontram protegidas pelo Código do Direito de Autor e Direitos Conexos e demais legislação aplicável, toda a cópia, parcial ou total, deste documento, nos casos em que é legalmente admitida, deverá conter ou fazer-se acompanhar por este aviso.

O Programa das Aldeias Históricas é, em Portugal, um dos mais reconhecidos exemplos de intervenção integrada de desenvolvimento do interior baseado na valorização dos recursos patrimoniais. Aparentemente, a sua finalidade é recuperar o património e, a partir dele, encontrar condições de futuro para lugares que foram abandonados. O objetivo deste artigo é mostrar, usando a Teoria do Ator-Rede como método de análise e quadro teórico, que a ruína, longe de ser o inimigo que se pretende erradicar, é um elemento fundamental na implementação do Programa, que interage com os humanos e a tecnologiana forma de máquinas, cabos e fios, estruturas de engenharia, e papel impresso-em todo este processo.

Sanat eseri çözümlemeleri, sanat olgusunu kavramanın en etkili yöntemlerinden biridir. Göstergebilim de, sanat eseri çözümleme yöntemleri içinde önemli bir yere sahiptir. XX. Yüzyıl başlarından itibaren göstergebilimsel analiz yöntemi kullanılmaya başlanmıştır. Göstergebilimsel analiz yöntemi ile kültür dünyasının sayısız göstergelerini algılamak, anlamak ve kavramsal bir yapı içerisinde değerlendirmek mümkündür. Çağdaş Türk resminin öncü ressamlarından Sabri Berkel'in de çoğunlukla eserlerinde yaşadığı toplumun kültürel imgelerini ve kodlarını kullanmayı tercih ettiği görülmektedir. Bu araştırmada Berkel'in yaşadığı toplumun kültürel izlerini taşıması açısından önemli olan "Zeybek" ve "Yoğurtçu" adlı iki eserinin göstergebilimsel yöntem ile analiz yapılması amaçlanmaktadır. Makalede göstergebilimsel analiz yöntemi ile eserlerde görülen kültürel kodlarının çözümlenmesi yapılarak, resimlerde kullanılan plastik değerlerin imgeledikleri kültür kodlarının geçmiş ile bağlantısı kurulmaktadır. Dolayısıyla tespit edilen kültür kodlarından hareketle anlamsal ve dilsel kökenlerinin literatür araştırması yapılmıştır. Bu bağlamda, bir sanat eserin de kullanılan kültür kodlarının, toplumun sosyo-kültürel yapısının bir yansıması olması açısından önemli olduğu yargısına varılmıştır.

Araştırma nitel araştırma yöntemlerinden literatür taraması ve sözlü görüşme ile veri toplama tekniğinden oluşmaktadır. Sözlü görüşme, dokuma sanatçısı Fırat Neziroğlu’nun evinde yüz yüze yapılmıştır. Soruların seçiminde öncelikle sanatçının yaşamı, sanat anlayışı, dokuma tekniği ve eser incelemelerine yer verilmiştir. Sorular ve cevaplar, sanatçının izni ile ses kaydı alınmış ve sanatçının yorumu yansıtılmıştır. Neziroğlu’nun seçtiği misina malzemesi ile eserlerinde oluşturduğu görsel değer, onun bir tür iletişim şekli olmuştur. Dokuma eserlerinde yer alan dolu alana karşılık misina malzemesi yeni bir alan yaratmıştır. Sanatçının yakın çevresinden seçtiği yüzleri tamamen içgüdüsel dokuduğu eserlerde malzeme seçimi, çeşitli kavramların esere yansıması ve anlatımı açısından yol gösterici olmuştur. Bu çalışmada, dokuma sanatçısı Fırat Neziroğlu’nun dokuma eserlerinde malzeme seçimiyle eserlerinde belirginleşen boşluk, ışık ve gölge kavramlarının anlatımı yapılmıştır. Çalışmanın başlan...

Geleneksel sanatlar ve Çağdaş Türk Resim Sanatı arasındaki etkileşimin üretken biçimde bir birikime dönüşmesi, az bulunur bir olgudur. Geleneksel sanatların İslam inancıyla biçimlenmiş estetik yapısı, Çağdaş Türk Resim Sanatın da içselleştirilmiş ve özgün bir yapıta dönüşmüş ve kimlikleştirilmiş biçim de bir sanatçının yapıtlarının temel kurgusunu oluşturması, evrensel bir sanat kavramına taşınması anlamında önemlidir. Sanatçının kimlik olgusunu geçmiş birikimiyle bugün arasındaki arayı kapatarak oluşturması beklenmektedir. Bu anlamda, yapıtlarında geleneksel olanla arasındaki bağı anlaşılabilir biçimde izleyiciye sunan, Bilal Erdoğan gibi bir sanatçı kimliği Çağdaş Türk Sanatında sık rastlanan bir olgu değildir. Bu neden ve hakkında yazılı kaynakların azlığı, sanatçının geçmişi, tartışılmaz estetik duyarlığa sahip ve kendine özgün yapıtları nedeniyle sanatçının geleneksel olanla arasındaki bağın araştırılması zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Bilal Erdoğan, geleneksel olanla arasındaki, bu arayı kendine dönüştürerek kimlik olgusunu üzerinde barındırdığı ve edindiği birikimlerle bütünleştiren bir sanatçı kimliğiyle karşımıza çıkmaktadır. Çalışmanın amacı, sanatçının yapıtlarında geleneksel sanatların ortaya koyduğu estetik ve biçimsel kaynağı nasıl örtüştürdüğü konusunun, sanatçının seri resimleri olan "Parçalanmalar" dizisi resimleri yoluyla ortaya çıkarılmasına çalışmaktır. Bu, geleceğin sanatçı adaylarına yol gösterici olması ve Türk Resim Sanatı'nın birikiminin zenginleşmesi için önemli hale gelmektedir. Araştırma, sanatçının geleneksel sanatların izinden nasıl yürüdüğünü ve birikimden nasıl yararlandığına ilişkin somut kanıtlar üzerinden gitmektedir. Doğal olarak sanatçının yaşadığı yıllar da kendisiyle ve yapıtlarıyla ilgili yazılmış çok az yazılı kaynak olması nedeniyle, yapıtlarının geleneksel sanatlarla ilgisi, biçim ve renk ikilisiyle kurulmaya çalışılmıştır.

Tasarlama eyleminin imgelem boyutu; temsil formlarının hem fiziksel hem mental yapıları gereği antinomik katmanlar içerir. Kavramlar yapıları gereği zihinseldir ve fiziksel evrende 'olmak' için temsilciye ihtiyaçları vardır. Bir sembolün ana işlevi; gözlemcilere kendisinden başka birşeyi işaret etmesi, bir şeyleri hatırlatması, kendinden başka bir veya birçok şeye göstergelik etmesidir. Diğer taraftan da bir temsil formu olarak tasarım ürünü; nesnel olarak bireyler arasında aitlik tanımlaması da yapan bir düzenlemedir. Her hangi bir tasarım ve insan zihni arasındaki ilişkinin bir simge boyutu kazanması, anlamla simgesi arasında son derece güçlü çağrışımsal bir bağ oluşturur. Bu bağ; imgelere anlamı veren ya da imgelerin anlaşılmasını sağlayanlar temsil yapıları değil, bizzat bu yapılarla kurulan karşılıklı ilişkilerde saklı olup engin bir altyapı (temsil yapısını türüne göre) çalışmasını da gerekli kılar.

The article is based on selected results of an empirical survey of the tourists visiting the historical core of the city of Split (Croatia), carried out in the summer of 2005. Based on these results, the article contains the elements for a definition of the profile of the "new" cultural tourists ...

A heritage city is an urban agglomeration with one or more World Heritage Sites (Roders 2010; Roders and Van Oers 2011). Most heritage sites are car-free destinations in China because the roads in heritage cities are generally narrow. This study examines the ratings of environmental factors and perception of the environment of Gulangyu, China, by both residents and visitors and analyses how different groups perceive the environment while walking. The purpose of this research is to create a more functional walking environment and to achieve a balance between the needs of both groups. Two analytical methods - correlation and logistic regression - were used to analyse the environmental factors and walking perceptions using SPSS software. The logistic regression analysis suggests creating a more pedestrian-friendly environment for residents. Attention should be paid to five factors: comfort level, lighting, building maintenance, commercial attractiveness, and historic buildings. The fou...