HALET-İ RUHİYE, SERGİ KATALOĞU
2022, HALET-İ RUHİYE, SERGİ KATALOĞU
…
12 pages
1 file
Sign up for access to the world's latest research
Abstract
Halet-i Ruhiye gerek resmi ele alış biçimleri gerekse tercih edilen kompozisyon öğeleri açısından birbirinden ayrışan sanatçıların yapıtlarından oluşmakta. İsimler üzerinden ilerlersek yakın vakitlerde dijital imajlara ve sanal sergilere odaklanan Burak Boyraz sergiye sürdürülebilirliğe odaklanan ve atık malzemelerden oluşan soyut heykelleri ile dahil olmuş durumda. Malzeme ve görsel estetik açısından yalın bir açılım gerçekleştiren Irmak Boyraz ise tuval bezi üzerine etüt ettiği transparan kompozisyonlar ile boy göstermekte. Güncel üretimlerinde gündemden referanslara yer veren Nebahat Karyağdı bu defa hem bilindik popüler kimlikleri kendi üslubu ile harmanlamakta hem de ilk göz ağrısı olan dışavurumcu yapıtlarından bir seçki sunmakta. Geçmişte Batı'da olduğu kadar Anadoluya özgü mitolojilerde de bahsi geçen ayçiçeklerini merkeze alan Emel Örs ise mevcut yaklaşımını toplumsal sorunlara dikkat çekmek için kullanmakta. Bunu yaparken tuvallerinde hem figüre hem de barkodlar gibi teknolojik sembollere yer vermekte. Grubun realist yaklaşımı ile öne çıkan sanatçısı Recep Keçeli de benzer bir yaklaşımın izcisi. Ancak onun resimlerinde baskın olan figürlerin ruhsal aurası. Bu aura sergiye imgesel bir çeşitlilik kazandırırken düşünsel bir derinlik katmakta. Böylece ziyaretçilere ilkin görsel açıdan ikincil olarak da zihinsel açıdan bir pratik yapma şansı sunulmakta.
Related papers
2020
One of the dictionaries written in the tradition of writing verse dictionary is the work of Seyyid Şeref Halîl Efendi, also known as Hayâti-zade who is the son of Ahmed Hayâtî from Elbistan, named Rûhu'l-edeb. In the tradition, there are examples written in more than two languages besides the dictionaries written mostly in Persian-Turkish or Arabic-Turkish. The verse dictionary of Şeref Halîl is a dictionary in which mostly Arabic compositions are sorted according to topics. The equivalents of Arabic idioms are given in the dictionary. The bets were first opened with a given quatrain, and then the mesnevis related to the same subject were listed. The mesnevis in which the subject was continued were not equal in every section, and the number of mesnevis varied depending on the volume of the content. The work consists of 58 chapters and 1252 couplets. The Arabic equivalents of Turkish idiomatic structures and issues, or a method of explaining the meaning of an Arabic phrase / composition, were followed. The dictionary was written from the letter of elif to the letter of shin and missing couplets / verses were increased in the last leaves. In this study, information was given about the general features of Seyyid Şeref Halîl's Arabic-Turkish verse dictionary named Rûhu’l-edeb, and copies of the work, its composition features and its content were analyzed.
Maârif adlı bu eserin yazan, Bahaeddin Sultan Veled, 25 Rebiülâhır 623/25 Nisan 1226 tarihinde, şimdi Karaman denilen, Lârende kasabasında doğdu.
2022
Millî Edebiyat Dönemi’nin önemli sanatçılarından olan Refik Halid Karay’ın Bugünün Saraylısı adlı romanında modernleşme sürecinin bireysel ve toplumsal düzeyde yarattığı etkiler anlatılır. Bu süreç içerisinde kültürel değerlerden uzaklaşmakla meydana gelen yozlaşma ve aidiyet problemi, romanda çatışma unsurunu sağlayan temel epizotlar olarak belirir. Ayrıca romanda bireysel ve toplumsal çözülmenin yanısıra aşk, kıskançlık gibi bireysel duygu ve yönelimlerin de ele alınması izleksel kurguya farklı bir yön kazandırır. Bu temel izlekleri eleştirel bir bakış açısı ile sunan Refik Halid Karay, diğer eserlerinde olduğu gibi Bugünün Saraylısı romanında da kendi dünya görüşünü ve yaşam üslubunu yansıtır. Nitekim okuyucuya vermek ve benimsetmek istediği düşünceyi, kurguladığı karakterler, zaman ve mekân algısı ile aktaran Refik Halid Karay’ın geleneksel olanın önemini ve değerini ortaya çıkarması bireysel bakış açısının yansımalarından izler taşır. Bu çalışmada hem geleneksel hem de modern yaşama ışık tutan Bugünün Saraylısı romanı sahip olduğu bütün bu içerik düzlemi ile birlikte yapısal unsurlar bakımından da tahlil edilecektir.
Abdurrahman Şeref, "Sultan Abdülhamid-i Sani: Suret-i Hal'i", (Yay. Haz. T. Cengiz Göncü), Milli Saraylar Dergisi (MS), Sayı 15, İstanbul, 2016.
ARCHIVUM ANATOLICUM (ArAn), 2023
Psiko-kültürel bir kavram olarak rüyalar, fal metinlerinden dualara; mitolojik metinlerden masallara birçok çivi yazılı belge içersinde kendisine yer bulmuş; Hitit yaşamında tanrılardan haber almak ve tanrılarla iletişim halinde bulunmak amacıyla sıklıkla kullanılmışlardır. Rüyaların, Hitit dünyasında böylesi bir karşılığının olması, III. Hattušili örneğinde olduğu gibi “iktidar-meşruiyet ilişkisi” çerçevesinde bir araç olarak kullanılmasına olanak tanımıştır. Kralın kendisine ait otobiyografik içerikli metinde (CTH 81) aktarılan beş rüya anlatısı, hayat hikayesinin bütünlüğü içinde, ihtiyaç duyduğu kutsal desteğin beyanları gibidir. Söz konusu olan metinde Hattušili, yeğeni Urhi Tešup’u (III. Muršili) devirerek gasp ettiği iktidarının haklılığını savunabilmek için tüm eylemlerinin mesuliyetini koruyucu tanrıçası İštar’a havale etmiş görünmektedir. Üstelik bu durumu tanrıça, bizzat, kralın ve yakınlarının rüyalarına girerek itiraf edecek, kısacası tüm sorumluluğu üstlenecektir. Eskiçağ dünyası söz konusu olduğunda işin içine bir tanrının girmesi, şaibeli bir iktidarın, “varlığı ve gerekliliği” konusundaki iddiasının inandırıcılığının garantiye alınması anlamına gelmektedir. Bu da rüyaların otobiyografik metin içine bilinçli bir şekilde yerleştirildiği yani bir meşruiyet aracı olarak kullanıldığı izlenimini vermektedir. Bu çalışma, “iktidar”, “meşruiyet” ve “rüya” arasındaki ilişkiyi, Hitit İmparatorluğunun etkili krallarından III. Hattušili örneği üzerinden ele alarak incelemek amacıyla kaleme alınmıştır. Abstract Dreams as a psycho-cultural concept gain a place in many cuneiform documents, fromoracle texts to prayers and also from mythological texts to fairy tales; They were frequently used in Hittite life to receive news from the deities and to communicate with them. The fact that dreams have such a appearance in the Hittite world, it set the stage for it to be used as a tool within the framework of the "power-legitimacy relationship", as in the example of HattušiliIII.. The five dream narratives which were conveyed in the autobiographical text of the king by himself (CTH 81) are like declarations of the divine support that he needs, in the integrity of his life story. In this text, Hattušili seems to have delegated the responsibility of all his actions to his protective goddess, Ištar, in order to defend the justification of the power that he usurped by overthrowing his nephew Urhi Tešup (Mursili III). Furthermore, the goddess would confess this situation by entering the dreams of the king and his relatives; i.e. she would take all the responsibility. In the ancient world, the involvement of a deity in a case means ensuring the credibility of a dubious power's claim about its "existence and necessity". This gives the impression that dreams are consciously placed in the autobiographical text, i.e., they are used as a means of legitimacy. This study was written in order to examine the relationship between “power”, “legitimacy” and “dream” through the example of Hattušili III, one of the influential kings of the Hittite Kingdom.
DergiPark (Istanbul University), 2023
Öz: Savaş, insanlığın tarihin akışı içinde sürekli şahitlik ettiği bir realitedir. Târih boyunca savaşların kazanılması için geliştirilen stratejiler vardır. Savaş söz konusu edildiğinde İslam Peygamberi Hz. Muhammed'in gazve ve seriyyeleri gerek Müslümanlar gerekse oryantalistler nezdinde özel ilgi görmüştür. Hz. Peygamber'e nispet edilen "Harb Hud'adır" sözü bu stratejinin bir tezahürü olarak algılanmıştır. Allah Resulü kendisini öldürmek isteyen, müminleri yurtlarından çıkaran, zayıf insanlara hayat hakkı tanımayanlarla gerekli hallerde savaşmıştır. Onlarca gazve ve seriyye ile bu mücadeleyi yapmıştır. Buradan hareketle Allah Resulü, stratejiye dair dikkate değer örnekler sunmuştur. Bu makalede Hz. Peygamber'in risalet mücadelesinde uyguladığı stratejilerden biri olan düşmanın yanıltılması anlamıyla öne çıkan hud'a üzerinde durulmuştur. Hud'a kelimesi her ne kadar Türkçemize "hile" şeklinde tercüme edilmiş ise de bu tercümeyi tercih etmediğimizi ifade etmeliyiz. Zira hud'a meşruiyeti oluşmuş savaşlar bağlamında gündeme gelmektedir. Hile ise Türkçede genel olarak her alanda gayri meşru aldatmalar için kullanılmıştır. Hud'a, Hz. Peygamber'in gazve ve seriyyelerde uyguladığı stratejilerin bir parçası olarak görülmelidir. Düşmanın yanıltılarak alt edilmesi üzerine kurulu bu strateji, başarılı sonuçların elde edilmesinde bir basamak olmuştur.

Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.