Papers by Assoc. Prof. Dr. Serdar Yilmaz

Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 2020
Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunun yüzüncü yılında tamamlanması planlanan Bir Kuşak Bir Yol pro... more Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunun yüzüncü yılında tamamlanması planlanan Bir Kuşak Bir Yol projesi (One Belt One Road-OBOR), Çin devletinin küresel siyasetteki etkisini arttırmak için tasarlanmış 21. yüzyıldaki en büyük küresel hegemonya girişimidir. Bu girişimin en önemli güzergâhlarından birisi ise barındırdığı kaynakları ve insan potansiyeli ile Afrika kıtasıdır. OBOR projesi ile Çin, Afrika kıtasını deniz ipek yolu ile projenin içine alarak Kenya, Cibuti, Etiyopya ve Mısır'a özel bir önem atfetmektedir. Bu çalışmanın temel amacı, Afrika kıtasının OBOR projesi için ifade ettiği önemi inceleyerek Çin Halk Cumhuriyeti'nin uzun dönemde Afrika ülkeleri üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. Çin tarafından uygulanan borç-tuzak diplomasisini detaylıca irdelemek ise çalışmanın bir diğer amacıdır. Çalışmanın temel hipotezi ise Afrika bölgesinin OBOR projesi kapsamında ekonomik olarak Çin devletine giderek bağımlı olacağı ve Çin'in bu bölge üzerinde siyasi kontrol uygulayacağı düşüncesidir. Bu durum, yazının başlığında da ifade edildiği üzere Afrika ülkelerini bekleyen en büyük tehlikedir.
İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 2020
Bu makale, en az iki hakem tarafından incelenmiş ve intihal içermediği teyit edilmiştir. / This a... more Bu makale, en az iki hakem tarafından incelenmiş ve intihal içermediği teyit edilmiştir. / This article has been reviewed by at least two referees and confirmed to include no plagiarism.

OPUS Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, 2020
It is seen that the People's Republic of China, one of the most important actors in the Asian con... more It is seen that the People's Republic of China, one of the most important actors in the Asian continent, has taken sustainable steps to become the global hegemony of the 21st century with its geostrategic and geoeconomic advantages. The most substantial of these steps is the One Belt One Road (OBOR) project, known as the Silk Road, which has shaped trade routes in a modern sense for a long time. The OBOR project aims to promote regional integration, strengthen economic, cultural and social ties between China and other partner countries, base new platforms of cooperation, and establish energy supply security for China. China desires to connect Asia, Europe and Africa continents by sea and land, thus provides large amounts of grants and loans by cooperating with many national and international institutions. This study, which covers three countries, is based on case studies research method and makes an important claim. OBOR project will both provide opportunities and advantages for Azerbaijan, Kazakhstan and Turkey and it may create financial dependency of the three countries on China. In order to verify this claim, both the trade volume between the three countries and China and the debt of these countries to China through the OBOR project were examined. The study tried to seek an answer the question of what strategies China has used on the Turkish states in order to develop and expand the OBOR project in the current period.

Journal of Eastern European and Central Asian Research, 2017
It can be assumed that international relations terminology has not mentioned enough about the sig... more It can be assumed that international relations terminology has not mentioned enough about the significance of the Eurasian Economic Union in territorial as well as in economic terms during a period of growing geopolitical risks and high interdependence between the member countries and the rest. According to Kazakhstan's President Nursultan Nazarbayev, it is truly difficult for states to overcome economic, political and security issues and therefore, states need to act together against the problems in a globalizing world by establishing regional and international organisations. This article thus examines the Eurasian Economic Union integration process, which is driven by political and economic factors that consolidate regional security and create an effective economic system, whether it in the long term will become successful or not. The author also analyses the Kazakh economic and strategic interests in the region as well as the motivation, power and influence of other members in deepening the cooperation with the international arena and the limits in the economic-security integration.

Turkish Studies-Social Sciences, 2020
Kazakhstan, which is located in the center of Eurasia, is of great importance for China that aims... more Kazakhstan, which is located in the center of Eurasia, is of great importance for China that aims to strengthen the transportation of goods and services to the European countries with its Belt and Road Initiative. Kazakhstan plays a keycountry role in thi sproject. The aim of the study is to provide a beter understanding of Kazakhstan's geographical importance from the perspective of One Belt One Road (OBOR) project. This study suggests that as long as Kazakhstan pays its debts to China, OBOR projectwill be an effective and positive initiative in the economic, social and security fields in Kazakhstan. The questions the study seks answers are as follows: Is Kazakhstan an important actor of the OBOR project? What will be the benefit of the OBOR project, which is seen as a tool to continue the rise of China, to Kazakhstan? Will the geographic importance of Kazakhstan increase due to this initiative? All these questions will be evaluated in the context of Game Theory, which has an important place in the international relations discipline. The most important reason for the use of this theory in the study is that the OBOR Project will demonstrate the possible benefits to be gained by Kazakhstan and the possible losses that Kazakhstan will experience if she does not cooperate. When evaluated in a general framework, the scenario that will maximize the interests of Kazakhstan and China and provide the most benefit has been the 'benefiting' scenario in which both Kazakhstan and China have agreed to cooperate together in the Belt and Road Initiative.
Nursultan Nazarbayev’in Vermek İstediği Mesaj, 2019
Nazarbayev, Kazakların ATAKAZAK ünvanını verdiği, Kazak halkının gönlündeki yerini almış ve daima... more Nazarbayev, Kazakların ATAKAZAK ünvanını verdiği, Kazak halkının gönlündeki yerini almış ve daima hatırlanacak laik, cesur, öğrenmeye her zaman açık, riskleri göze alabilen halkçı bir lider olarak kalacaktır.
Nursultan Nazarbayev Büyük Bozkrın Manevi dirilişi, 2018
Bu çalışmada, Kazakistan’ın 16 Aralık 1991 tarihinde kazandığı bağımsızlık sonrası oluşturmaya ba... more Bu çalışmada, Kazakistan’ın 16 Aralık 1991 tarihinde kazandığı bağımsızlık sonrası oluşturmaya başladığı ve dünya siyasetinde etkililiği/caydırıcılığı belirleyen faktörlerden savunma ve askeri gücü hakkında istatistiki bilgiler ışığında güncel bir değerlendirme yapılacak ve sonrasında Kazakistan ile Türkiye arasındaki askeri ilişkilere odaklanılacaktır.

Ülkesinin bağımsızlığıyla bütünleşen, ülkesini ve vatandaşlarını seven bir liderin her yıl düzenl... more Ülkesinin bağımsızlığıyla bütünleşen, ülkesini ve vatandaşlarını seven bir liderin her yıl düzenli olarak ulusa sesleniş konuşması yaparak iç politikadan dış politikaya kadar önemli konulara değinmesi ve ülkenin iyi yetişmiş yöneticilerine gelecek projeksiyonu göstermesi ender rastlanan bir durumdur. Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, insanı merkeze alan yaklaşımı, gelenek ve moderniteyi birleştirmesi ve ülkenin modernizasyon sürecinde ekonomiden siyasete, turizmden kalkınmaya kadar bütüncül politikalar benimsemesi ile Kazakistan'ın artık yeni bir aşamaya geçtiğinin en büyük göstergesidir. 5 Ekim 2018 tarihinde yapılan ulusa sesleniş konuşmasının içeriğinin halkın ekonomik durumunun gelişmesi, bürokrasinin azaltılması, sosyal, eğitim ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi, yapılan reformların hayata geçirilmesi, asgari ücretli, öğretmen ve polislerin şartlarının iyileştirilmesi, geçim kalitesinin yükselmesi, Kazakistan vatandaşlarının değişime ayak uydurması ve etkin dış politika konularından oluşması bu yeni aşamanın başlangıcını oluşturmaktadır. Bu ulusa sesleniş konuşmasının üç önemli tarafı bulunmaktadır. Birincisi, konuşma içeriği özellikle Kazakistan vatandaşlarının ekonomik, soysal, kültürel ve yaşamsal yönlerine odaklandığı ve refahı arttırmayı amaçladığı için insanı merkeze alan insan odaklı bir gelişmeyi hedeflemektedir. Nazarbayev, yapmış olduğu bu konuşma ile insani değerleri dikkate alan, insanları duygusuz robotlar olarak kabul etmeyen ve insanların verimli çalışmasının ülkenin yönetim ve organizasyon sürecine katkı sağlayacağına inanan bir anlayışın hâkim olmasını arzulamıştır. İkinci olarak, eğitim kalitesinin daha fazla arttırılması için özellikle çocukların okullaşma oranının yükseltilmesi, devlet okullarındaki eğitim ve öğretim standartlarının özel okullarla aynı seviyeye gelmesinin amaçlanması, iyi ve kaliteli eğitim veren üniversitelerin küresel işbirliğine açık olmalarının beklenmesi, öğretmen, polis ve asgari ücretlinin yüklerinin ve ekonomik durumlarının iyileştirilmek istenmesi ve çalışanların çalışma saatleri içinde verimli çalışmalarına olanak sağlanmasının arzulanması gibi konular ise Nazarbayev'in ülkenin sosyal devlet kimliğini güçlendirmek istemesiyle ilgilidir. Nazarbayev'in en önem verdiği kavramlar eleştirel bakış açısı, iletişim, teknolojik gelişmelerin takip edilmesi, yabancı dil bilgisi, yaratıcılık ve ekip ruhuna uygunluktur. Nazarbayev'in bürokratların halkın efendisi değil hizmetçileri olduğunu vurgulaması, kırsal kesimlere yatırımın arttırılmasını istemesi, ülkede yaşayan tüm etnisitelere saygı duyan ve diğer taraftan ulusal kimlik ve kültür bağlamında kendi köklerini güçlendirecek adımlar atan bir yaklaşım benimsemesi ve tüm bunları hukukun üstünlüğü ilkesi ile garanti altına alması sosyal devlet anlayışını güçlendirmektedir. Yani Nazarbayev, vatandaşların imkânları ve hayat kalitelerinin artmasıyla Kazakların diğer ülke vatandaşlarıyla her anlamda rekabet edecek pozisyona gelmesi ve insanların Kazak bayrağının altında yaşamaktan daha çok gurur duyacakları bir ülke yaratmak için çalışmaktadır.
DR.ÖĞR.ÜYESI SERDAR YILMAZ'IN KIRGIZISTAN AZATLIK RADYOSUNA VERDIĞI RÖPORTAJ
Aslında sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bişkek’i ziyaret etmesiyle aradaki buzlar erimiştir diyebi... more Aslında sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bişkek’i ziyaret etmesiyle aradaki buzlar erimiştir diyebiliriz. Bakarsanız, 2018’ın Nisan ayında Ceenbekov’un Türkiye’yi ziyaret etmesiyle aradaki buzlar zaten erimişti. Çünkü Ceenbekov Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapmış olduğu görüşmede aradaki gerginliklerin ortadan kalkması için elinden geleni yapacağını özellikle de Fetö ile ilgili gerekli adımların atılacağını bildirmişti. Türkiye’de Almazbek Atambayev dönemi sonrası gerileyen ilişkileri ya da soğuyan ilişkileri Ceenbekov ile eritme, yani bu donuk ilişkileri eritme kararı almıştı. Nitekim Erdoğan’ın ziyareti de aradaki buzları iyice eritecektir.

In early 2014, Russia Federation annexed Crimea Peninsula from its adjacent Ukraine. In legal dim... more In early 2014, Russia Federation annexed Crimea Peninsula from its adjacent Ukraine. In legal dimension, Russia's aggressive movement was a flagrant violation of international law as Russia used its military preponderance to subjugate the territory of a sovereign state. This study aims to evaluate Russia's expansionism toward Crimea with searching out political realism's linkages with conflict. From past to present, realism has always occupied a notable ground in international relations theories. Besides political realism, originated by Hans J. Morgenthau in his masterpiece ''Politics Among Nations'', assesses politics by centering upon interest. Since this study endeavours to show how can political realism be used so as to understand a contentious incident which ended up with Crimea's annexation to Russia, necessary information is procured with high caution and consistency. To unfold the academic arguments in a well researched and structured way, the authors provide an introduction and explanation of realism and detailed information on political realism of Hans Morgenthau. In addition, both crucial points and connections of Crimea Conflict and political realism are scrutinized and finalized with an appropriate conclusion.
Siyasi ilişkiler her zaman kırılgan bir özellik taşır ama devletleri ayakta tutan ekonomik ilişki... more Siyasi ilişkiler her zaman kırılgan bir özellik taşır ama devletleri ayakta tutan ekonomik ilişkileridir. Bu nedenle Ceenbekov’un Türkiye ziyareti, Kırgızistan’ın iki ülke arasındaki önce ekonomik sonra siyasi ilişkileri derinleştirmek ve genişletmek için hazır ve istekli olduğunun bir göstergesidir. Türkiye, Ceenbekov’un bu heyecanına ortak olacak ve ilişkileri derinleştirecektir.
This article examines the Eurasian Economic Union integration process, which is driven by politic... more This article examines the Eurasian Economic Union integration process, which is driven by political and economic factors that consolidate regional security and create an effective economic system, whether it in the long term will become successful or not. The author also analyses the Kazakh economic and strategic interests in the region as well as the motivation, power and influence of other members in deepening the cooperation with the international arena and the limits in the economic-security integration.
1980'li yılların ortalarından sonra Sovyetler Birliği'nin uyguladığı merkezi planlamanın ekonomiy... more 1980'li yılların ortalarından sonra Sovyetler Birliği'nin uyguladığı merkezi planlamanın ekonomiye sağladığı kazançlar olumsuz neticelere sebep olmuş, üretim kapasitesi ve kalitesi dünya standartlarının altında kalmış, sosyalist ekonomik yapı tıkanmaya başlamış ve bunun sonucu olarak Sovyetler Birliği'nin o dönemdeki yeni başkanı Mihail Gorbaçov 1985 yılında yeni ekonomik tedbirler almak zorunda kalmıştır. 1980'li yılların ikinci yarısından itibaren Gorbaçov'un iç politikada başlattığı Glasnost (açıklık) ve Perestroyka (yeniden yapılandırma) hareketleri dış politikada da birtakım değişiklikler meydana getirmiştir. Uluslararası arenada devletlerin birbirlerine olan bağımlılığı artarken bu duruma kayıtsız kalamayan Sovyetler Birliği, uluslararası sistemin gerçekliklerini göz önünde bulundurarak Batı (Avrupa Birliği) ile ilişkilerde hassasiyet göstermeye başlamıştır.

Bu çalışma, Kazakistan’a sürgün edilen Ahıska Türklerini ele alacağından burada yaşayan Ahıska Tü... more Bu çalışma, Kazakistan’a sürgün edilen Ahıska Türklerini ele alacağından burada yaşayan Ahıska Türklerinin ata topraklarına dönüş isteğinin zamanla azalmasının ve Kazakistan’ı yeni vatan olarak kabul etmelerinin nedenlerini inceleyecektir. Çalışmanın temel hipotezi, 1944 yılında vatanlarından sürgün edilen ve Kazakistan’a yerleştirilen Ahıska Türklerinin Kazakistan’da yaşayan her milletin farklılıklarının dikkate alınması, Ahıskalıların Kazak toplumuyla ileri düzeyde kaynaşması,
ekonomik durumlarının iyi olması ve bu ülkeyi ata yurtları olarak görmelerinden dolayı Kazakistan’ı vatanları olarak görmeleridir.
This study will investigate the reasons why Ahıska Turks who live in Kazakhstan consider Kazakhstan as their new homeland and why their desire of returning to their homeland (Ahıska-Georgia) has been diminished. The hypothesis of this article is that Ahıska Turks living in Kazakhstan consider this country as their new homeland
due to Kazakhstan’s close attention to the differences of every nation, advanced integration of Ahıska people with the Kazakh society and having decent economic conditions.

Öz
Kazakistan ve Türkiye her platformda kardeş olduklarını vurgulamalarına rağmen bu söylem kült... more Öz
Kazakistan ve Türkiye her platformda kardeş olduklarını vurgulamalarına rağmen bu söylem kültürel ve özellikle ekonomik ilişkilere/göstergelere yansımamış ve Türkiye tarafından uygulanan birçok projeden yeterli verim alınamamıştır hipotezine dayanan bu çalışmada, hem Kazakistan-Türkiye ekonomik ve kültürel ilişkilerine yapıcı anlamda eleştirel bir bakış açısıyla bakılarak eksik noktaların vurgulanması konusunda somut katkılar yapmak hem de çalışmanın belirtilen hipotezini doğrulanmak amacıyla dört temel soruya cevap aranmıştır. Çalışmanın sonunda her iki ülkenin de Türk dünyası için önemine ve gerek ikili ilişkilerin daha iyi bir seviyeye yükselmesi ve gerekse Türk dünyasının temel sorunlarının çözümü için belli başlı önerilere yer verilerek çalışma nihayete erdirilmiştir. Abstract The thesis of the study is that although Kazakhstan and Turkey emphasize at every platform that they are brothers, this discourse is not reflected in cultural and especially economic relations and not enough efficiency has been obtained from many projects implemented by Turkey. Thus, this study is going to examine the cultural and economic relations between Turkey and Kazakhstan with a critical perspective. Both making concrete contributions to highlighting the missing points and confirming the hypothesis the study, the author has looked for answers to four questions in order to investigate Kazakhstan-Turkey relations and reflections of their relationship to the Turkish world in the globalization era. The study has been finalized by mentioning necessary recommendations regarding the importance of both country for the Turkish world.
Birlemiş Milletler (BM) genel kurulunda 28 Haziran 2016 tarihinde yapılan oylamada Kazakistan, 19... more Birlemiş Milletler (BM) genel kurulunda 28 Haziran 2016 tarihinde yapılan oylamada Kazakistan, 193 üye ülkeden 138'inin oyunu alarak BM Güvenlik Konseyi (BMGK) 2017/2018 geçici üyeliğine seçilmiştir. Bu üyelik Kazak diplomasisinin en büyük ikinci başarısıdır. Bu başarı Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'in Kazakistan'ın 16 Aralık 1991 tarihinde bağımsız olmasıyla beraber sınırlarını çizdiği Kazak diplomasisinin aktif tutumunun ve uzun yıllardır yürüttüğü pozitif imaj çalışmasının meyvesidir. Kazakistan'ın BMGK geçici üyeliğe seçilmesinin iki temel nedeni vardır.

Turgut Özal'dan Abdullah Gül'e Nursultan Nazarbayev'in Değişen Türkiye Söylemi adlı bu çalışmanın... more Turgut Özal'dan Abdullah Gül'e Nursultan Nazarbayev'in Değişen Türkiye Söylemi adlı bu çalışmanın temel amacı Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev'in 1991 yılından günümüze Türkiye'ye özgü söylemleri dikkate alınarak Kazakistan'ın Türkiye'ye yönelik siyasetinin nasıl değiştiğini ortaya koymaktır. Bu çalışma, Nazarbayev'in 1991'den günümüze Türkiye'ye yönelik izlediği siyaset kardeşlik ve akrabalık gibi duygusal söylemlerden ekonomi, yatırım ve diplomasi gibi rasyonel bir düzeye ulaşmıştır hipotezine dayanmaktadır.
The aim of this study, which is called Nazarbayev's Changing Turkey Discourse From Turgut Ozal to Abdullah Gul, is to put forth that how Kazakh President Nursultan Nazarbayev's discourses regarding policies towards Turkey have changed since 1991. This study is based on the hypothesis that Nazarbayev's policies towards Turkey since 1991 have reached a rational level such as economy, investment and diplomacy from emotional rhetoric such as brotherhood and kinship.

This study will not provide an introduction of Kazakhstan, instead, it will try to analyse why Ka... more This study will not provide an introduction of Kazakhstan, instead, it will try to analyse why Kazakh President Nursultan Nazarbayev is regarded as the symbol of political stability in Kazakhstan by referring the charismatic-revolutionary type of leadership generated by a prominent foreign policy formulator Henry A. Kissinger. Kissingerargues that a strong and experienced leadership is necessary to solve different kinds of problems and that is why the nature of leadership gives direction to the course of a country. As he states, especially new countries have a high incentive to seek for charismatic-revolutionary leadership in their domestic and foreign relations.Thus, this study will strive to demonstrate that Nazarbayev's leadership resembles the charismatic-revolutionary type as Kazakhstan is a very young and independent country. The study also examines what kind of role the leadership of Nazarbayev plays on the stability in the country.

Avrasya Ekonomik Birliği (AEB), Rusya ve Beyaz Rusya arasında 1995 yılında imzalanan Gümrük Birli... more Avrasya Ekonomik Birliği (AEB), Rusya ve Beyaz Rusya arasında 1995 yılında imzalanan Gümrük Birliği Anlaşması ile başlamış olmasına rağmen hâlihazırda özellikle uluslararası ilişkiler disiplininde devletler ve uluslararası örgütler tarafından yeterince ele alınmamış bir konudur. Küreselleşen dünyada devletlerin karşı karşıya kaldıkları siyasi, güvenlik ve özellikle ekonomik sorunları çözebilmelerinin en önemli yolu uluslararası örgütler kurmalarıdır. Bu çalışma, gerek bölgesel güvenliğin sağlanması gerekse etkin bir ekonomik sistem kurmak için meydana getirilen Avrasya Ekonomik Birliği'nin uzun dönemde önemli ve etkili olacağı hipotezini ortaya atmakta ve birliği bir ekonomik gelişim modeli olarak ele almaktadır. Ayrıca bu çalışma, Rusya'nın AEB'yi diğer üyelerin Rusya'ya olan bağımlılığından etkin şekilde istifade ederek bölgedeki Rus nüfuzunu sağlamlaştırma adına bir mekanizma olarak algıladığını iddia etmektedir. Birliği meydana getiren üyelerin ekonomik ve stratejik çıkarlarına yer verecek olan bu makale, Soğuk Savaş sonrası dönemde hızla yayılan ekonomik küreselleşmeyi çalışmanın teorik altyapısı olarak ele almaktadır.
Kazakistan, 23 Ocak Pazartesi günü başkent Astana'da yapılacak olan Suriye barış görüşmelerine ev... more Kazakistan, 23 Ocak Pazartesi günü başkent Astana'da yapılacak olan Suriye barış görüşmelerine ev sahipliği yaparak, milyon dolarlar harcasa dahi bu kadar başarılı olamayacağı bir düzeyde ülkenin PR'ını ve reklamını yaparak ülkenin tanıtımına muazzam bir katkı yapmıştır.
Uploads
Papers by Assoc. Prof. Dr. Serdar Yilmaz
ekonomik durumlarının iyi olması ve bu ülkeyi ata yurtları olarak görmelerinden dolayı Kazakistan’ı vatanları olarak görmeleridir.
This study will investigate the reasons why Ahıska Turks who live in Kazakhstan consider Kazakhstan as their new homeland and why their desire of returning to their homeland (Ahıska-Georgia) has been diminished. The hypothesis of this article is that Ahıska Turks living in Kazakhstan consider this country as their new homeland
due to Kazakhstan’s close attention to the differences of every nation, advanced integration of Ahıska people with the Kazakh society and having decent economic conditions.
Kazakistan ve Türkiye her platformda kardeş olduklarını vurgulamalarına rağmen bu söylem kültürel ve özellikle ekonomik ilişkilere/göstergelere yansımamış ve Türkiye tarafından uygulanan birçok projeden yeterli verim alınamamıştır hipotezine dayanan bu çalışmada, hem Kazakistan-Türkiye ekonomik ve kültürel ilişkilerine yapıcı anlamda eleştirel bir bakış açısıyla bakılarak eksik noktaların vurgulanması konusunda somut katkılar yapmak hem de çalışmanın belirtilen hipotezini doğrulanmak amacıyla dört temel soruya cevap aranmıştır. Çalışmanın sonunda her iki ülkenin de Türk dünyası için önemine ve gerek ikili ilişkilerin daha iyi bir seviyeye yükselmesi ve gerekse Türk dünyasının temel sorunlarının çözümü için belli başlı önerilere yer verilerek çalışma nihayete erdirilmiştir. Abstract The thesis of the study is that although Kazakhstan and Turkey emphasize at every platform that they are brothers, this discourse is not reflected in cultural and especially economic relations and not enough efficiency has been obtained from many projects implemented by Turkey. Thus, this study is going to examine the cultural and economic relations between Turkey and Kazakhstan with a critical perspective. Both making concrete contributions to highlighting the missing points and confirming the hypothesis the study, the author has looked for answers to four questions in order to investigate Kazakhstan-Turkey relations and reflections of their relationship to the Turkish world in the globalization era. The study has been finalized by mentioning necessary recommendations regarding the importance of both country for the Turkish world.
The aim of this study, which is called Nazarbayev's Changing Turkey Discourse From Turgut Ozal to Abdullah Gul, is to put forth that how Kazakh President Nursultan Nazarbayev's discourses regarding policies towards Turkey have changed since 1991. This study is based on the hypothesis that Nazarbayev's policies towards Turkey since 1991 have reached a rational level such as economy, investment and diplomacy from emotional rhetoric such as brotherhood and kinship.