In this study, it is aimed to determine the changes in land use between 1984-2022 in Pamukova (Sa... more In this study, it is aimed to determine the changes in land use between 1984-2022 in Pamukova (Sakarya) district by using Remote Sensing (UA) and Geographic Information Systems (GIS) techniques. For this purpose, 08.08.1984 Landsat TM and 24.07.2022 Landsat 8 (OLI/TIRS) satellite images were used in the study. After the satellite images were processed with the ArcGIS 10.8 program, land use maps for the years 1984 and 2022 were produced and the temporal change according to the years was determined quantitatively and spatially. While producing the land use map, first NDVI analysis and then controlled classification were performed on the satellite images. 5 different classes (forest areas, artificial areas, agricultural areas, water areas, sparse vegetation) were created from the image classified by applying the maximum similarity method. During the controlled classification process, Corine and Google Earth maps were also used in coordination while creating the reference points. For the accuracy analysis, 100 sampling points were randomly assigned to each class and the user and manufacturer accuracy was found by checking what these areas correspond to in the controlled classification and what they actually are. Then the Kappa index was calculated. As a result of the study, while the semi-natural areas, artificial areas and water surfaces gained area, forest areas and agricultural areas were included in the land class that lost area. At the end of the study, suggestions related to the dynamics of the region, planned, programmed, healthy and encouraging land use were made to protect the natural environment.
bertaraf yöntemlerine baktığımızda günümüze yaklaştıkça düzenli depolama yönteminin daha çok terc... more bertaraf yöntemlerine baktığımızda günümüze yaklaştıkça düzenli depolama yönteminin daha çok tercih edildiği tespit edilmektedir. Aynı zamanda Kocaeli ili atıkların bertaraf edilmesi, azaltılması ve değerlendirilmesi açısından Türkiye'deki önemli tesislerden (Türkiye'nin ilk katı atık bertaraf tesisi İZAYDAŞ) birine sahiptir. 2006-2018 yılları arasında İZAYDAŞ'a gelen evsel atık miktarının sürekli olarak arttığı ve 2018 yılında 600 tonun üzerinde evsel atığın olduğu görülmektedir. Bu tesiste yakılan atık miktarının 2018 yılında 24.000 tona ulaştığı tespit edilmektedir. Birçok işlevi olan bu tesiste çöp gazından enerji üretilmektedir. Atıklardan sağlanan enerji üretimi İZAYDAŞ'ta yıllara göre farlılıklar göstermektedir. 2018 yılında üretilen enerji miktarının15.000.00 W'ın üzerine çıktığı tespit edilmektedir.
Determination of Suitability Areas for Agriculture: The case of Bilecik
Coğrafi Bilimler Dergisi
Bu çalışmada amaç, Bilecik ilinde tarıma uygun alanları tespit etmektir. Veri olarak 1/25000 ölçe... more Bu çalışmada amaç, Bilecik ilinde tarıma uygun alanları tespit etmektir. Veri olarak 1/25000 ölçekli sayısal topografya paftaları, sayısal meşcere haritası, sayısal toprak haritası, yağış, sıcaklık ve akarsu verileri kullanılmıştır. Tarımsal uygunluğa etki edecek 12 ana ve 72 alt parametre uzmanlar tarafından puanlandırıldıktan sonra ağırlıklandırılmış Analitik Hiyerarşi Süreci (AHS) ve Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ile 5 sınıfa ayrılan tarımsal uygunluk haritası hazırlanmıştır. Bu uygunluk sınıfları hiç uygun değil, uygun değil, düşük derecede uygun, uygun ve yüksek derecede uygun şeklinde gruplandırılmıştır. Yapılan analize göre araştırma alanında en fazla alan %72,81’lik pay ile 2814,55 km2 alan kaplayan “uygun değil” sınıfına aittir. Ardından %14,52’lik paya sahip ve 561,19 km2 alan kaplayan “düşük derecede uygun” sınıfı; %3,83’lük paya sahip “yüksek derecede uygun” sınıfı yer almaktadır. En az paya sahip olan sınıf ise %0,56 ile “uygun” sınıfıdır. Fiziki çevre koşullarının tar...
Natural environment and human are two important dynamic concepts that affect each other and are a... more Natural environment and human are two important dynamic concepts that affect each other and are affected by each other. While human behavior causes changes on the natural environment, at the same time, the natural environment limits human behavior on this environment. Although technology and science develop, human behavior on the natural environment is under the control of natural environmental factors. Settlements are one of the most important factors affected by natural environmental factors. Therefore, in this study, it is aimed to evaluate the relationship between the elevations, views and slopes of the settlements forming Eskişehir central districts (Odunpazarı and Tepebaşı) from a geographical point of view. For this purpose, 1/25000 scale digital topography maps are used, and digitization and reclassification processes are applied by using the ArcGIS program. Eskişehir central districts population characteristics of Turkey Statistical Institute (TSI)'s are created based on 2019 data. When the relationship between the settlement and the elevation is examined in the central districts of Eskişehir, it is seen that the dense settlements are gathered at the base of the plain. With the increase of the elevation, a decrease occurs in the population due to the sparse of the settlement pattern. When the relation of settlement and population with slope conditions is examined, it is determined that the areas with dense population and settlement in the central districts are areas where the slope value is less than 2%. So that; There are 88 neighborhoods in these areas, which have a share of 43.52%. The dominant aspect is the southern direction with 18.90%. However, when the central districts settlement is examined, the directions of settlement and the most populated areas are northeast with 34 neighborhoods and north with 31 neighborhoods. This shows that most settlements in the central districts have been established in reverse aspect.
Madenler ve madencilik faaliyetleri bulunduklari alandaki ve ulkelerindeki en onemli ekonomik faa... more Madenler ve madencilik faaliyetleri bulunduklari alandaki ve ulkelerindeki en onemli ekonomik faaliyetlerden birini teskil etmektedir. Bu nedenle de madenlerin bulunduklari alanlara ve ulkelerinin ekonomilerine buyuk katkilari vardir. Ancak bu avantajlarinin yani sira dezavantajlari bulunmaktadir. Toprak, su, hava ve gurultu kirliligi, atik problemi, bitki ortusunun tahrip edilmesi ve biyocesitliligin azalmasi, faunaya zarar verilmesi ve faunanin gocu, arazinin bozulmasi ve saglik problemlerinin artmasi gibi cok sayida dezavantaji bulunmaktadir. Bunun icin madenciligin ulke ekonomisine olan katkilarinin yani sira zararlari da dusunulmelidir. Bu nedenle bu calismada Orhaneli ve Buyukorhan’da yapilan madencilik faaliyetlerinin topraktaki agir metal (arsenik (As), kadmiyum (Cd), kobalt (Co), demir (Fe) ve nikel (Ni)) duzeylerine olan etkisini belirlemek amaclanmistir. Bu amacla calisma alani 8 km2 buyuklukteki gridlere bolunmus ve bu gridler icerisinden sistematik rastgele yontemle 19 ...
Bİlecİk'te İklİm elemanlarının Hava kİrlİlİğİ Üzerİne etkİsİ Serpil mEntEşE [*] şermin taĞıl [**]... more Bİlecİk'te İklİm elemanlarının Hava kİrlİlİğİ Üzerİne etkİsİ Serpil mEntEşE [*] şermin taĞıl [**] ÖZ Hava kirliliği konsantrasyonları ile meteorolojik faktörler arasında yakın bir ilişki olduğu bilinmektedir. Bu çalışmanın amacı, 2008-2010 döneminde SO 2 ve PM 10 düzeyleri üzerine iklim elemanlarının etkisinin ortaya konmasıdır. Bu kapsamda belirlenen araştırma soruları: i. Bilecik ilinde hava kirliliği parametrelerinden SO 2 ve PM 10 nin zamansal (aylık, yıllık, mevsimlik) değişimi nasıldır? ; ii. Bilecik ilinde iklim koşullarının (hava sıcaklığı, rüzgâr hızı, nem ve basınç) hava kirliliği parametreleri (SO 2 ve PM 10) üzerinde etkisi var mıdır? Bu amaçla Bilecik kentinin 2008-2010 dönemine ait günlük hava kirliliği (SO 2 ve PM 10) ve meteorolojik faktörlerden hava sıcaklığı, rüzgâr hızı, bağıl nem ve basınç verileri kullanılmıştır. Hava kirliliğine neden olan elemanlar ile incelenen meteorolojik faktörler arasındaki ilişki istatistikî yöntemler kullanılarak analiz edilmiştir. Çoklu doğrusal regresyon ve korelasyon analizleri ile elde edilen sonuçlara göre, SO 2 ve PM 10 seviyeleri ile meteorolojik faktörler arasındaki ilişki orta ve zayıf düzeyde bulunmuştur. Her iki hava kirliliği parametresinin de incelenen yıllar arasında azaldığı tespit edilmiştir. Bu azalmaya rağmen PM 10 'nin uzun dönemlik sınır değerlerin (UVS) üzerinde seyrettiği saptanmıştır.
International Journal of Social Humanities Sciences Research (JSHSR), 2019
Bu çalışmanın odağında, insanların çevreyle en fazla temas edebileceği, bitki örtüsü ve yapılı ol... more Bu çalışmanın odağında, insanların çevreyle en fazla temas edebileceği, bitki örtüsü ve yapılı olmayan alanlara erişim olanağı sağlayabilecek ve hareket etmelerine olanak tanıyacak kentsel açık-yeşil alan sistemleri bulunmaktadır. Bu kapsamda çalışmanın amacı, Aydın ili merkez ilçesi örneğinde kentsel açık-yeşil alan sistemlerinin potansiyel erişebilirlik rotaları kapsamında mekansal bağlantılılığının değerlendirimesidir. Çalışma alanına ilişkin alan kullanım haritası Copernicus Arazi Gözlem Hizmetlerinin (Copernicus Land Monitoring Service-CLMS) web sitesinden ücretsiz olarak elde edilen 2012 yılına ait Urban Atlas veri seti temel alınarak hazırlanmıştır. Çalışmada öncelikle, peyzajda fiziksel erişebilirliği destekleyebilecek farklı alan kullanım tiplerinin temel mekansal özellikleri ile bağlantılılıkları FRAGSTATS yazılımı peyzaj metrikleri ile incelenmiştir. Bu amaçla, yaygın olarak kullanılan 6 peyzaj metriğinden yararlanılmıştır. Daha sonra tüm alan kullanım tipleri içinde, potansiyel kentsel açık-yeşil alan sistemi öğeleri mekansal bağlantılılık durumlarına göre birbirleri ile birleştirilerek, potansiyel erişebilirlik rotaları oluşturulmuştur. Son olarak, belirlenen potansiyel erişebilirlik rotaları ile tek tek kentsel açık-yeşil alan sistem öğelerinin mekansal bağlantılılığı karşılaştırılmıştır. Sonuç olarak, kentsel alanlarda farklı açık-yeşil alan tiplerinin farklı düzeylerde mekansal bağlantılılık sağladığı, ancak açık-yeşil alan sistemi dahilinde bir bütün olarak değerlendirildiklerinde mekansal bağlantılılığın daha güçlü olduğu bulunmuştur.
Water resources such as lakes and rivers are located around the city are among the most preferred... more Water resources such as lakes and rivers are located around the city are among the most preferred areas for recreation purposes. This research aims to determine the recreational use of Pelitözü Pond and its surroundings area in Bilecik and also aim to determine the negative effects of this usage on the environment. In the study, the perception and opinions of local people who use the area for recreational purposes were applied. Research data were collected through surveys conducted to the local people. The surveys were applied to 375 persons selected by sampling method easily at Pelitözü Pond between 12-25 March 2018. Data were analyzed with IBM SPSS statistics 21 software. Frequency, percentage distributions, mean and standard deviation techniques were used in the given analysis. According to the survey results; Pelitözü Pond and its surroundings are visited on weekends to spend time with friends, family and relatives. Among the major environmental problems caused by recreational activities in the area, increase in the amount of garbage, pollution of the pond by facilities, the destruction of the natural vegetation, the pollution of the air from the exhaust fumes from the vehicles.
Bi̇leci̇k İli̇nde Nüfusun Mekânsal Dağilişinin Jeoi̇stati̇sti̇ksel Yöntemlerle İncelenmesi̇ Geo-Statistical Methods in Investigation of Spatial Distribution of Population of the Bilecik Province
z Nüfus miktarı ve çeşitli özelliklerinin mekânsal biçimlenmesinin açıklanması, nüfus coğrafyasın... more z Nüfus miktarı ve çeşitli özelliklerinin mekânsal biçimlenmesinin açıklanması, nüfus coğrafyasının araştırma alanı içine girmektedir. Bu nedenle bu çalışmada, Bilecik ilinde nüfusun zamansal olarak mekân üzerinde dağılımını ve değişimini mekânsal istatistik yöntemlerini kullanarak belirlemek amaçlanmıştır. Nüfusun zamansal ve mekânsal dağılımını belirlemek üzere Türkiye İstatistik Kurumu'ndan Bilecik iline ait nüfus verileri elde edilmiştir. Elde edilen veriler ArcGIS 9.3 ve ArcGIS 3.2 programlarında jeo-istatistiksel yöntemlerle analiz edilmiştir. Moran I, Geary Oranı, Getis-Ord G istatistiği ve En Yakın Komşu Analizleri sonucunda Bilecik ilinde nüfusun mekân üzerinde rastgele bir dağılım gösterdiği tespit edilmiştir. Ortalama merkez, nüfus ağırlıklı ortalama merkez ve medyan merkezi analizleri sonucunda; ortalama merkez, nüfus ağırlıklı ortalama merkez ve medyan merkezlerinin yerlerinin yıllara göre değiştiği ve yaklaşık olarak Bilecik şehri sınırları içerisinde kaldığı sapta...
The Journal of Academic Social Science Studies, 2015
Boğaz Köprüsü'nün etkisiyle yakın gelecekte sosyo-ekonomik bakımdan bir cazibe merkezi haline gel... more Boğaz Köprüsü'nün etkisiyle yakın gelecekte sosyo-ekonomik bakımdan bir cazibe merkezi haline geleceği düşünülmektedir. Deprem zararlarının azaltılması için Gelibolu Yarımadası'nda mevcut yerleşmelerde, yerleşime açılacak alanlarda ve yeni yapılacak yapılarda bu çalışma sonuçları dikkate alınmalıdır.
Öz Çevresel bozulma kendini insanoğlu ile göstermiştir. Ancak insanoğlunun çevresel bozulma üzeri... more Öz Çevresel bozulma kendini insanoğlu ile göstermiştir. Ancak insanoğlunun çevresel bozulma üzerindeki etkisi geçmişten günümüze kadar sürekli artmıştır. İnsanoğlunun ilk dönemlerinde çevresel bozulma çok büyük oranlarda olmadığı için çevre kendini yenileme fırsatına sahipti. Ancak aydınlanma, sanayileşme ve artan teknolojik gelişmelerle birlikte çevresel bozulma üst düzeylere ulaşmış ve çevrenin kendini yenileme fırsatı olmadan eskilerine yenileri de eklenmiştir. Bu çalışmanın amacı konuyla ilgili literatür taraması yapılarak, çevresel sürdürülebilirlik açısından toprak, su ve hava kirliliğini teorik bir bakış açısı ile değerlendirmektir. Sonuç olarak, yaşamın devamı için gerekli olan toprağın, suyun ve havanın doğal bileşimini bozmadan kullanmak ve korumak, sürdürülebilir yaşam ve doğal çevre için mutlak gereklidir. Bu nedenle de doğal kaynakların sürdürülebilir bir biçimde kullanılması, korunmasını ve planlanması gerekmektedir.
Mekan Algisi Ve Farkindalik: Küçükçekmece Gölü Örneği̇
International Journal of Social Humanities Sciences Research (JSHSR), 2021
Su ve kaynakları, insan başta olmak üzere pek çok canlı için yaşam alanı oluşturmakta ve ekosiste... more Su ve kaynakları, insan başta olmak üzere pek çok canlı için yaşam alanı oluşturmakta ve ekosistem üzerinde büyük öneme sahip olan alanları teşkil etmektedir. Küreselleşen dünyada genel itibari ile su ve kaynakların çevreleri kentlerin önemli sosyal alanlarını oluşturmaktadır. Türkiye’nin önemli metropol şehirlerinden biri olan İstanbul’da nüfusun sürekli artıyor olması, çeşitli sosyal alanlara olan ihtiyacı da arttırmaktadır. İstanbul’un batısında yer alan Küçükçekmece Gölü görsel çekiciliği, rekreasyon faaliyetleri gibi çeşitli açılardan dikkat çekmekte ve şehirdeki sosyal mekanlardan biri olarak varlığını devam ettirmektedir. Ancak bu alan çeşitli faaliyetler sonucunda değişime uğramaktadır. Bu değişim doğal çevre üzerinde olumsuz etkilere neden olmaktadır. Ekosistem üzerinde meydana gelen baskı Küçükçekmece Gölü’nün geleceğini tehdit etmektedir. Bu çalışmada insanların göl ve çevresine olan farkındalıklarını tespit etmek ve konu ile ilgili görüşlerini almak amaçlanmaktadır. Çünkü çevre sorunlarının ortadan kaldırılabilmesi ve tedbirler alınabilmesi adına insanların konu hakkında farkındalığı önemli bir faktörü teşkil etmektedir. Çalışmada anket yöntemiyle veriler toplanmıştır. Anket kolayda örneklem yöntemi ile 270 kişiye uygulanmıştır. Veriler IBM SPSS Statistics 20 yazılımı ile analiz edilmiştir. Verilerin analiz edilmesinde frekans, ortalama, standart sapma ve yüzde dağılımları teknikleri kullanılmıştır. Anket sonuçlarından elde edilen bilgilere göre katılımcıların büyük çoğunluğu alanı dinlenme, koşu, yürüyüş gibi sosyal faaliyetler için kullanmaktadır. Alanın en güçlü yönünün kıyı yürüyüşü; en zayıf yönünün ise kirlilik olduğu katılımcılar tarafından belirtilmektedir. Gölün sağlıklı olmadığı konusunda hemfikir olan katılımcılar suyun kirli oluşundan rahatsızlık duymaktadır. Göl ve çevresinin rekreasyon amacıyla kullanıldığı göz önüne alındığında, sağlanacak imkanların sadece piknik ve yürüyüş ile sınırlı kalmaması, balıkçılık, su sporları, kaykay, kano ve kamp gibi diğer faaliyetler için de fırsatların yaratılması gerekmektedir. Daha yaşanılır bir çevre ve insanın yaşam kalitesini arttıran faaliyetleri gerçekleştirebileceği alan için yerel yönetimlerin ve halkın sorumluluğu büyüktür.
Uploads
Papers by Serpil Menteşe