Papers by Hatice ÇIRALI SARICA
Bilişim Teknolojileri Öğretmenlerinin Mesleki Deneyimlerini Dile Getirmede Alternatif Bir İfade Aracı Olarak Dijital Hikâye Anlatımı Atölyeleri
Eğitimde Kuram ve Uygulama
Pre-service teachers’ future professional self-understanding: a reception study through teachers’ digital stories
Journal of Education for Teaching, 2021
Bilişim teknolojileri öğretmenlerinin mesleki deneyimlerini dile getirmede alternatif bir ifade aracı olarak dijital hikâye anlatımı atölyeleri
Eğitimde Kuram ve Uygulama, 2020

Eğitim Teknolojisi Kuram ve Uygulama, 2020
In this study, it is aimed to determine whether students use technology for productive purposes i... more In this study, it is aimed to determine whether students use technology for productive purposes in digital storytelling process and how they use technology from a wider perspective by comparing data obtained from log records and semi-structured interviews. In this context, digital storytelling activity was realized with 29 primary school students. The tablet PC was delivered to the students for use in the digital storytelling process and there was no restriction on their use. Before the tablets were handed over to the students, the "App Usage Tracker", an open source application, was installed. This application provides log records as to which programs were running in the background during the tablets' usage. It was therefore possible to determine what the students were doing in the background while they were creating their digital stories. The tablets were delivered to all students with the same standard applications installed; camera, gallery, photo editor, internet and drawing applications. The study conducted by case study method, interview data were analyzed by content analysis; the log data were analyzed by descriptive statistics. When the logs and interview records regarding the applications that the students used on the tablets are compared, it is noticed that while the logs indicate that the DST applications were used the most, the students had stated that they mostly played games according to the interview transcripts. Consequently, it is deemed important to design activities for students where technology may be utilized for productive purposes, instead of focusing on the risks that technology may bring upon learners and imposing limitations.

In this paper, the aim is to provide a basis for research in the area of digital storytelling (DS... more In this paper, the aim is to provide a basis for research in the area of digital storytelling (DST) in educational context in Turkey through an overview of the current situation. Accessed through a descriptive survey method, 12 theses and 15 articles were examined with content
analysis in this paper. As a result of this analysis, it is likely to say that DST in educational context in Turkey mostly focuses on the digital aspect rather than the storytelling component and sharing life experiences is not in the core of most work. The collaborative workshop-based nature of the practice is mostly not considered necessary as long as a digital story is produced. In this respect, there is a tool-based approach besides the confusion between DST and multimedia
practices. Although it is mentioned that DST might have a role as a tool for reflection and self-expression, none of the studies examined, mentions about sharing experiences. Another major finding is that there is limited understanding about the workshop-based nature of digital storytelling as well as the facilitation process by facilitators who had participated in a DST workshop themselves, experienced the process and developed a first-hand understanding about the process. These findings point to an approach problem regarding the use of DST in educational context in Turkey. This problem concerning the approach seems to
be spreading not necessarily being limited to a single case where an interdisciplinary perspective and literature is missing. In this respect, this study aims to widen theunderstanding about the collaborative and co-creative nature of workshop-based digital storytelling practices.

Türkiye’de eğitsel bağlamda dijital hikâye anlatımı konusunda giderek artan ve çeşitlenen çalışma... more Türkiye’de eğitsel bağlamda dijital hikâye anlatımı konusunda giderek artan ve çeşitlenen çalışmalarda gerek kavramsal çerçeve, gerekse uygulama süreci açısından farklılıklar ve belirsizlikler olduğu dikkati çekmektedir. Buradan hareket ederek eğitsel bağlamda DHA konusunda Türkiye’de yapılmış tez ve makaleler taranarak, içerik analizi ile var olan durumun betimlenmesi; böylece bu konuda çalışma yapmayı planlayanlar için bir temel oluşturulabilmesi amaçlanmıştır. Betimsel tarama, “Yükseköğretim Kurulu ulusal tez merkezi, ULAKBİM TR dizini, Dergipark ve Google Scholar” veritabanlarında yapılmıştır. Tarama sürecinde “dijital hikaye” veya “dijital hikâye” veya “dijital öykü” anahtar sözcükleri kullanılmış ve yıl sınırlaması yapılmamıştır. Tarama sürecinde 16 tez ve 88 makaleye ulaşılmıştır. Ulaşılan bu çalışmalar incelendiğinde tam metnine erişilemeyen ve eğitsel bağlamda olmayan çalışmalar analiz sürecinin dışında bırakılmıştır. Sonuç olarak 13 tez ve 15 makaleye içerik analizi yapılmıştır. İçerik analizi “ yazarın kullandığı kavram (dijital hikâye mi? dijital öykü mü? v.b.)”, “tanım”, “kuramsal temel”, “kullanım alanları”, kullanım amacı”, “yöntem -çalışma grubu, veri toplama aracı, verilerin analizi- ve “araştırmanın sonuçları”na göre yapılmıştır.
Analiz sonucunda Türkiye’de DHA konusunda çalışmaların 2005 yılında başladığı, son yıllara doğru giderek artış gösterdiği; çalışmalarda “dijital öykücülük, e-öyküleme, dijital öykü, dijital öykü anlatımı, dijital öyküleme, dijital hikâye/hikaye, dijital hikayecilik, bilgisayar destekli hikaye anlatımı, dijital hikâye/hikaye anlatımı” kavramlarının kullanıldığı belirlenmiştir. Oysaki öykü ve hikâye kavramları arasında farklılıklar vardır (Andaç, 2014; Şimşek, 2010). Şimşek’e göre (2010), öykü, belli tekniklerle ilerleyen ve uzmanlık gerektiren yazılı bir edebiyat ürün türü iken; hikâye anlatma, herhangi bir uzmanlık gerektirmeyen ve sıradan insanların yaşamlarına veya farklı yaşantılara dair anlatılarıdır. Analiz sonucunda DHA farklı isimlendirilse de, tanım olarak benzer tanımların kullanıldığı ortaya çıkmıştır. Çalışmaların kullanım alanları incelendiğinde DHA’nın “fizik, açıköğretim, bilgisayar ve öğretim teknolojileri, tarih, okul öncesi, ikinci/yabancı dil, ana dil/Türkçe, güzel sanatlar” eğitiminde kullanıldığı, dolayısıyla DHA’nın geniş bir kullanım alanına sahip olduğu görülmektedir. Çalışmaların amacına göre DHA’na ilişkin beş adet derleme; birer tane de rubrik geliştirme, seslendirme destekli animasyonlaştırma programı geliştirme, bir ifade aracı olarak kullanma alanlarında çalışmaların olduğu görülmüştür. Diğer çalışmaların da DHA’nın çeşitli değişkenler (demokratik değer yargısı, tutum, motivasyon, başarı, yazma becerisi, v.b.) açısından öğrenciler üzerindeki etkisini (N=12) veya DHA’na ilişkin görüşlerin-deneyimlerin incelendiği (N=9) çalışmalar olduğu belirlenmiştir. Araştırma yöntemi belirtilmeyen ve derleme türü çalışmalar dışarıda bırakıldığında, en fazla deneysel (N=11), sonrasında durum (N=6), olgu bilim (N=1) ve eylem araştırması (N=1) desenleri ile çalışıldığı görülmüştür. Çalışmalar öğretmen, öğretmen adayları ve öğrenciler ile yürütülmüştür. Öğrencilerden oluşan çalışma gruplarının en çok lisans (N=8), sonrasında ise ortaokul (N=4), ilkokul (N=3), lise (N=3), okul öncesi (N=1) öğrencilerden oluştuğu saptanmıştır. Çalışmalarda veri toplama aracı olarak “anket, ölçek, görüşme, test, doküman, dijital hikâye, günlük, gözlem, öğrenme materyali, form, öğrenci ürünleri, alan notları, ses ve video kayıtları”nın kullanıldığı görülmüştür. Veri toplama aracı olarak ölçek veya test kullananların bu verileri görüşme ve/ya gözlem ile desteklediği dikkati çekmiştir. Verilerin analizinde ise daha çok betimsel istatistiklerin, t-testlerinin ve parametrik olmayan testlerin kullanıldığı; nitel analizlerde ise kodlama, tematik analiz ve içerik analizinin kullanıldığı belirlenmiştir. Yapılan çalışmaların sonuçları analiz edildiğinde dört tema ortaya çıkmıştır. 1. Öğretmen boyutu, 2. Öğrenci boyutu, 3. Süreçte yaşanılan zorluklar-sorunlar, 4. DHA’nın olası rolleri. Sırasıyla temalara göre sonuçlar analiz edildiğinde, öğretmenler DHA’nın verimi arttıracağını ve yararlı bulduklarını ifade etmişlerdir. Öğrenci teması altında ise iki alt tema oluşturulmuştur. Birincisi DHA’nın öğrenciler üzerindeki olumlu etkileri, ikincisi öğrencilerin DHA’na ilişkin olumlu görüşleri ve ifadeleridir. Etki çalışmalarında daha çok “tutum, yazma becerisi, motivasyon ve başarı”; görüşler açısından ise “Öğrenme sürecine aktif katılımı sağlama, eğlenceli bir uygulama/süreç olması, kalıcı öğrenme sağlama, motivasyonu arttırma” kategorilerinin öne çıktığı belirlenmiştir. Araştırmacıların süreçte yaşadıkları sorunlar-zorluklar temasında sürecin zaman alması, teknik sorunlarla karşılaşılması, öğrencilerin isteksizliği, yeterli kaynağa ulaşamama gibi kategoriler ortaya çıkmıştır. Ayrıca araştırmacıların, DHA’nın bir öğretim/öğrenme yöntemi, materyali ya da bir ifade, yansıtma aracı olduğunu, ifade ettikleri belirlenmiştir. Analizlerden hareketle eğitsel bağlamda daha çok deneysel çalışmaların yapıldığı ve DHA’nın etkisinin test edildiği belirlenmiştir. Bu süreçte dikkati çeken diğer nokta ise DHA’nın çoklu ortam ile aynı anlamda ele alınmasıdır. Bu durum önemli bir sorunu beraberinde getirmektedir. Çünkü çoklu ortam ve DHA aynı şey değildir. Elbette DHA metin, ses, görüntü, v.b. bileşenleri içinde barındırması nedeniyle çoklu ortam özelliklerini göstermektedir. Ancak DHA, kişinin kendi anlatısını temele alması, istediği şekilde medyaya yön verebilmesi, tasarım ilkelerinin olmayışı, anlatılan hikâye ile kullanılan medya arasında bir iç bütünlüğün olması vb. özellikleri ile çoklu ortamdan ayrılmaktadır. Bu açıdan eğitsel bağlamda DHA konusunda yapılması planlanan araştırmalarda öncelikle kavramsal çerçevenin oluşturulmasına gereksinim olduğu ileri sürülebilir.

Bu çalışmanın amacı, eğitsel bağlamda dijital hikâye anlatımı (DHA) süreci ile ilgili bir rubrik ... more Bu çalışmanın amacı, eğitsel bağlamda dijital hikâye anlatımı (DHA) süreci ile ilgili bir rubrik geliştirmektir. Rubrik, alan yazından hareketle üç bölüm ve 30 ölçütten oluşmuştur. Bölümler, “hikâye”, “hikâye tahtası” ve “dijital hikâye” olarak belirlenmiştir. “Hikâye” bölümü sekiz ölçütten (amaç, açıklık, dil ve dilbilgisi kullanımı, özgünlük, duygu, içtenlik, özlü olma ve akıcılık); “hikâye tahtası” bölümü dört ölçütten (organizasyon, içerik, bütünlük ve akıcılık) ve “dijital hikâye” bölümü 18 ölçütten (amaç, dil ve dilbilgisi kullanımı, açıklık, uzunluk, özgünlük, duygu, özlü olma, görsellerin uygunluğu, görsellerin etkililiği, sesin uygunluğu, ses hızı, ses kalitesi, müziğin uygunluğu, müzik hızı, müzik-ses yüksekliği uygunluğu, bütünlük, akıcılık, telif hakkı) oluşmaktadır. Rubrikle ilgili geçerlik çalışması için uzman görüşlerine başvurulmuş, güvenirlik için kodlayıcılar arası ağırlıklı kappa katsayısı hesaplanmıştır. Analiz sonuçlarına göre kodlayıcılar arasında tüm ölçütlerde iyi ve çok iyi uyuşma olduğu belirlenmiştir. Böylece “Eğitsel Bağlamda Dijital Hikâye Anlatımı Rubriği (EDHAR)”’nin DHA sürecinin sağlıklı olarak gerçekleştirilmesine katkı sağlayabileceği ifade edilebilir.

Increasing Productivity and Efficiency in Online Teaching, 2016
This study examines the design process of a blended learning environment using a learning managem... more This study examines the design process of a blended learning environment using a learning management system to transform Basic English courses into the web-based distance learning format in the School of Foreign Languages at a large scale research university in Turkey. The research design was based on design-based research and the ASSURE, which is an instructional design model. A design plan was created based on the needs indicated by the analysis, and the necessary materials were developed and transferred to the learning management system. A usability test of the environment was conducted for increasing efficiency of environment, facilitating learning, increasing productivity and making the environment more user-friendly. As a result, an environment was designed where instructors can create the desired multimedia materials (videos, exercises, quizzes). Students can access these materials, discuss with each other and instructor (chat, discussion) and assess their learning outcomes (weekly homework, quizzes, games).

The Effect of Digital Storytelling on Visual Memory and Writing Skills
The aim of this study is to determine the effect of digital storytelling on the visual memory cap... more The aim of this study is to determine the effect of digital storytelling on the visual memory capacity and writing skills of students. A total of 59 s grade primary school students participated in the current study. The randomized pretest - posttest control group design was used in the study. Students in the experimental groups completed the process through digital storytelling. The research was conducted over 13 weeks. The “Benton Visual Retention Test” and “Composition (Written Narrative) Evaluation Scale” were applied as pretest and posttest. In order to test whether there was an improvement within groups and to see if there were differences between groups, the hypotheses were tested using the t-test and obtaining gain scores. As a result, the findings showed a significant improvement in terms of the visual memory capacity and writing skills of students in both experimental and control groups, and the average gain scores were higher in the experimental group. Findings further demonstrated that digital storytelling created a significant difference in the writing skills of students. However, no statistically significant difference was observed between groups although the gain score averages of the experimental group students were higher in terms of visual memory capacity.

This study was conducted to examine students’ perceptions of collaboration, socialization and tas... more This study was conducted to examine students’ perceptions of collaboration, socialization and task complexity in an online collaborative learning environment. Implementation of the collaborative learning was performed via Google Docs. The study group consists of 43 fourth grade university students who take “Research Methods” course. The students were divided into 11 groups. The students were expected to prepare a research proposal in line with the problem statement which was determined by themselves as part of their project. The implementation process of the study was conducted for 3 weeks. In the research, three scales were applied to the students to measure their perceptions of collaboration, socialization and task complexity; in addition to these, the log data were saved. Anova, Manova, Hierarchical Clustering Analysis and Pearson’s Correlation Analysis were used for data analysis. As a result of the analysis, when the descriptive statistics were examined, it was obtained that the students’ average scores of perception of collaboration and socialization were medium, the average score of perceived task and environment complexity was slightly above the medium, and the average score of perceived environment-task interaction complexity was high. Hierarchical Clustering Analysis was applied by using the variables of “contribution to the project”, “rate of studying synchronously” and “group performance”, with the aim of clustering the students with
respect to their performances in the environment. 3 clusters, low, medium and high, were obtained as the result of the clustering analysis. When the students’ perceptions of collaboration, socialization, task, environment and environment-task interaction complexity were examined based on their performance in the environment, it was observed that there is a significant difference between the groups in terms of environment-task interaction complexity. Also, when the correlations between the students’ contribution to the project, the rate of studying synchronously with the group members and the groups’ project performance scores were examined, it was observed that there is a positive, significant and high correlation between the personal contribution and the rate of studying synchronously. When the correlation between students’ perceptions of collaboration, socialization, task complexity, environment complexity and environment-task interaction complexity were analyzed, a positive, significant and high correlation between the perceptions of socialization and collaboration; a positive, significant and medium correlations between the perceptions of socialization and task complexity and between the perceptions of environment complexity and environment-task interaction complexity were obtained. The task, environment and environment-task interaction complexities are observed to be positively, significantly and highly correlated.

The purpose of this study is to reveal the existing situation about digital storytelling in the e... more The purpose of this study is to reveal the existing situation about digital storytelling in the educational context by examining research articles to describe current situation and develop proposals for the following studies. For these purposes, systematic descriptive review was employed. Research articles were searched in Web of Science database using “digital storytelling” as keyword and within the scope of “education & educational research” areas without year limitation. As a result of the descriptive review, 57 articles that meet the criterion stated above were identified. Later on, content analysis was done based on their key words, contexts, years, countries, research groups, and variables in the problem statement, methods and analyses. Following the content analysis, it was found out that studies as regards DST within the context of education started in 2005, the number of studies increased by years and that maximum studies were performed in USA and Australia. It was determined that the studies were mainly performed as part of language teaching and multimodalmultiliteracy learning and teacher education followed such studies. It was regarded that study groups on the whole consisted of teacher together with secondary school and university students; and that the population of study groups ranged from 1 to 995. It was specified that qualitative research method was more concentrated as against other research methods, which resulted in use of more negotiations, observations and focus group discussions as regards data gathering As a consequence, it became evident that that there is a need for empirical studies to observe the impact in the studies with respect to DST and the information related to pre-school groups as regards DST.

The purpose of this study is to validate the English version of the Social Networks Adoption Scal... more The purpose of this study is to validate the English version of the Social Networks Adoption Scale developed by Usluel and Mazman (2009). The original scale consists of 21 items and 5 factors that include usefulness, ease of use, social effect, facilitating conditions and community identity. An online sample of 109 Facebook users completed an internet version of the translated the scale from the USA, Germany, Turkey, and Canada. For the scale’s structural validity, first and second order confirmatory factor analysis was conducted. Cronbach’s Alpha coefficients (0.90) and item total correlations were calculated to investigate reliability of the scale. Through validity study it was proven that English version of the scale was consisted of five factors. But as a result of the second order confirmatory factor analysis, correlation between social influence variable and adoption variable was found to be insignificant. Therefore, two items included in the social influence factor were extracted from scale. The results indicated that the English version of the Social Networks Adoption Scale consisting of 19 items and 5 factors provided valid and reliable measures of social networks adoption. The Social Networks Adoption Scale can provide an insight to educators about the adoption process of international students from different cultures who seek to use Facebook for educational purposes.
Conference Presentations by Hatice ÇIRALI SARICA
Online digital storytelling workshop as a reflective practice on the distance school experience of preservice teachers during the Covid-19 pandemic
Proceedings of EDULEARN21 Conference, 2021
Life in the Covid-19 pandemic: An online digital storytelling workshop experience and reflections
Proceedings of EDULEARN21 Conference, 2021

Eğitsel Bağlamda Atölye Temelli Dijital Hikâye Anlatımı Süreci: Sorunlar, Gereksinimler ve Öneriler
Dijital Hikâye Anlatımı (DHA), kolaylaştırıcılar tarafından belli aşamalar takip edilerek yürütül... more Dijital Hikâye Anlatımı (DHA), kolaylaştırıcılar tarafından belli aşamalar takip edilerek yürütülen (döngüsel bir şekilde), kişisel anlatıların kişinin kendi ses ve seçtiği görsellerle dijitalleştirildiği atölye temelli bir uygulamadır (Hartley ve McWilliam, 2009; Lambert, 2010, 2013; Şimşek, 2012, 2013). DHA’nın alanyazında farklı uygulanma süreçleri olmasına rağmen atölye temelli bir uygulama sürecini diğerlerinden ayıran en önemli hususların “süreçte kişisel deneyimler veya yaşantılar ile ilgili anlatılara yer verilmesi, sesin merkezde olması, hikâye çemberinin olması, süreçte kolaylaştırıcıların yer alması ve birlikte üretim sürecine odaklanılması” olduğu söylenebilir (Hartley ve McWilliam, 2009; Lambert, 2010, 2013; Şimşek, 2012, 2013).
Eğitsel bağlamda DHA konusunda Türkiye’deki yapılmış çalışmalar incelendiğinde, “DHA’nın yaşantıları ve deneyimleri anlamaya yönelik bir atölye çalışması olarak örgütlenmediği, atölye sürecinden daha ziyade, bireysel beceri geliştirme hedefinin ağırlıklı olduğu” dikkati çekmiştir (Şimşek, Usluel, Sarıca ve Tekeli, 2017). Türkiye’deki atölye temelli çalışmalara olan gereksinimin ortaya konması acaba uluslararası bağlamda da durum aynı mıdır? sorusunu beraberinde getirmektedir. Buradan hareketle bu çalışmada uluslararası bağlamdaki atölye temelli DHA çalışmalarındaki var olan durumun derinlemesine analiz edilmesi amaçlanmıştır. Böylece atölye temelli DHA çalışmalarının niçin, nasıl ve kimlerle yürütüldüğü incelenerek nelere gereksinim olduğunun ortaya konulması planlanmıştır.
Atölye temelli DHA çalışmalarını incelemek için “Science Direct” ve “Web of Science” veritabanlarında sistematik bir betimsel tarama süreci yürütülmüştür. Tarama sürecinde “digital storytelling” ve “workshop” anahtar sözcükleri kullanılmış ve yıl sınırlaması yapılmamıştır. Tarama sürecinde “Science Direct” veritabanında 40 makale ve 10 bildiriye ulaşılırken, “Web of Science” veritabanında 11 makale ve 17 bildiriye ulaşılmıştır. Ulaşılan bu çalışmalar incelendiğinde; iki veritabanında çakışan, tam metnine erişimi olmayan, DHA’nı temel almayan, DHA uygulama sürecinin bir atölye bağlamında yürütülmemiş olan, DH’leri değerlendiren ve derleme olan çalışmalar analiz sürecinin dışında bırakılmıştır. Sonuç olarak atölye temelli DHA konusunda yapılmış 11 makale ve iki bildiri üzerinden içerik analizi yapılmıştır. Bu çalışmalardan beş tanesinin eğitsel bağlamda olduğu bunlar arasından da sadece bir tanesinde öğretmen eğitimine odaklanıldığı görülmüştür.
Analiz sonucunda DHA ile ilgili çalışmaların eğitim, sağlık, iletişim, spor ve psikoloji gibi farklı alanlarda yapıldığı görülmüştür. Çalışmaların çoğunda toplumda farklı bir konumda olan bireylerin, daha çok da kırılgan grupların (sporla uğraşan kadınlar, göçmen ve mülteciler, şiddete uğrayan, hapse atılan ve/ya sınır dışı edilen kişiler, öğretmenler, hemşireler, erken bunama evresindeki kişiler, HIV ile yaşayan gençler, savunmasız gençler) çeşitli değişkenler açısından deneyimlerinin veya yaşamlarının araştırılmasının amaçlandığı görülmüştür. Diğer çalışma amaçları incelendiğinde ise beceri gelişiminin araştırıldığı, DHA’nın müdahale yaklaşımı olarak değerlendirildiği, eğitim aracı olarak potansiyelininin araştırıldığı, DHA sürecinin değerlendirildiği, öğretmenlerin sosyal sınıf konumlandırmalarının araştırıldığı ve mesleki kimlik, kurum ve utancın oluşum sürecinin anlaşılmaya çalışıldığı ortaya çıkmıştır. Çalışmalarda ele alınan değişkenler incelendiğinde eğitsel, kişisel ve toplumsal olmak üzere üç kategori ortaya çıkmıştır. Eğitsel olarak öğretmenlerin DHA'na ilişkin inançları ve algıları, dijital görsel beceri, sosyal sınıf konumlanması, öğretmen kimliği, mesleki kurum ve mesleki şema değişkenlerinin ele alındığı görülmektedir. Kişisel olarak liderlik, güçlenme (empowerment), geleceğe yönelik umut duygusu, öz-yönetim, öz-yeterlik, öz-saygı; toplumsal olarak da sosyal destek ve toplumsal aktivizm değişkenlerinin ele alındığı görülmektedir. Nitel olarak gerçekleştirilen çalışmalarda; katılımcı araştırma, katılımcı eylem araştırması, durum çalışması, olgu bilim ve toplum temelli katılımcı araştırma yöntemleri kullanılmıştır. Çalışma grubu yaşlılar, yetişkinler, gençler, hemşireler, öğretmenler ve araştırmacılardan oluşurken; çalışma grubu büyüklüğü ise atölye temelli uygulama gerçekleştirilmesinden kaynaklı küçük tutulmuştur. Her bir atölye çalışmasının 10 kişiyi geçmediği, toplamda çalışmaya katılan kişi sayısının da 3 ile 40 kişi arasında değişiklik gösterdiği görülmüştür. Oysaki DHA konusundaki eğitsel çalışmalarda daha çok öğrencilerle ve kalabalık gruplarla çalışmaların yürütüldüğü dikkati çekmektedir (Çıralı ve Usluel, 2015). Bunun da DHA’nın bireyler üzerindeki doğurgularını derinlemesine inceleyememe sorununu beraberinde getirdiği söylenebilir. Ayrıca atölye çalışmalarında daha dezavantajlı, kırılgan gruplarla çalışılmasından hareketle, eğitimde de dezavantajlı gruplarla çalışmaların yürütülmesine gereksinim olduğu ileri sürülebilir.
Son olarak çalışmalarda DHA’nın kişisel, kişiler arası ve eğitsel bağlamdaki doğurguları ortaya konmuştur. Kişisel bağlamda, derinlemesine düşünmeye, geçmişin hatırlanarak gözden geçirilmesine, kişilerin seslerini duyurmasına fırsat sunduğu; yeni anlayışların, bakış açıların oluşumunu ve kendini anlamayı sağladığı, benlik duygusu için faydalı olduğu, deneyimlerin ifade edilmesinin bir yolu olduğu; öz-yansıtma aracı olduğu; kendini ifade etme yeteneğini, öz-saygıyı, öz-farkındalığı, öz-kontrolü, öz-güveni, öz-dönüşümü, liderliği geliştirdiği belirlenmiştir. Ayrıca kişiler arası bağlamda ilişkilerin, bağın ve iletişimin kurulduğu; işbirlikli çalışmaya fırsat sunduğu, dayanışma duygusunu geliştirdiği, ortak bir aidiyet duygusu ve empati kurmayı sağladığı görülmüştür. Eğitsel bağlamda ise öğretmenlerin mesleki gelişimini desteklediği, öğrenciler arasında fırsat eşitliği sağladığı, yaşam boyu öğrenmeye katkı sağladığı, yetenek veya beceri gelişimini sağladığı, bir eğitim ve öğrenme aracı olduğu ortaya konmuştur. Bu doğurgular farklı disiplinlerde ortaya konmuş olsa da eğitsel bağlamda da bu tür değişkenlere odaklanarak çalışmaların yapılmasına gereksinim olduğu söylenebilir. Örneğin eğitsel bağlamda öz-farkındalık değişkeni ile ilgili bir çalışma planlansa, öğretmenlerde DHA yoluyla mesleki anlamda kendileri ile ilgili farkındalık oluşarak, mesleki uygulamalarına yön verebilecekleri ve mesleki gelişimlerine katkı sağlayabilecekleri söylenebilir. Buradan hareketle bu çalışmada ortaya konan doğurguların, birçok çalışmasının girdisini oluşturabileceği ileri sürülebilir. Sonuç olarak alanyazında DHA konusunda disiplinler arasında yapılmış birçok çalışma olmasına rağmen atölye temelli ve özellikle eğitsel bağlamda yapılan çalışmaların sınırlı olduğu görülmektedir. Buradan hareketle eğitsel bağlamda derinlemesine inceleme gereksinimi duyulan alanlarla ilgili olarak, bu çalışmada ortaya konan DHA’nın doğurguları göz önünde bulundurulabilir.

Özel eğitimde teknoloji kullanımı ile bir yandan öğrenme ve öğretme etkinlikleri kolaylaşırken di... more Özel eğitimde teknoloji kullanımı ile bir yandan öğrenme ve öğretme etkinlikleri kolaylaşırken diğer yandan öğrenenlerin performans ve çeşitli becerileri (yazma, okuma, matematik, dil, vb.) üzerinde olumlu etkilerinin olduğu görülmektedir (. Özel eğitimle ve teknoloji odaklı daha önce yapılmış literatür taraması, içerik analizi, meta analizi çalışmaları incelendiğinde bu çalışmaların çoğunda sadece bir engel grubunun ve/veya bir teknoloji türünün (, belirli sayıdaki dergi ve aralıktaki yılların (Liu, Wu ve Chen, 2013; Starcic ve Bagon, 2014) ele alındığı görülmüştür. Bu bağlamda bu çalışmanın amacı farklı engel türlerini içeren özel eğitim alanında yapılan teknoloji destekli çalışmaları incelemektir. Buradan hareketle betimsel tarama yöntemiyle " Web of Science " veri tabanından "(" special education ") ve (computer veya technology veya mobile veya video veya tablet veya game veya ict veya distance veya internet veya "augmented reality" veya web veya animation)" anahtar kelimeleri ele alınarak yıl sınırlaması olmaksızın makaleler taranmıştır. Ulaşılan 233 makaleden 140'ı kapsam dışı bırakılarak 93 tanesi kullanılan teknoloji, yöntem, engel türü, çalışma grubu, çalışma grubu büyüklüğü, bağımlı ve bağımsız değişken, sonuç ve yıl açısından içerik analizi yöntemiyle üç araştırmacı tarafından incelenmiştir. Makaleler incelendiğinde, daha çok web tabanlı uygulamaların, videoların, yazılım, bilgisayar, internet ve mobil teknolojilerin kullanıldığı görülmüştür. Çalışmalar daha çok nicel ve deneysel yöntemle otizm spektrum bozukluğu, öğrenme güçlüğü, duygusal bozukluk ve zihinsel yetersizliği olan bireylerle gerçekleştirilmiştir. Engel türleri ve teknoloji ilişkisi incelendiğinde, otizm spektrum bozukluğu olan bireylerde daha çok video; öğrenme güçlüğü çeken bireylerde video, internet ve web tabanlı uygulamalar; duygusal bozukluğu olan bireylerde video ve web tabanlı uygulamalar; zihinsel yetersizliği olan bireylerde ise sadece videoların kullanıldığı belirlenmiştir. Çalışmalarda engel gruplarının yanı sıra öğretmenlerle de çalışmaların yapıldığı görülmüştür. Ebeveynler ile yapılan çalışmaların sayısının az olduğu dikkati çekmiştir. Daha çok küçük gruplar ile çalışmalar yürütülmüştür. Bağımsız değişken olarak kullanılan teknoloji türü ve eğitim-öğretim türü; bağımlı değişken olarak da uygulanan programın etkililiği ve öğrencilerin becerileri ele alınmıştır. Özellikle son 5 yılda çalışmalarda artış olduğu ve ABD'den sonra Hollanda, İngiltere ve Türkiye'de çalışmaların yoğunlaştığı dikkati çekmiştir. Yapılan çalışmalarda kullanılan teknolojilerin sonuçlar üzerinde daha çok olumlu bir etkisinin olduğu belirlenmiştir.
Books by Hatice ÇIRALI SARICA

This study presents a framework showing how to design an implementation process to provide an eff... more This study presents a framework showing how to design an implementation process to provide an effective ICT integration in learning and teaching. The framework consists of seven components which include “description of the current situation, determination of the goals, designing the implementation, implementation process, analysis, review, and improvement.” It is suggested to take both 21st-century skills while determining the course achievements in the current situation and design the implementation process taking these goals into consideration. The design phase of the implementation involves the selection of target-specific teaching strategy/method/techniques, technology, and assessment method. After this phase, the design will be implemented inside the classroom in accordance with the current situation and goals, data gathered during the implementation process will be analyzed, and after reviewing the whole process, improvements will be carried out to ensure the effectiveness and sustainability of further implementations. This way, a detailed framework showing how to design an ICT integration process will be provided for the implementers.
Uploads
Papers by Hatice ÇIRALI SARICA
analysis in this paper. As a result of this analysis, it is likely to say that DST in educational context in Turkey mostly focuses on the digital aspect rather than the storytelling component and sharing life experiences is not in the core of most work. The collaborative workshop-based nature of the practice is mostly not considered necessary as long as a digital story is produced. In this respect, there is a tool-based approach besides the confusion between DST and multimedia
practices. Although it is mentioned that DST might have a role as a tool for reflection and self-expression, none of the studies examined, mentions about sharing experiences. Another major finding is that there is limited understanding about the workshop-based nature of digital storytelling as well as the facilitation process by facilitators who had participated in a DST workshop themselves, experienced the process and developed a first-hand understanding about the process. These findings point to an approach problem regarding the use of DST in educational context in Turkey. This problem concerning the approach seems to
be spreading not necessarily being limited to a single case where an interdisciplinary perspective and literature is missing. In this respect, this study aims to widen theunderstanding about the collaborative and co-creative nature of workshop-based digital storytelling practices.
Analiz sonucunda Türkiye’de DHA konusunda çalışmaların 2005 yılında başladığı, son yıllara doğru giderek artış gösterdiği; çalışmalarda “dijital öykücülük, e-öyküleme, dijital öykü, dijital öykü anlatımı, dijital öyküleme, dijital hikâye/hikaye, dijital hikayecilik, bilgisayar destekli hikaye anlatımı, dijital hikâye/hikaye anlatımı” kavramlarının kullanıldığı belirlenmiştir. Oysaki öykü ve hikâye kavramları arasında farklılıklar vardır (Andaç, 2014; Şimşek, 2010). Şimşek’e göre (2010), öykü, belli tekniklerle ilerleyen ve uzmanlık gerektiren yazılı bir edebiyat ürün türü iken; hikâye anlatma, herhangi bir uzmanlık gerektirmeyen ve sıradan insanların yaşamlarına veya farklı yaşantılara dair anlatılarıdır. Analiz sonucunda DHA farklı isimlendirilse de, tanım olarak benzer tanımların kullanıldığı ortaya çıkmıştır. Çalışmaların kullanım alanları incelendiğinde DHA’nın “fizik, açıköğretim, bilgisayar ve öğretim teknolojileri, tarih, okul öncesi, ikinci/yabancı dil, ana dil/Türkçe, güzel sanatlar” eğitiminde kullanıldığı, dolayısıyla DHA’nın geniş bir kullanım alanına sahip olduğu görülmektedir. Çalışmaların amacına göre DHA’na ilişkin beş adet derleme; birer tane de rubrik geliştirme, seslendirme destekli animasyonlaştırma programı geliştirme, bir ifade aracı olarak kullanma alanlarında çalışmaların olduğu görülmüştür. Diğer çalışmaların da DHA’nın çeşitli değişkenler (demokratik değer yargısı, tutum, motivasyon, başarı, yazma becerisi, v.b.) açısından öğrenciler üzerindeki etkisini (N=12) veya DHA’na ilişkin görüşlerin-deneyimlerin incelendiği (N=9) çalışmalar olduğu belirlenmiştir. Araştırma yöntemi belirtilmeyen ve derleme türü çalışmalar dışarıda bırakıldığında, en fazla deneysel (N=11), sonrasında durum (N=6), olgu bilim (N=1) ve eylem araştırması (N=1) desenleri ile çalışıldığı görülmüştür. Çalışmalar öğretmen, öğretmen adayları ve öğrenciler ile yürütülmüştür. Öğrencilerden oluşan çalışma gruplarının en çok lisans (N=8), sonrasında ise ortaokul (N=4), ilkokul (N=3), lise (N=3), okul öncesi (N=1) öğrencilerden oluştuğu saptanmıştır. Çalışmalarda veri toplama aracı olarak “anket, ölçek, görüşme, test, doküman, dijital hikâye, günlük, gözlem, öğrenme materyali, form, öğrenci ürünleri, alan notları, ses ve video kayıtları”nın kullanıldığı görülmüştür. Veri toplama aracı olarak ölçek veya test kullananların bu verileri görüşme ve/ya gözlem ile desteklediği dikkati çekmiştir. Verilerin analizinde ise daha çok betimsel istatistiklerin, t-testlerinin ve parametrik olmayan testlerin kullanıldığı; nitel analizlerde ise kodlama, tematik analiz ve içerik analizinin kullanıldığı belirlenmiştir. Yapılan çalışmaların sonuçları analiz edildiğinde dört tema ortaya çıkmıştır. 1. Öğretmen boyutu, 2. Öğrenci boyutu, 3. Süreçte yaşanılan zorluklar-sorunlar, 4. DHA’nın olası rolleri. Sırasıyla temalara göre sonuçlar analiz edildiğinde, öğretmenler DHA’nın verimi arttıracağını ve yararlı bulduklarını ifade etmişlerdir. Öğrenci teması altında ise iki alt tema oluşturulmuştur. Birincisi DHA’nın öğrenciler üzerindeki olumlu etkileri, ikincisi öğrencilerin DHA’na ilişkin olumlu görüşleri ve ifadeleridir. Etki çalışmalarında daha çok “tutum, yazma becerisi, motivasyon ve başarı”; görüşler açısından ise “Öğrenme sürecine aktif katılımı sağlama, eğlenceli bir uygulama/süreç olması, kalıcı öğrenme sağlama, motivasyonu arttırma” kategorilerinin öne çıktığı belirlenmiştir. Araştırmacıların süreçte yaşadıkları sorunlar-zorluklar temasında sürecin zaman alması, teknik sorunlarla karşılaşılması, öğrencilerin isteksizliği, yeterli kaynağa ulaşamama gibi kategoriler ortaya çıkmıştır. Ayrıca araştırmacıların, DHA’nın bir öğretim/öğrenme yöntemi, materyali ya da bir ifade, yansıtma aracı olduğunu, ifade ettikleri belirlenmiştir. Analizlerden hareketle eğitsel bağlamda daha çok deneysel çalışmaların yapıldığı ve DHA’nın etkisinin test edildiği belirlenmiştir. Bu süreçte dikkati çeken diğer nokta ise DHA’nın çoklu ortam ile aynı anlamda ele alınmasıdır. Bu durum önemli bir sorunu beraberinde getirmektedir. Çünkü çoklu ortam ve DHA aynı şey değildir. Elbette DHA metin, ses, görüntü, v.b. bileşenleri içinde barındırması nedeniyle çoklu ortam özelliklerini göstermektedir. Ancak DHA, kişinin kendi anlatısını temele alması, istediği şekilde medyaya yön verebilmesi, tasarım ilkelerinin olmayışı, anlatılan hikâye ile kullanılan medya arasında bir iç bütünlüğün olması vb. özellikleri ile çoklu ortamdan ayrılmaktadır. Bu açıdan eğitsel bağlamda DHA konusunda yapılması planlanan araştırmalarda öncelikle kavramsal çerçevenin oluşturulmasına gereksinim olduğu ileri sürülebilir.
respect to their performances in the environment. 3 clusters, low, medium and high, were obtained as the result of the clustering analysis. When the students’ perceptions of collaboration, socialization, task, environment and environment-task interaction complexity were examined based on their performance in the environment, it was observed that there is a significant difference between the groups in terms of environment-task interaction complexity. Also, when the correlations between the students’ contribution to the project, the rate of studying synchronously with the group members and the groups’ project performance scores were examined, it was observed that there is a positive, significant and high correlation between the personal contribution and the rate of studying synchronously. When the correlation between students’ perceptions of collaboration, socialization, task complexity, environment complexity and environment-task interaction complexity were analyzed, a positive, significant and high correlation between the perceptions of socialization and collaboration; a positive, significant and medium correlations between the perceptions of socialization and task complexity and between the perceptions of environment complexity and environment-task interaction complexity were obtained. The task, environment and environment-task interaction complexities are observed to be positively, significantly and highly correlated.
Conference Presentations by Hatice ÇIRALI SARICA
Eğitsel bağlamda DHA konusunda Türkiye’deki yapılmış çalışmalar incelendiğinde, “DHA’nın yaşantıları ve deneyimleri anlamaya yönelik bir atölye çalışması olarak örgütlenmediği, atölye sürecinden daha ziyade, bireysel beceri geliştirme hedefinin ağırlıklı olduğu” dikkati çekmiştir (Şimşek, Usluel, Sarıca ve Tekeli, 2017). Türkiye’deki atölye temelli çalışmalara olan gereksinimin ortaya konması acaba uluslararası bağlamda da durum aynı mıdır? sorusunu beraberinde getirmektedir. Buradan hareketle bu çalışmada uluslararası bağlamdaki atölye temelli DHA çalışmalarındaki var olan durumun derinlemesine analiz edilmesi amaçlanmıştır. Böylece atölye temelli DHA çalışmalarının niçin, nasıl ve kimlerle yürütüldüğü incelenerek nelere gereksinim olduğunun ortaya konulması planlanmıştır.
Atölye temelli DHA çalışmalarını incelemek için “Science Direct” ve “Web of Science” veritabanlarında sistematik bir betimsel tarama süreci yürütülmüştür. Tarama sürecinde “digital storytelling” ve “workshop” anahtar sözcükleri kullanılmış ve yıl sınırlaması yapılmamıştır. Tarama sürecinde “Science Direct” veritabanında 40 makale ve 10 bildiriye ulaşılırken, “Web of Science” veritabanında 11 makale ve 17 bildiriye ulaşılmıştır. Ulaşılan bu çalışmalar incelendiğinde; iki veritabanında çakışan, tam metnine erişimi olmayan, DHA’nı temel almayan, DHA uygulama sürecinin bir atölye bağlamında yürütülmemiş olan, DH’leri değerlendiren ve derleme olan çalışmalar analiz sürecinin dışında bırakılmıştır. Sonuç olarak atölye temelli DHA konusunda yapılmış 11 makale ve iki bildiri üzerinden içerik analizi yapılmıştır. Bu çalışmalardan beş tanesinin eğitsel bağlamda olduğu bunlar arasından da sadece bir tanesinde öğretmen eğitimine odaklanıldığı görülmüştür.
Analiz sonucunda DHA ile ilgili çalışmaların eğitim, sağlık, iletişim, spor ve psikoloji gibi farklı alanlarda yapıldığı görülmüştür. Çalışmaların çoğunda toplumda farklı bir konumda olan bireylerin, daha çok da kırılgan grupların (sporla uğraşan kadınlar, göçmen ve mülteciler, şiddete uğrayan, hapse atılan ve/ya sınır dışı edilen kişiler, öğretmenler, hemşireler, erken bunama evresindeki kişiler, HIV ile yaşayan gençler, savunmasız gençler) çeşitli değişkenler açısından deneyimlerinin veya yaşamlarının araştırılmasının amaçlandığı görülmüştür. Diğer çalışma amaçları incelendiğinde ise beceri gelişiminin araştırıldığı, DHA’nın müdahale yaklaşımı olarak değerlendirildiği, eğitim aracı olarak potansiyelininin araştırıldığı, DHA sürecinin değerlendirildiği, öğretmenlerin sosyal sınıf konumlandırmalarının araştırıldığı ve mesleki kimlik, kurum ve utancın oluşum sürecinin anlaşılmaya çalışıldığı ortaya çıkmıştır. Çalışmalarda ele alınan değişkenler incelendiğinde eğitsel, kişisel ve toplumsal olmak üzere üç kategori ortaya çıkmıştır. Eğitsel olarak öğretmenlerin DHA'na ilişkin inançları ve algıları, dijital görsel beceri, sosyal sınıf konumlanması, öğretmen kimliği, mesleki kurum ve mesleki şema değişkenlerinin ele alındığı görülmektedir. Kişisel olarak liderlik, güçlenme (empowerment), geleceğe yönelik umut duygusu, öz-yönetim, öz-yeterlik, öz-saygı; toplumsal olarak da sosyal destek ve toplumsal aktivizm değişkenlerinin ele alındığı görülmektedir. Nitel olarak gerçekleştirilen çalışmalarda; katılımcı araştırma, katılımcı eylem araştırması, durum çalışması, olgu bilim ve toplum temelli katılımcı araştırma yöntemleri kullanılmıştır. Çalışma grubu yaşlılar, yetişkinler, gençler, hemşireler, öğretmenler ve araştırmacılardan oluşurken; çalışma grubu büyüklüğü ise atölye temelli uygulama gerçekleştirilmesinden kaynaklı küçük tutulmuştur. Her bir atölye çalışmasının 10 kişiyi geçmediği, toplamda çalışmaya katılan kişi sayısının da 3 ile 40 kişi arasında değişiklik gösterdiği görülmüştür. Oysaki DHA konusundaki eğitsel çalışmalarda daha çok öğrencilerle ve kalabalık gruplarla çalışmaların yürütüldüğü dikkati çekmektedir (Çıralı ve Usluel, 2015). Bunun da DHA’nın bireyler üzerindeki doğurgularını derinlemesine inceleyememe sorununu beraberinde getirdiği söylenebilir. Ayrıca atölye çalışmalarında daha dezavantajlı, kırılgan gruplarla çalışılmasından hareketle, eğitimde de dezavantajlı gruplarla çalışmaların yürütülmesine gereksinim olduğu ileri sürülebilir.
Son olarak çalışmalarda DHA’nın kişisel, kişiler arası ve eğitsel bağlamdaki doğurguları ortaya konmuştur. Kişisel bağlamda, derinlemesine düşünmeye, geçmişin hatırlanarak gözden geçirilmesine, kişilerin seslerini duyurmasına fırsat sunduğu; yeni anlayışların, bakış açıların oluşumunu ve kendini anlamayı sağladığı, benlik duygusu için faydalı olduğu, deneyimlerin ifade edilmesinin bir yolu olduğu; öz-yansıtma aracı olduğu; kendini ifade etme yeteneğini, öz-saygıyı, öz-farkındalığı, öz-kontrolü, öz-güveni, öz-dönüşümü, liderliği geliştirdiği belirlenmiştir. Ayrıca kişiler arası bağlamda ilişkilerin, bağın ve iletişimin kurulduğu; işbirlikli çalışmaya fırsat sunduğu, dayanışma duygusunu geliştirdiği, ortak bir aidiyet duygusu ve empati kurmayı sağladığı görülmüştür. Eğitsel bağlamda ise öğretmenlerin mesleki gelişimini desteklediği, öğrenciler arasında fırsat eşitliği sağladığı, yaşam boyu öğrenmeye katkı sağladığı, yetenek veya beceri gelişimini sağladığı, bir eğitim ve öğrenme aracı olduğu ortaya konmuştur. Bu doğurgular farklı disiplinlerde ortaya konmuş olsa da eğitsel bağlamda da bu tür değişkenlere odaklanarak çalışmaların yapılmasına gereksinim olduğu söylenebilir. Örneğin eğitsel bağlamda öz-farkındalık değişkeni ile ilgili bir çalışma planlansa, öğretmenlerde DHA yoluyla mesleki anlamda kendileri ile ilgili farkındalık oluşarak, mesleki uygulamalarına yön verebilecekleri ve mesleki gelişimlerine katkı sağlayabilecekleri söylenebilir. Buradan hareketle bu çalışmada ortaya konan doğurguların, birçok çalışmasının girdisini oluşturabileceği ileri sürülebilir. Sonuç olarak alanyazında DHA konusunda disiplinler arasında yapılmış birçok çalışma olmasına rağmen atölye temelli ve özellikle eğitsel bağlamda yapılan çalışmaların sınırlı olduğu görülmektedir. Buradan hareketle eğitsel bağlamda derinlemesine inceleme gereksinimi duyulan alanlarla ilgili olarak, bu çalışmada ortaya konan DHA’nın doğurguları göz önünde bulundurulabilir.
Books by Hatice ÇIRALI SARICA